31 Mart 2020 Salı

Amigdala



ekinoks tornistanında
 taslakların üzerine pulları hizaladığım
yakamoza benzer
milim hareketliliklerden
haberdar

kadim müttefiklerimin aksine
film rulomdaki holograma
nedense ben ellerinden başladım

ışığımı mum sarısına çevirdim 
ve gölgem
çakıl taşlarına batarken
 düşümü kuşattı

sürreal bir aşinalık
olabilir bunlar
frapan akıbetinin tablolalarına astığım duvarlarda

kehanetimle birlikte
tüm öngörülerime meşguliyet

zihnim bu uzayın ferforjesine tutunan bir metafor

cadım kuzgununu küresinde okşarken
tüm fosillerlerim toprağı besleyip çiçek açtı

iyelikler kurdeledim

paslanmış aplikeler söktüm 

çalgım
anele bağıma konan bir bengal ispinozu









30 Mart 2020 Pazartesi

Sistrum


yıllar sonra yakıyorum
tarla anarşistimi

bu gece tebessümüm çabama eşlik eden soytarıyla yatıyor

ruhum
bu gece
sinaps kavsinde
ince eleyip sık dokuduğu gözenekte 
restini çekiyor

bana kalırsa bu gece için güzel bir poz
dahilerin alkışı karşısında

epeydir klatho'nun kulağımı çekmesinden memnuniyetsizdim
şimdi o'nun kulağını çekerken alıyorum bu hoşnutsuzluğu

nereden bakarsak bakalım 
danışıklı dövüş

gözlerim göğü bulandırıp pembeye boyuyor
duyuyorum ay'dan bahsediyor yıldızlar

düşünürken tekerde dönen yelkovanı 
dikiz aynasında beni takip eden bana sesleniyorum

hiç mi yanılmayacaksın ?

hep cevapsızlığıyla
döner gider arkasını
 karmaşama karşı tuttuğum zırh

bir dağı aşarım
korkulukları selamlayarak
darmadağın göletlerin çekileceği zamanda

elimden geçiririm çitlerin isyanını 
ayakkabılarım imgede sürküle olurken 

külle boğuşurken
büstleri yıkarken
ve istenilen olurken

ruhum taverna
tüm çanlarına kabulüm














28 Mart 2020 Cumartesi

Hoşbulduk


çağlar
benden çaldığı 
partikülleri yapıştırıyor heykellerimin üzerine

barok veriyor neticemi 
gölgesini yüzüme katarak

pek tabii harçlığı olan dünyanın yanında

elips gözlerimi oyuyorum
çalacak çanı duyuyorum
kuzgunum omzumdayken

geç kalmış bir nitelikle
evrenin sözüne itibar 
bir bakıma bu kadar kolaydır aslında 

arşitravın altında
düşünürken 
sindirim mekanizmasına 
zihnimizde inşa ettiğimiz tapınakları

adaklar asılsız çıkar
tanrılar kutupsuz

atlar çeker quadrigayı
bir yarışın içinde olmak istemezken ben

ne anlaşmaya bakılır
ne de el sıkışmasının örtülü sebeplerine

zoru yutarken wolf rayet
bu kadar kolaydır payıma düşen

ama her şey olağandır derim
fenerlerin önüme düşen rötarlarını rotalarımda izlerken











27 Mart 2020 Cuma

İle



itikatım al topuklu

bugün
kendime
parke solfejimle 
tohumlarım kadar güneş soydurdum

doğrum
buz kaplı gölü zemheride inkar eder 

mutlak baharda daniska 

çıplak gözle bakılmayacak kadar tehlikeli çiçeklerinin sessizliğini
evren son kozunu kendiyle oynayınca farkettim

