birikmişler koltuğun üzerine
ve aradığım kıyafet altta kalanlar arasında ( olmalı )
canımı sıkan
o'nu
bulmaya çalışırken
onlarca kıyafetin bedeni olmak
o kadar birikmişler ki
rengini bile
göremiyorum
o'nun ( bir rengi olmalı )
korkmuyorum
bir yerlerde buruşma ihtimalinden
kirlilerin arasında
veya mandallanmış olmasından da
bir ipte
canımı sıkan
öyle bir kıyafetin
hiç var olmadığını
kendime söyleyememem
31 Aralık 2011 Cumartesi
30 Aralık 2011 Cuma
Diş
dazlak bir toprağın
köklerinde sonuçlanıp
nereye götürüyor
parke çatlağındaki çam ağacını
kar keten üzerine
yağlanmış bir takvime
sunuyor kahve molasını
ve
sahte farlarıyla
hareket etmiyor arabalar
getirmiyor tekerlek
bal mumuna sarılmış yolcusunu
üstelik saplanmış bataklık kuruyor camlarında
koy boyunca soy ağacını kesiyor
yenilenen
tozlar hazır
komasının şarkı listesinde
beynimi kutlanan gibi yapmalıyım
dirisi loş
çünkü kıyafetlerini değiştiriyor
ceseti kor
çünkü sigarasını orda yakıyor
kendini bulursan
parmak uçlarına üfle
soğukluğun
sonu yok
köklerinde sonuçlanıp
nereye götürüyor
parke çatlağındaki çam ağacını
kar keten üzerine
yağlanmış bir takvime
sunuyor kahve molasını
ve
sahte farlarıyla
hareket etmiyor arabalar
getirmiyor tekerlek
bal mumuna sarılmış yolcusunu
üstelik saplanmış bataklık kuruyor camlarında
koy boyunca soy ağacını kesiyor
yenilenen
tozlar hazır
komasının şarkı listesinde
beynimi kutlanan gibi yapmalıyım
dirisi loş
çünkü kıyafetlerini değiştiriyor
ceseti kor
çünkü sigarasını orda yakıyor
kendini bulursan
parmak uçlarına üfle
soğukluğun
sonu yok
29 Aralık 2011 Perşembe
Diğeri Diğerinden
atılacak olan adım hedefi yok eder
barakaya topladığım
toz geçirmiş bir mevsimin burnundaki metal
yırtıcı kuşların tırnaklarındaki ten
aptallıklarında sökükler
halının altı kadar
gökyüzü
yarım ağızlı kahkahanın kitaplarına
damlatacak salyalarını
sayfalara uzandı
orada giyindi
kıvrışıklığında konuştu
sinmiş bir uykuda
kuklalaştı
barakaya topladığım
toz geçirmiş bir mevsimin burnundaki metal
yırtıcı kuşların tırnaklarındaki ten
aptallıklarında sökükler
halının altı kadar
gökyüzü
yarım ağızlı kahkahanın kitaplarına
damlatacak salyalarını
sayfalara uzandı
orada giyindi
kıvrışıklığında konuştu
sinmiş bir uykuda
kuklalaştı
27 Aralık 2011 Salı
Uzay
döşemeleri eski ray üzerine bir gemi maketi
bence tartıya koyma bizi
martıları da vurabilir tanrı
tekerlerinden kolyeler ve aksesuarına düşman olan her ne varsa
sunabilirim
metalik grisini
ve ütopyada devrilmiş bütün karavanların
karelenmiş sunta
yakasında çiviler
yine de saksı boş , bir balık çamurlanır
uzay derinliğine tükürdüğünde
bence tartıya koyma bizi
martıları da vurabilir tanrı
tekerlerinden kolyeler ve aksesuarına düşman olan her ne varsa
sunabilirim
metalik grisini
ve ütopyada devrilmiş bütün karavanların
karelenmiş sunta
yakasında çiviler
yine de saksı boş , bir balık çamurlanır
uzay derinliğine tükürdüğünde
25 Aralık 2011 Pazar
Ölçmenin Süsü
ışığın mantosunda üşüyen
kukla
laternanın kolunu çevir
O
çalan şarkının alerjisindeki dansı
aksesuarımda kopartıyor
şırınga ısırığına görünmeyen diş iziyle birlikte
bir cümle çıkaramadıkça
yüzündeki gülümsemeden
devam edeceğim
kukla
