30 Nisan 2020 Perşembe

Kulak



akıntının konçertosunu
parkur sepetimde
dank etmiş
ziyafetle
sunuyorum

mumlar çiçeklerin güneyinde
zift dolu kamburlarla

baş kuşelerse kaburgamda
kayıkta kürek yakan son şişemde

parmaklarınızla sarılmaz mısınız rutubetli bir dimağda?

ti sesini andıran bir ıslık

manifestolarım 
foseptiklerin mazgalını desenliyor

geven tükürüyor

aşinalık hecelenmiyor








28 Nisan 2020 Salı

25 Nisan 2020 Cumartesi

Yum



labirentin kıvrak düzeneğindeki

zigzaklarda

donemin misketleri ses çıkartıyor

çalgı duyulmuyorsa

perdeyi açın




24 Nisan 2020 Cuma

Fondiple Berlatier



ıslak realizm
son hitabesini
 tedarik
 tarafında
yapıyor

sofistike cahiliyette
çamaşır asarken 
mandalları 
önce kurutuyorum

açık seçik 
bildiriler

barizliğin ilkesidir

ziftin üzerinde yığınlar
beyaz çiçek açma kabiliyetinde olunca

değirmenlerin alyansı
basamak taşında duruyor

ne yaptığım konusundaki silüet
 astigmatlar tarafından görünmüyorsa
hafızamla aynı taburede oturuyorlardır

o yüzden biraz bandı geriye saracak kalemi 
ortaya sokmak gerek

bugün üzerimde jaketatay var
epey tozlu 
kokusu da eskisi gibi değil ama

uzlaşımdan uzak her harekette

renkli merdivenlerin karşısında

fırsat buldukça

 kumsallarına 

yapışıyorum



Camilla I’m at home alone just staring at my phone for you to write I’m laying singled in my bed just stoned out of my head this Friday night Oh Camilla you don’t understand I haven’t left my room In a couple days, even though you might think that I’d want to When you’re scrolling by you might be thinking that it’s me you see But it’s not really Camilla I’m at home instead just circling my head don’t ask me why I’m really making such a fuss, been feeling rather off so don’t come by And it always folds in blue As I’m leaning into chocolate But a vision of it holds me very still I don’t even think it’s real






23 Nisan 2020 Perşembe

Promosyon Ekselanslarım ( ! )


diz hecelerinde tunç kafiye

mastarlı bir manzarada
yakışık almaz yağışı yağmurun omzuna

dikdörtgen genler

büstlerde küfler
ve
tongaya düşürme teşebbüsünüze tebessüm eden
 güftem vardı

elinizdeki kumaş parçalarıyla
 kıyafetlerimi yamalayamazsınız

bunlar
ısınmak için
kafadan yakmakta olduğunuz çalılar

ormana ulaşacak patikanız olmadığı gibi

yük denizde siz gemi diyorsunuz




You took me on, you forced my hand again
Holding the rope, holding everything
Only the bravest girl would sit through this
Only the darkest German confidence
I guess if I'm breathing this is not the end
I guess if I love myself I have a friend
Oh and if there's nothing left I have your voice
Talking me into sleep, into the void
We laid in the sand, the salt breeze in our eyes
Telling our stories with unspoken signs
Waves of old tension still controlling us
Waves of a new life slowly calming us

22 Nisan 2020 Çarşamba

Afedersiniz



sürreal
donuk pembe

ve

ısrarla

miktarla

yukarıyla

aşağıyla

dönüp duran mukavvalara inatla

kıvam kıvam

gizli saklı

ne genç ne yaşlı

çamları yatık , rengi soluk

yaşanmışa dair

bu öyle bir poz


21 Nisan 2020 Salı

Say



kuşluk vakti
dingin bir telaffuzla
teyakkuzum 
basma kalıp yokluyor

omzumda uyukluyor
dizlerime satıyor gitmek istediği denizleri

bir balığın korkak ve şaşkın bakışı bu

öyle iri öyle diri

eklemlerim salık bir kayığın rotasında
ağır aksak ilerliyor

ruhuma sıkıştırdığım birkaç anımsamayla yalpalıyorum

ne yalpalama ama !