normlarımı ruhunun armonikalarına kaydırdım 

zerafeti tattım
yağmur başladı

tüm bahçemi temizledim
tilkiler dağa doğru kaçtılar

yolumu heyelanladılar
belini bırakmadım




If I recall the things we used to do
It seems I had this strange effect on you
The closer we got you moved further away
Further away
The fog got thicker and the clouds broke up
The ghosts were dancing and refused to stop
It all appeared completely indistinct
So indistinct
Since you said goodbye
All I do is fantasize
That for another moment
I can look into your eyes
Since you said goodbye
Said goodbye
Although the darkest nights for us were made
The moon was full but it refused to stay
And morning light always returns too soon
Much too soon
There will be many other nights like this
But never other lips that I may kiss
I won't be standing here with someone new
I'll wait for you
Since you said goodbye
All I do is fantasize
That for another moment
I can look into your eyes
Since you said goodbye
Said goodbye
I won't be here to see your beauty fade
Each night that follows wear a darker shade
And we'll go wandering under the stars
Never more





26 Mart 2020 Perşembe

Oysa


durağanlık
kırgın gölünde
solungacının kıpırtısı için 
kırık bir tırnakta 
beni zaafımla zorluyor

gerçekte tanrının yanında mıydım bilmiyorum
ama ben emin değilsem
göğsümü açık tutabildiğim kadar tutmaya çabalarım

o an 

yüzünü piyano tuşlarına çevirdiğimde
parmaklarım grotesk bir beste çalar

bu
ekoda tüm bedenine tantrik bir dokunuşa dönüşür

tavandaki gözlerim
valsin ortasında kopmuş kıyamet gibi

güçlü duvarlarına yazılar yazdıran cesaretse aynı sıcaklıkta

bunlar zırhın için çiçeklerim





La-la, la-la-la-la
La-la, la-la-la
La-la, la-la-la-la
La-la, la-la, la-la-la
And one of us gotta crawl under the bus
If we wanna stand a chance of standing up without a crutch
And I ain't trying to sound dismissive of that target you've been squinting at
We've all been ranging far beyond our range of limitations
Even when I try to take the bullet, I'm impatient
Looking at your face for validation
Fly like dishes but sleep like strangers
Protect my interests, what you think these fangs for?
This isn't even anger
It's just disappointment pointed in a million directions
This it's tight and stressed like a tight rope stretched
Across my whole chest this is why I'm flexing
Please forgive my voice but I'm lost in the void
When I look to the future, neither one of us enjoying it
We ought to stop and start smelling these flowers
Before the world reminds us that it's not really ours
La-la, la-la-la-la
La-la, la-la-la
I wish you could hear me, my lips to your earring
La-la, la-la-la-la
La-la, la-la, la-la-la
I wish you could hear me, my lips to your earring
Life is hard
Some stains are too deep to wipe them off
So we must strive for a higher cause
There's something that is clearly missed
Both of us are running from experiences
Frustrated today, nitpicking tomorrow
Sittin' in our sorrow, sippin' from a bottle
Where do we go wrong, why do we prolong?
I wanna grab my hat and throw my coat on
We sleep in different beds, we're taking different meds
This relationship is so Night Of The Living Dead
I know it's morbid, but there's the mortgage, there's the storage
There's the four kids, I will not forfeit
Whatever, we can make it under pressure
We're both bad with money, we spent the college fund together
And I've got nothing else to say about it
Let's just pray about it, I mean it
La-la, la-la-la-la
La-la, la-la-la
I wish you could hear me, my lips to your earring
La-la, la-la-la-la
La-la, la-la, la-la-la
I wish you could hear me, my lips to your earring

25 Mart 2020 Çarşamba

Işığım Sarı



parakete 
bozuk çalan enstrüman

farketmiyorsun ama ay'ın kıyafetleri artık bol geliyor o'na

fenerimin pillerini gevmesem 
oluşan bu karanlıkta sanırım seni göremem  

sırf bu yüzden belki 
bir mil dahi ilerlemiyorum buradan

akrobatların tepesinde savrulan flamalar altın kurallarını sunuyor

tütsülerin izlerini takip eden hayaletlerimse 
dönüştüğünde sinapsların gürültülü sarkacına

kemer tokama takılı livarımda
dans eden kupandaki lotusları öpüyorum

her şey birbiriyle ilintiliyse

kopuk parçayı söyleyebilir misin ?