laternanın kolunu çevir
O
çalan şarkının alerjisindeki dansı
aksesuarımda kopartıyor
şırınga ısırığına görünmeyen diş iziyle birlikte
bir cümle çıkaramadıkça
yüzündeki gülümsemeden
devam edeceğim
23 Aralık 2011 Cuma
Daha Baskın
nöbeti bir sonrakinde
sağda yakılmış damar çıkıntısına parmak ucu
gülerdi koleksiyonuna
büyüsü alçak yerden yüksek
düşeceğini bilsem bırakırım
kes bütün bu ahşap olanları
umursamamaya çalıştıkça tapılır mı yoksa
küfür suya saldıkça tüm solungaçlarını
fırsat güzel meyve
kabuğunda kemiklerini kırarsa çekirdek
kolay geçer
ne olacak sorusuna geçiştirmelik günler
sağda yakılmış damar çıkıntısına parmak ucu
gülerdi koleksiyonuna
büyüsü alçak yerden yüksek
düşeceğini bilsem bırakırım
kes bütün bu ahşap olanları
umursamamaya çalıştıkça tapılır mı yoksa
küfür suya saldıkça tüm solungaçlarını
fırsat güzel meyve
kabuğunda kemiklerini kırarsa çekirdek
kolay geçer
ne olacak sorusuna geçiştirmelik günler
20 Aralık 2011 Salı
Daha Yakından Küreselleşip
bazen
damarındaki sinek ölülerini temizlerken
her zamandan üstün gömleğimi giyerdim
ihtimal ki sevişilir
çünkü hiç bir manzara
bundan yüz yıllar önceki
savaş sonrasını
göstermez
iyi dinlersen
duyarsın sesimdeki gelgitleri
şöminende tekrardan orman yakıyor
duyduğum retorik kir
kartpostallar güvercinini sallıyor
savaş adına bir beyaz
çatışmalarda gölgeler parmaklarını eksiltir ay'ın
denizin ortasına bir ev
temellerini balık kılçıklarının oluşturduğu
seni oraya götürmek için karaya çıktım
ama pusulada yoksun
geri dönmek için zaman var
ama kayık yoktu
pusulayı düşürdüm
orayı özledim
ve sadece yüzgeçli bacasını gösteriyordu buraya
kumu üfledim
boşlukta sallanan
suyu öptüm
damarındaki sinek ölülerini temizlerken
her zamandan üstün gömleğimi giyerdim
ihtimal ki sevişilir
çünkü hiç bir manzara
bundan yüz yıllar önceki
savaş sonrasını
göstermez
iyi dinlersen
duyarsın sesimdeki gelgitleri
şöminende tekrardan orman yakıyor
duyduğum retorik kir
kartpostallar güvercinini sallıyor
savaş adına bir beyaz
çatışmalarda gölgeler parmaklarını eksiltir ay'ın
denizin ortasına bir ev
temellerini balık kılçıklarının oluşturduğu
seni oraya götürmek için karaya çıktım
ama pusulada yoksun
geri dönmek için zaman var
ama kayık yoktu
pusulayı düşürdüm
orayı özledim
ve sadece yüzgeçli bacasını gösteriyordu buraya
kumu üfledim
boşlukta sallanan
suyu öptüm
19 Aralık 2011 Pazartesi
Kıyıya Vuran Havyarlar
kül tablası
yerine akvaryum
tabularının
beyaz dişleriyle
birlikte
lastik dudaklarının
arkasına gizlenmiş
dişlerin
dişlerin en güzel tekerlek
yürümek istiyorum
yerine akvaryum
tabularının
beyaz dişleriyle
birlikte
lastik dudaklarının
arkasına gizlenmiş
dişlerin
dişlerin en güzel tekerlek
yürümek istiyorum
18 Aralık 2011 Pazar
Fon Üzerine Ray
çalışmayan zaman makinesi üzerine çizilen
pişmanlıkların kedi adımları
soğuk hiç bu kadar
kararlı ve gerçek
olmamıştı
pişmanlıkların kedi adımları
soğuk hiç bu kadar
kararlı ve gerçek
olmamıştı
16 Aralık 2011 Cuma
Süreklilik İçin
bu bardakta
kenetlendirdiği alkole
çukurlar kazıp
kahkahalar atan
en güçlü tanrı
odadaki bilincin
floresandaki gerginliği
hep aynı şarkıları mırıldarsa suçlulukla
karavanı eskitir biraz
ama olsun yine de ütopyayı zedelemez