ay'a 
sanki bir soru sormuşum da yanıt bekliyormuşum gibi bakıyorum

iradem vesikalık kalıyor
tutkudan ziyade

asilliğinin yanında açılmış bir şarap

takılmış bir ıslık dudağımda
uyuduğun yere gelesiye kadar

geceyi ben aldım
kokun leylandilerle

sarılır mıyım bilmem ama
çakrandan tavana bizi yansıtıp izleyeceğim



Bir İdrak Çetelesi



üstüste değiştirilmiş ritüeller tapınak yıkar

o yüzden burada bir katedral inşa ederken
bana yardımı dokunan tanrı malzemeden çalmadı

italik pencereli
kabından taşan
 her yöntemin kurallarıyla
haşir neşirlik 

gelgitin kıyıda bıraktığı gerçeği
odaklayabilmem için
gümüş masada mikrokosbum parlatılıyor

metafizik çanımda seslerin algoritmasını
bir melodiye dönüştürdüğümde
gün batımına tepe arayacağım

ve ay'ı göresiye kadar
matarama solungaç çizeceğim

bu grevin paydosu bile dahiyane

sade halde anlaşılmamış tüm eylemler için
süslü ikazlar

göl
istediğim şekilde kokuyor

koyu gören burunda
 kuruluyorum 

üzerimde
birleştirilmek üzere parçalar var




20 Nisan 2020 Pazartesi

Canavar



başa döner vals

kargalar alçak uçar , sabahın şu dağıtılacak sisi var ya !

uyanır uyanmaz canavar
bahçesine çıkar
baltalar ama kıramaz travmaları

çabası tragedyaların deltası

kuyuya düşer
devler orada devdir

canavarın sesi ekolu bir muallakta

yardım için elini uzattığında
kumlar yağar üzerine

bir canavar
yardım alacak düzeyde ve görünürlükte
 nasıl elini uzatabilirdi ki

yakılmayı hak eder kendince

kendince
külleriyle takas eder
bir vazoda tutmaya çabaladığı çiçekleri

tekrarların o akıl almaz hataları
tüm güzelliği söndürür
sanatsallık bakidir
acı haki bir renkte geçer sırtına

ayazı deler

başa döner vals

tüm olan biteni izlerken

ıslığımı güzel duyacağım bir yere giderim

başa döner vals

keşke daha güzel çizseydin

ya da ben iknalığımda
kabul görmüş
o basitliği
 renkle daha güzel hale getirmeye çabalamasaydım

tüm her şeyin özeti

başa döner vals

canavarı askılığıma astım

yansımalarda biraz kendimi anımsatıp
yola çıkacağım



 Another day, what's my move
I could wade in the water 'till it cuts clean through
I'm needing oxygen

Your sideways look at me at bay
I'm asking for a friend, if you'd like to stay
Was I too obvious

Those winds came running down the reservoir
I was outside tending flowers by the car
You were sending sound advice from afar

In my arms, my arms deceive you
They pull you close
But never see it through
Both these hands have lots to live up to

We drove around in figure eights
We best go back it's getting late
I'm losing you again

There's no one left to make a sound
That night came over me and washed me down
I'm breathing oxygen

Those winds came running down the reservoir
I was outside tending flowers by the car
You were sending sound advice from afar

In my arms, my arms deceive you
They pull you close
But never see it through
Both these hands have lots to live up to

Stay wide awake
I could all the way through
My room has been breaking in two
I'd hold you if you only knew

I want it all, I wanna leave this house right now
I want it all, I wanna see you fall apart
I seen it all, I've seen a few good friends leave town




19 Nisan 2020 Pazar

Odak Kazıyıcı


ölçüm ve hesapla
milim milim 

desibeller ve pikseller

sirayet tesir altındayken
 kezalar hizadadır

plakiler rüzgara meyilliyken
ben buyruğum

tenekeler tenekelere devrilirken

beni çemberleyin

orada beni çemberlerlenmiş görebilirsiniz
ama ben biraz ileride silüetimi çemberlediğinizi görürüm

dışın dışı

kapsam dahilinde

maksat sol elimde
ayraç tok kiplerle büyür

lunaparkımda
balerin hızlı dönüyor






Uz



son söz söker şafağı

duyulur
harbin ortasında kırık parçaların çatlamaları 

yaftalarına bakılmayacak kadar açıktır anlamı bu fotoğrafların 

sabahların 
akşamların günlerin

geceler benim

çerçeveler ay'ın







Tell me, do you think of me
Like I've been thinking 'bout you (Ooh, ooh, ooh)
Last time I could hardly speak
Now I have so much I want to say to you

One time, two time
They say bad times are good times
To figure out where we could be
Can that be with me?
One time, two time
They say hard times are good times
To figure out just how easy
Loving me could be
Loving me could, loving me could be

I've been serving hard time for love crimes
Been looking forward to our time for some time
The thing about these hard times and dark times
Is they will pass in no time, it's all fine
Remember you were all mine, all mine
Remember you were all mine, all mine
I gave you my whole life, whole life (Give it to me, baby)
I gave my whole life, whole life (Give it to me, baby)