24 Mart 2020 Salı

Buz Batağında



sığ suların sivrisineklerini
çan çalınca farket
ve devam et

edebildiğin yere kadar sür izini
çünkü etrafım çevrili

bileğini sıyır pusulanın
kanına fısılda yıldızların

mumlarsa
daha kıvraktır gölgelerinden

önden gelen bir şarabın söylediği geceyi dinle

tesiri gizle

peşine takıl ay'ın

yakmaya başla dağı

toza üfle

kıtaları ayır

sadece yüzmek istiyorum











22 Mart 2020 Pazar

Tire


metalar
kayıplar çekmecesinde
güzel kostümün ütüsünü bozmadığında

kaotik bezemelerim tarafından
suistimal edilip

bir ihtimal boşluğumun farkındalığına düşüyorum

gönye döngümdeki işaret
dirseğinin iç kısmında
bir halta yaradığında

gündüz gözüyle
ay'ı terasımda gece için konumlandırıyordum

kadehim
çevresini saran dumandan kurtarıyordu bizi

fakat
çalar saati rüyana danışmadan kurarsan
çalar saatinden önce uyanırsın

bu yüzden
gün batarken ay'ı göğe yerleştirmek daha mantıklıdır

böylelikle bir tepeyi aşarken başka yere bakmazsın

hala göt cebimde boş vesikalığın arkasında yazan kelime
bekle

ama bu gece ay hangi tepeyi aşar bilmiyorum

ısrarla bildiğim gibi

düzlemin taşlarını yerinden oynatırsan
ışınlar gözünü yumar






We’re all born to broken people on their most honest day of living
and since that first breath... We’ll need grace that we’ve never given
I've been haunted by standard red devils and white ghosts
and it's not only when these eyes are closed
these lies are ropes that I tie down in my stomach,
but they hold this ship together tossed like leaves in this weather
and my dreams are sails that I point towards my true north,
stretched thin over my rib bones, and pray that it gets better
but it won’t won’t, at least I don’t believe it will...
so I've built a wooden heart inside this iron ship,
to sail these blood red seas and find your coasts.
don’t let these waves wash away your hopes
this war-ship is sinking, and I still believe in anchors
pulling fist fulls of rotten wood from my heart, I still believe in saviors
but I know that we are all made out of shipwrecks, every single board
washed and bound like crooked teeth on these rocky shores
so come on and let’s wash each other with tears of joy and tears of grief
and fold our lives like crashing waves and run up on this beach
come on and sew us together, tattered rags stained forever
we only have what we remember

I am the barely living son of a woman and man who barely made it
but we’re making it taped together on borrowed crutches and new starts
we all have the same holes in our hearts...
everything falls apart at the exact same time
that it all comes together perfectly for the next step
but my fear is this prison... that I keep locked below the main deck
I keep a key under my pillow, it’s quiet and it’s hidden
and my hopes are weapons that I’m still learning how to use right
but they’re heavy and I’m awkward...always running out of fight
so I’ve carved a wooden heart, put it in this sinking ship
hoping it would help me float for just a few more weeks
because I am made out of shipwrecks, every twisted beam
lost and found like you and me scattered out on the sea
so come on let’s wash each other with tears of joy and tears of grief
and fold our lives like crashing waves and run up on this beach
come on and sew us together, just some tattered rags stained forever
we only have what we remember

My throat it still tastes like house fire and salt water
I wear this tide like loose skin, rock me to sea
if we hold on tight we’ll hold each other together
and not just be some fools rushing to die in our sleep
all these machines will rust I promise, but we'll still be electric
shocking each other back to life
Your hand in mine, my fingers in your veins connected
our bones grown together inside
our hands entwined, your fingers in my veins braided
our spines grown stronger in time
because are church is made out of shipwrecks
from every hull these rocks have claimed
but we pick ourselves up, and try and grow better through the change
so come on yall and let’s wash each other with tears of joy and tears of grief
and fold our lives like crashing waves and run up on this beach
come on and sew us together, were just tattered rags stained forever
we only have what we remember


21 Mart 2020 Cumartesi

Pir



çabam
 apollon'un lir'i karşısında marsyas'ın kavalı

kozmos bugün bile grev yapmıyorsa
tarlamda
ben onun korkuluklarını fiyakalı giydirmeliyimdir

düşüm
odandaki dolaşan ruhlarımıza ithaf çalınan şarkılar

destem bitti
motifim canlandı

gerçekleştirdiğim
reste güzel bir imza 






20 Mart 2020 Cuma

Ekinoks Kasetimde Gelgitin Balığı


gün

geceyle gündüzü eşit kesip
salise oynatmayan dikkatli bir makette
resitalin konuğu

rutin gevelemelere karşı
zirvedeki karmaşamın ahenginin yanında

 beşiğimin altından akan nehirde dönen ritüelde
ekinoks kasetim aracılığıyla gelgitin kumsala bıraktığı balığı
tavandaki yansımadan dikizliyorum

zamana kıyasla 
kadehimdeki nüansta

artık dile gelmiş şeylerin
dudağı terketme seansında
oksijenle yanan tindir

eğimlerin 
çizgilerini
kulağıma
bach
dinletsin

ben 

meşalelere üfleyebilirim

bu memnuniyetle




Lives
We won't remember
Wasting time to find
The meaning of it all
I
Am living measured
A simple routine
Just breathing silently
Now I'm taking it slowly
And the moment is pure
Don't need to know where this thing goes
You know I've made peace with being unsure
And we're sliding
Down a path that's well worn
It never goes in a straight line
Yea it's so obvious and nobody knows
Breathe in
Let all your worries just wander
Off out to
A plane where they no longer bother you
Are you getting tired of
All this low hanging fruit?
Cause I've been high
And I've been low
I've been into some shifts that I'm not proud of
Call it human nature
Now I'm taking it slowly
And the moment is pure
Don't need to know where this thing goes
You know I've made peace with being unsure
And we're sliding
Down a path that's well worn
It never goes in a straight line
Yea it's so obvious and nobody knows
Now I'm taking it slowly
And the moment is pure
Don't need to know where this thing goes
You know I've made peace with being unsure
And we're sliding
Down a path that's well worn
It never goes in a straight line
Yea it's so obvious and nobody knows

19 Mart 2020 Perşembe

Balık Kılçığında Lades


yaratımı buldum
tanrı karşı çıktı

birkaç yıldır söylediğim şeyin tam vakti

solucanlarım evcil
ve
sen yüzüyorsun

 seni izliyorum 

ekinoks sakinliğinde

I'm the next act
Waiting in the wings
I'm an animal
Trapped in your parked car
I am holidays
That you choose to ignore
You are all I need
You are all I need
I'm in the middle of your picture
Lying in the leaves
I am a moth
Who just wants to share your light
I'm just an insect
Trying to get out of the night
I only stick with you
Because there are no others
You are all I need
You are all I need
I'm in the middle of your picture
Lying in the leaves
It's all wrong
It's all right
It's all wrong
It's all wrong
It's all right
It's all wrong
It's all wrong
It's all right
It's all wrong
It's all right

18 Mart 2020 Çarşamba

O Sabahın Fal Ekosu


kontrbaslar tek düze

bu gece
diğer gecelerden bağımsız hareket ediyorsa şayet

ay'ı yolunda yakalayıp
beni neptün'ün larissasındaki yerime götürmesi için
 koltuğuma yerleşebilirim