One time, two time
They say bad times are good times
To figure out where we could be
Can that be with me? (Can that be with me?)
One time, two time
They say hard times are good times
To figure out just how easy (Mm, so easy)
Loving me could be (Loving me could be)
Loving me could, loving me could be









16 Nisan 2020 Perşembe

Karanfiller


makyaj arasına ritmik misillemeler
ve
sentezin yarı saydam kabuklarında bezenen göçebeliğe
konumlandırılmış
zihin

fırtınalı didaktik
sağduyumun eteğini sıyırıyor

uyandığımda dinlediğim bir şey var



15 Nisan 2020 Çarşamba

Kesirli İbarede Debi



diyaframda sirküle hoşnutluğumun
meridyen ağını
kulağıma rakamla küpeleyen şu kargaburunlar bile

tepeden ses edip
aşağıda güfteler
kulaktan kulağa bir kaosunun ahengini

tüm buharlaşmada
yağmuru yaratacak olan bulutlarla birlikte
dansımı peydahlarım

anımsanan yarı vardiyeli gecelerde
köşemin
köhneliği

tinin hazinesidir

keza
onun elindekinden müzdariptir tüm orkestra

ince beline kıvranmış tabiatın sarmaşıklarıyla
piramitleştirdiği her iki parçadan birinde
göğe
tırmanacaklardır

dolduracaklardır birikinti uzaylarını
yontacaklardır korkuluklarını

ama bana
parlak astarlı teknemde
içinde kuru yapraklarla
tüm serüvenlerimin iklimlerinden nüanslar almak düşer

dikey keserim yatay kumsalları
kulaçlarımı zımparalattırırım

tembihlerim ıslığımı dudağına
 sakinlik fanuslu diksiyonda uyur

merceği temizler desibelle

süzüyorum şöyle de
yağsa ne olur yağmasa ne olur
?





14 Nisan 2020 Salı

Kırağı Elin


isa'nın ihtirasına
bonkör horus

en son ne zaman bir düşüncenizle
vedalaşıp ayrıldınız ?
diye sayıklıyor benim balmumu heykelimde

kupamı döven
hologramın milimlediği dublörlerimle
halimi vaktimi soran
bir soğuyan kahve de
ayaklarını uzatıyor
ay'ın ilk dördüne

maksadını aşıyor
ama gece onu gördüğümde
güvende hissediyorum

çizmelerimi saran sarmaşıklara rağmen

ellerini griye boyatıyorum
kaybolursa
siste
oyalanmak için

ama

kafatasımda saplı iğnenin iplikten kopardığı son parça
estetik anlayışımla birebir

kumaş türevi tenin

sesin

eğimlerin

ben yolculuklara şarapla çıkarım







11 Nisan 2020 Cumartesi

Daz


güne tek şarkı açıyorum 
ve
sesini yüksekte tutuyorum

sanırım
senaryom
buna benzer


9 Nisan 2020 Perşembe

Kesik Kesik


 geçitte bir patiska 

yüzüne tül bir örtü

santigratı arttırılmış zihinlerin
ahizesinde
dönüyor
şarap sineği

mahzenin bol elbisesini kesiyor

patikalarla dolu serüveninde 
buluştuğu
 karmaşanın 
endişesi
anımsatıyor beni

aydınlatıyor kandilleri
kandiller iş görmezken

boyutun kırıldığı andan itibaren

bir yerden vazgeçmen için 
kadın tanrı heykel

orada solup giden veya yaşama geri dönen
tüm metaforlardan
sıyrılıp

ulaştığın frekansta

tüm zerafeti taşıyorum 

taşıyor muyum ?



 Sunlight bright upon my pillow
Lighter than an eiderdown
Will she let the weeping willow
Wind his branches round
Julia dream, dreamboat queen, queen of all my dreams
Every night I turn the light out
Waiting for the velvet bride
Will the scaly armadillo
Find me where I'm hiding
Julia dream, dreamboat queen, queen of all my dreams
Will the misty master break me
Will the key unlock my mind
Will the following footsteps catch me
Am I really dying
Julia dream, dreamboat queen, queen of all my dreams

Yön





diri nehirlerde akan duru sabahlar
beynime dolan bu ordular
yüzme bilmiyormuşum gibi sırıtan kıyılar da var olsunlar

bir uyanmışım bir dalmışım bu rüya çoktan az bize farz
yatıştırmışım öfkemi
ben sanırım elini beline saran düzenbaz

rutin resiflerimde bana mercanlı bir senaryo uzat
gölgemi bir ay sollar bu yolda
bir de kadavram

ayazını yüzünde öptüğüm sabahlarda gökte sayıklayan ay'la
öyle baktım karanlığa anla

hiç de dönmez şanslar

8 Nisan 2020 Çarşamba

Aranje


kim şaşırır

magmaların

yanımda
dinginse

veyahut
uslu bir tohum
esansını şaşırtan bir kokuyu takip ederse

üstelik bir o kadar arafta sindirirken dumanlarını

tokuşturulan kadehteki ilk yudum
noksanlaştırılan dil gibi

müzaherem
çatından sarkan sarkıtlar
oldu

zaman mı ?