çünkü bana kalırsa tam değil tüm vakitlidir

manzaram
ekinoksa doğru ilerlemekte

ağır aksak söylediği şarkıdan aldığım ipuçlarında
ve
gerçekleşecek şeylerin istikametinde 

levhamı boyayacağım

dünyanın geldiği hale kıskaçlayacağım notumu hazırlıyorum
son kurgu konusundaki söylemimin üstüne tekrar imzamı geçiyorum

sizler
çürüyen kalkanlar üzerindeki desenlerimi küfle kaplayabilirsiniz

fakat izninizle ben reçinemi üst kısımlara sürüyorum

yavaş yavaş mağarama sızan kulaçtan
kıpırtı bulup
tıkırtılara dokunacağım

zihnimdeki güzel heykellerin tek nefesle sönen ışıkları arasında

arzu ettiğimle
evrenin arasındaki 
kutuplaşmada

argümanlar fazla değersiz






they came to the same spot asking that river for some clues
All they got was wet shoes
And they gave birth to me and you
So tell me darling
What the hell are we supposed to do?

We'll dance alone together
Held back by the fear that one day
We might get so close
we'll never be strong enough to separate
She had this dream that's clever
We could fold time and space
I like you
You like me

why are we so afraid ?

17 Mart 2020 Salı

Paydaşlar


ateşe işeyen
kurallarda

karnavalım mukavvadan

mayalardan hamura dönüşen kıvamda












16 Mart 2020 Pazartesi

Nehrin Kıyısında




sanırım
nemli camında
buz gibi bir bira istiyorum




Reckoner
You can't take it with yer
Dancing for your pleasure
You are not to blame for
Bittersweet distractors
Dare not speak its name
Dedicated to all human beings
Because we separate
Like ripples on a blank shore
In rainbows
Because we separate
Like ripples on a blank shore
Reckoner
Take me with yer
Dedicated to all human beings

15 Mart 2020 Pazar

Dakik Yiv



kadife fevriliğinin asma katında moleküllerimle oynarken
temennilerimin genetiğini bozar

ben
ekinoks sancılarımda
ay ile birlikte büyürüm

yakamoz manzarasına karşı 
sesler zihnimde yürümeye başladığında
konuşacak bir dilin keşfini düşünürüm

çapamı atmaya çabalayan mürettebat dahil
bir başkadır o an telaş






Your Bones are cold, they walk alone
They stagger out of time
The ghosts critique your silent leave
You've turned your back on peace of mind
You go, go, your body leaves its track marks behind
Cause you've lost your guide to a crooked smile, again
Home, this is not our home, it's a stop to rest
You lean along a flight of stairs and you worry for your health
You go, go , your body leaves
It can' stay well
Cause you've lost your guide to a crooked smile, again
I WILL CALM AND QUIET NOW YOUR BONES
LIKE A WARM STONE...
You usher in the silence, turn your head, turn your head
Now in the silence you are fed, you are fed
You're steady as you're waiting
For someone to take your place
Cause you've lost your guide to a crooked smile, again
I WILL CALM AND QUIET NOW YOUR BONES
LIKE A WARM STONE...
LIKE A WEANED CHILD...LIKE A WARM STONE

14 Mart 2020 Cumartesi

Zinde Bırak


diksiyonu metal hayaletlerim

konu benim sabrımsa eğer

kelpetenle dişlerinize yeni oyuklar açabilecek 
lal geoiti
pencerelerinize kadar indirebilirim

sallandırabilirim asmalarınızı
sürekli yenilenmekte olan şaraplarıma ithafen

perdeyi trajikomik sahneliyorsunuz

dublörler ayırt edilmiyor

ve plastik eklentilerinizle
vazolardaki çiçeklerle birlikte gibi duruyorsunuz

fakat gölgenizde gerçek 
balzac ve sarrasine

ayırt noktalarını es geçiyorsunuz

hatta çinko üzerinde tel eziyorsunuz

zarif firarlar 
pak zihnimde
ekinokstan beri
hiç yanılgıyla süslenmedi

bu sadece
hipodromun sesiyle
eline kart tutuşturulmuş birkaç kumarbazı gülümsetiyor

metafiziğin öbeğindeki atomla

odandaki ışık
yeterli cezamla aynı tutarda
içinde dolaştığım tüm sisleri dağıtabilir

tüm yersiz yükseltişlerimi 
basamağından çatlatıp 
yere kadar 
indiriyorum

ama sen
yoz suda çizmemin üslubunu biliyorsun

hala okyanusa doğru bakıyorsun

beni geride bırakarak

yoksa bin dakikayı bir dakikada harcarım

beni bir gecede bağışla







13 Mart 2020 Cuma

Küre Zarfı


podyuma do

ışığa re

kesite mi

kağıta fa

suya sol

kuma la

perdeye si



11 Mart 2020 Çarşamba

Öp


küfre nitelik kattım
nicelle bilenen kanyonlarımın teleferiğini düşürdüm

tornistan rotamı resifledi
ve
restime biat ettim

kozmosun radyosunu elimdeki metafizikle parçaladım
bağcığımı öpüp duyduğum seslerin estiği yöne gittim

orada koyları 
uyardım

orada oranın şaraplarından tattım

sazlıklı gölden çektiğim su ile
ağaçları suladım 

baz almaktan o kadar daraldım ki kalamayı kapattım

kışın elektrik tellerinin gerildiğini söyledikleri geldi aklıma

 teşekkür ettim bahara

kendi tuzaklarımı sildirdim zihnimden
tuzağıma düştüm

 manayı anlamsızlıkla yarıştırdım
 geçen olmadı bitiş çizgisinden

fakat
dağların bile bağı vardı

magmanın içinde kolyem donarken çıktım basamaklarımı

tabloyu ortasından deldim
çiviye geçirdim dilimi

bulmacayı labirentin ortasında yaktım

yüzünde kar vardı
ayaklarına baktım
pembeleşen göğün yansımasında



10 Mart 2020 Salı

Yokuş Aşağı


değer yargıları 
milyon çağdır taşınsa da
ne yazıktır ki bir zemine kolay kolay çakılmaz

yükseltebildiğimiz kadar yükselttiğimiz
keşiflerin

kendini aşağı atma çabasına

paraşüt ikramımız gülünçtür

yanılma paylarımız hakkında dama taşları hizalı danslara kalkıştığında
gülümseyişimizde kıtalar ayıran zamana tanık oluruz

tüm kozmosun taşlarına rağmen 
yalın ayak
dolaştığımız bu çabada

magmanın da kutbun da söylediği aynı şeydir

toz pembe kristal içinden
tinselliğe devir atlatıp
bir şeylerin farkına varıyorum

sonra
yastığımın altına bilet sıkıştırıp tavana dalıyorum
bütün kıyafetlerim sanırım kendi giriyor valize

peki
uzay
bu denli güzel çiçekleri
 tozlarından neden alıkoymakta





once I’ve returned to the crucial end
there’s no guards to get passed to get over
yet I see something caused my shaking hand

I’ve got belongings to save from this place
they keep calling by night, call the monarch dead
I see things I lost under your reign
someone I was before you reigned

and I want it kept
forever tried to shake it
I want it kept

I want it kept
no longer want to fix it
I want it kept

though your climate made my skin react
I was roman in Rome, it’s my easy path to be
burning quiet in control

by now I’ve found there ain’t no top of the climb
I am wholly alive, you can’t rank that one
I will take this with me when I go
I’ll keep this with me where I go

cause I want it kept
forever tried to shake it
I want it kept

I want it kept
no longer want to fix it
I want it kept

I want it kept
forever tried to change it
I want it kept

I want it kept
no longer want to fix it
I want it kept

9 Mart 2020 Pazartesi

Oyuk



vaylimbisvaya kurgusunda 
sığ bölümü geçip
koya ulaşmam için 
bu şey
çana vurulmuş bir tokmak