 parlak taşlarla
sine kaplanan bu muşamba gecede ayıklandı

meşgalem
kuşağılandı

teki hiçle
örgütlemişsin sanki

senin sinipte üflediğin tozlardan 
yutar çiçekler

aromayı karıştır
kaşığın paslıyken

bir devrime tanık
dilime doladığım
ağır başlılıkla
farkındalık

kafamın arkasında dönen dönme dolapta 
mayhoş
bir karışmışlık

çok çözelti damıtan yankıgillerle

takatla ilgili karavanam
 ıskalarda italik

zımbalara çöktü

yankıları öptü

ne ki
harfin dudağımda


Where do you go when the lights have gone out? Upon a hill on the outside of town Nights in the city feel under attack and I Haven’t heard from you lately at all Scorpion woman runs away from the cops Hides underground to avoid getting caught Voice from a friend with words of encouragement Light a match to keep yourself warm Looks that can kill are as sharp as a knife Cut me again with the glare in your eyes Pyro majestic, queen of the wildfire Burn the city so we can stay warm Come with me Don’t belong Only fear Holding on Scorpion woman is tattooed on my arm She’s out of her cage yeah go sound the alarms We’re on the run, where do we go from here Burn the car so we can stay warm Come with me (trust who you want to) Don’t belong (leave this with me) Only fear (keeps you from wanting) Holding on (this life with me)

7 Nisan 2020 Salı

Fazlası



deyim yerindeyse 

yokuşta sallanan boş askılıklarda
kilitli lütuf

yarıkların içine dolan kutupların
mesafesini azaltan hiciv de
saçını yalıtan
geceler için

yastığına 
sızacak eğimler bırakıyorum

ay göğüslerinde
aralanırken

tutuyorum
kitabın ayracını dişlerimin arasında

orada ancak
tamamen kavrayabiliyorum 
dengi














6 Nisan 2020 Pazartesi

Lüzum


inşa etme korkusu

tanrılarla satranç oynarken
filleri safına çekmekle başlar

fillerin tanrıları ahtapotlardır

ahtapotların maskotları küsüratlardır

çakralarımızda kök veren bu eko

bize küçük tüyolarıyla

fısıldarken

ekseriyet kamçımızı hazırlar








1 Nisan 2020 Çarşamba

Burlesk


fiyortlara tepeden bakılsın

camillalar mayınlardan açsın

kısa gülümsemelerle koylar yerini değiştirsin

düşsün suya 
portakallı patikalar yürüyüşlerini tamamlarken

yugoslav allıklara tortular kazınsın
hırkamın ipi kaçsın

 yağmur aynı anda inilen bir sarılıkta pamuklaşsın

medianeras birikintiyi atlasın

geniş salon panjurlarını açıp meditasyonunda sayıklasın

teni yanık motifler kimyalarını bozsun

kolon arkasında şehrin yastığına karşı açılsın soğuk hücre

merdiven rujum zirvede tokuştursun kadehlerimizi

koltuk molamda altkatın sesi kelimesini seçsin

macellanım kovulsun kordan

kanyonda etek bilekli ilk gündoğumumda

dantelli bolerolarla jartiyerli kumaşlar taşırsınlar iksirlerini
renkli bir gökkuşağın paskalyasıyla

kıvrılan ve şehri yarıya bölen bir çayın tepesinde hayıflanan af

at kuyruğuyla hipodromlarda kazanılan yarışlar gibi

sahilde yatılan sarhoşluklar ayılsın

çadırların gökle piramitleştiği düzlüklere bakılsın

dönen bir tepside kıyafetlerin armonikasına takılanlar dinlensin

 terastan çalınan plaklar çizilsin

kola açılsın bir oyuk

şeytan seksin taştan

iple geçilsin üstünden

mil de mil olsa 



i don't sleep enough
days spent fearing what's to come
hard to shake it off
i'm dreaming that i'm not in love

as the light creeps in
it's only you that's glistening
can you trust a thing?
when i awaken, i'm not him

i'm dreaming that i'm not in love

i've been waking up
feeling things but not enough
hard to shake it off
i'm dreaming that i'm not in love

i'm a stranger now
pacing streets behind my brow
need to seek you out, to love you
can you teach me how?

i'm dreaming that i'm not in love