üçlü fırdöndü metamda
yalan metaforu üzerinde
ve
pinokyo ahşaplığında
yakamozun sehpası için

 dans etmiş ruhuma biraz testiler kırın

burası yeterince solucan gördü
özerk olmadıkları için
öznel yaşantılarının
kokan vaziyetlerinden bahsetmeyeceğim

ama bir kurgudayken
 solucan kostümüne uymak gerçekten kimlik dışı olan yegane şey

tek tip robotların 
kabloları daima dolaşıktır

roller ve asparagaslarıyla
çevirdikleri dünyada
paspas 
taklitleri gibi
terk olurlar

gerçekten çirkin yaşamlar 
şans dileyebilirim akıllarındaki mukayyet için

öngörülerime inanmalıyım
çirkin sunaklarında mor tanrılar ağlar
ben yine de onları evcilleştiririm

ama solucanlar evcilleşmez

kozmosun dilini anladığınızda
göreve tabii olmak
ve sürüklenmek sanattır

ama beni bu denli
sığ kurgularda
ve
neptünün tepe mavrasında
dolaşık halde
elindeki kadehle izleyip
gülümsediğini biliyorum

taşlarını sıralara
sana biraz daha yaklaşıyorum

çakıl taşları iksirim
uzun bir astar deyimim
yenilikse çekim

 misina suyun üzerinde
kancadaki solucan dibe batıyor

göl şimdi biraz daha heyecanlı






8 Mart 2020 Pazar

Fal Denilir


kesik banliyölerin
keskin tadı
dilimize düştüğünde

uzaklaşmaktan yana olduğumuz hayatı koklayan tesirleriz

 halihazırda tedarikliyiz

mümkünatı varsa yoklarız

mıhlanan tığlara
ay'ın altında
sokağın metal tizinde
lakayit ergüvanların ipleriyle
klotho'yu buyruk edinir mastarım

illegal parıltıda sürek köprülerse beni içine davet eder

gayriihtiyari karşılarım tüm şaşkınsızlığımı

deliliğin pelerininde tahtalarım kırık

 istenilen kıvamda tutmuyorsa buz dağımın lavı
yeraltı taburelerimin odalarına dolaşan dumanı kurularım

 öyleyse klotho 
beni bu şarkıyla salla beşiğimde

ninnine püskül ayıklayanım



















7 Mart 2020 Cumartesi

Ne Hecelersiniz


 izahı zor

 hali hazırda
pekiştirilmiş
kiplerin
uyakları gibi

çok yakınında
manevralanan
nötrün
sayaçları

hepsi vesaireyse eğer

bu gece 

cereyan etmiş tüm kesme taşlarla
şatomsu bir dimağda karşılaşalım

bu kendime verebileceğim son şans 











6 Mart 2020 Cuma

Gün Batıyor mu Yoksa Doğuyor mu ?



bizi tasvirleyen
dinamitle
bir dağ patlattım

ne yazık ki şuan dağılan kayaların üzerinde yürüyoruz

uzun bir süredir
bu ikimiz için geçerli olan tek şey

ve hayaletlerimiz rüzgara ıskayken
gülse değiştirebileceğim bir güzergahta
adın parlaklığı alışılmış spotlar altında kısalıyor

bu görüp görebileceğim en güzel şey

tekil bir manzaraya karşı
küs sırtında
dolaşan
bir
solungaç kokusu

diğerlerini yeterince içerledim

kupamdaki livarda uzayın tercümanı kalıyor
kara delikler holde ayaklıyor

bütün yolların kapalıyken
epey uzun süredir söylemeye çalıştığım bu şey üzerinde
gönye döngüsüne girip
aksini düşünemediğim vasatlıklar soluyan kıyafetlerimizdir

tüm kronoloji elimdeyken
dedektif merceğimde sahneleri izliyor ve yaşıyorum

yağmura inanmıyor musun ?
peki ya pusulaya ?

ne ki bu şarkı ne zaman çalsa beni affediyorsun





I won't run away no more, I promise

Even when I get bored, I promise
Even when you lock me out, I promise
I say my prayers every night, I promise
I don't wish that I'm spread, I promise

The tantrums and the chilling chats, I promise
Even when the ship is wrecked, I promise
Tie me to the rotten deck, I promise
I won't run away no more, I promise

Even when I get bored, I promise
Even when the ship is wrecked, I promise
Tie me to the rotten deck, I promise
I won't run away no more, I promise



Mayın Kurası


 kolay anlaşılan
zor izah edilen
imge savaşlarında

doğaçlama tragedyalar çetrefilli temasları
sinir hücrelerinde dışarı baktırır

ve
bu ahşap gezegenler üstünde
rolden şaşırma tam olarak asla gerçekleştirilemez

piyes sekileri üstünde
dizaynın orkestrası

bol sazlıklı gölde sandalları hareket ettirmeye benziyor

dilini uzatmış gök
payını ayırmış kıtalara düşüyor

böyle nehir yataklarına baskı yapan basınçlı ambiyansta
debiye imza olmak istemem

itina ceketlidir


Checkered past no looking back for you Cut the lines, the lines that tie me & you Stained in glass all my memory of you Now winters gone along with it goes you As mirrors stare there's no reflection of you We all have fears, my greatest fear is you Checkered past no looking back for you Checkered past no looking back for me

4 Mart 2020 Çarşamba

3 Mart 2020 Salı

Tıkırında


-parşömen üzerine yazdıklarına kıyasla
daha vahim şeyler
öyleyse
neden böyle bir şeyi
sunasın ki ?

şarkımız yolculuklarımızda veremediğimiz cevaplardan çalıyor
tepsisi parlak

bir şeyi farkettiğimde

 ben arakladığım sıralamaları
gün yüzüne gömüyorum

henüzü erken bir lavanta koklar gibi






2 Mart 2020 Pazartesi

Abelian



eksen bükülüşünde
tülleri kesmek 

külün kaldığı yerde
üstlere üflemekle

eş anlamlı

albatrosun sabotajı gökle

gözenekler gözlenebildiğinde

polenleri izliyorum




1 Mart 2020 Pazar

Makas ( Tepe Kamerası Ağzından )



tel sihrinden bu yana  (  bkz. tel sihri )

baştan alıyorum
tel sihrinden bu yana

kurgulardan senaryolara
senaryolardan tepe kameralarına 

ince işlenmiş mermer büstleri tarafından
 parteküller etrafında
senkronize şekilde dönmeye başlattığım elektronlar

görevine sadık kalarak
bana 
tellerden bir balık 

yaylı bir solungaç

solmuş bir yüzgeçsizlik verdi

sadece benim anladığım dilde..

iletkem
el örtbasla empati diyetinde zımbalanırken 

tepe kamerasını sökme vakti
bunun için kök spatula yerine
astigmat foviamı kullanırım
ve hep heyecanlanmışımdır

dilimi yüzeyleyin
başlıyor !

ama alışık olunan aksine
bu defa kendime

eğer evren bir mıknatısın düşünce üzerindeki metafiziğiyse
bunu belirli ritüellerle yapmak
sahne içinde sahneye çıkmanın telaşını doğuruyor

bir metayı çağıracaksam
önce uzvu hareketlendiren eylemi fısıldarım
sonra
gelgiti hatırlarım

güzel olan her şeyi mahvederek

birden her şey eskimeye başlar

kalabalıktan tenhaya girmeye çabalayan hüznümün suyunda
 yan yatmış tüm balıklarla 
aynı frekansta
ay'a bulanık yansırken 

çöküş
kendi tembihinin 
sana seslenmediği andadır

ben geniş bir alanda parçalandım
kumların üzerinde

huylarım kıyafetten kıyafete girerken
kendimi tanıdım

elimi tuttup ve dışarı çıkardım
evrene bağırdım

evrenin sağır diktalığına

tüm sel suları zihnime doluyordu
yüzüyordun

ben 
hissizlikle oynadığım tüm kumarlarda 
kazandığım hisse bertaraf ettiğim kendim

ve sağlıksız

saçlarımı kes
bana bir dünya çiz
henüz kıtaları ayrılmamış