mandallar kıyafetini assın gökyüzüne
sök ana kayanı
kanadıkça
topraklarında bir çiçek
bugün
sana sarhoşun kıskaç
kıskançlık bir egoya düşman
eğer fırtına
kesilirse
ışıkları aç
parmaklarını uzat ellerinden özgür
buzlar eriyor
günlüğümde
beynimdekine uzanıyorum
o kadar kutsal
kenetlendirdiği alkole
çukurlar kazıp
kahkahalar atan
en güçlü tanrı
odadaki bilincin
floresandaki gerginliği
hep aynı şarkıları mırıldarsa suçlulukla
karavanı eskitir biraz
ama olsun yine de ütopyayı zedelemez
mandallar kıyafetini assın gökyüzüne
sök ana kayanı
kanadıkça
topraklarında bir çiçek
bugün
sana sarhoşun kıskaç
kıskançlık bir egoya düşman
eğer fırtına
kesilirse
ışıkları aç
parmaklarını uzat ellerinden özgür
buzlar eriyor
günlüğümde
beynimdekine uzanıyorum
o kadar kutsal
15 Aralık 2011 Perşembe
Çözümsüzlüğüyle Güldüren Farkındalık
pipo lülesi içinde
saçları yanan
bir coğrafya
ve
koridorda
ateşli elin
ökçelerinde öksüren
yabancı bir beden var
göz kapağının aksamaması için
yapılmış tüm bu danslar
fayansları parlatmaz
ihtimal ki
leke tırmanır
beyninde
eğer sen de uyuyamıyorsan
saçları yanan
bir coğrafya
ve
koridorda
ateşli elin
ökçelerinde öksüren
yabancı bir beden var
göz kapağının aksamaması için
yapılmış tüm bu danslar
fayansları parlatmaz
ihtimal ki
leke tırmanır
beyninde
eğer sen de uyuyamıyorsan
14 Aralık 2011 Çarşamba
Topuklarında Akor
yetmiş bir yıllık sepya ağacın
gözlerinde varşova
acınırlığı geçmiş sokaklar
warszawianka ile
armasıyla
kuyruğundan
solungaçlarına
manila hatırlamıyor hastalığı
zincir hep devam edecek
gözlerinde varşova
acınırlığı geçmiş sokaklar
warszawianka ile
armasıyla
kuyruğundan
solungaçlarına
manila hatırlamıyor hastalığı
zincir hep devam edecek
13 Aralık 2011 Salı
Lisodya
kıvraklığında bir şey konuşmasa da bedenin
farkındalığın
hoş bir dans
uzuvlarda paraflanmış yarım göz kapağından
yeni bir hatayı
doğuracak olan kadın
kaygı yakınlaşır
kaygı yakınlaştırır
çünkü kaçışların başarısını
başa sarar plaklarında
uyku bölen düş
yine de kabusu tanımlayamıyorum
kabuğu kırık dansında çözülüp
çalacak şarkıya
rüzgarsızlığında sürükleneceğim
farkındalığın
hoş bir dans
uzuvlarda paraflanmış yarım göz kapağından
yeni bir hatayı
doğuracak olan kadın
kaygı yakınlaşır
kaygı yakınlaştırır
çünkü kaçışların başarısını
başa sarar plaklarında
uyku bölen düş
yine de kabusu tanımlayamıyorum
kabuğu kırık dansında çözülüp
çalacak şarkıya
rüzgarsızlığında sürükleneceğim
12 Aralık 2011 Pazartesi
Çiçek Kökleri ve Kesikler
derinde yaşayan
balık için
daha çok
kulaç
sular
yuttukça
biraz daha
kanatlanacak diyafram
uykum onun yanında
ve
beni
uyandırması için
sarmaşıklar
suluyor
yeni bir mevsimi kucaklamaya çalışan kuraklıkta
balık için
daha çok
kulaç
sular
yuttukça
biraz daha
kanatlanacak diyafram
uykum onun yanında
ve
beni
uyandırması için
sarmaşıklar
suluyor
yeni bir mevsimi kucaklamaya çalışan kuraklıkta
10 Aralık 2011 Cumartesi
Anımsamaya Çalışıyorum
eski bir yer orası
kadar kadar buruşuk
şişmanladıkça parmağından yüzüğü çıkaramayan
hatırlandıkça saran peydahlanmış korkusu
ve anımsanmış sorgular komasını
arkasına alan
bir manzara
yolu yenilenen
ışıklandırılmış fahişeleriyle
ve parkelerinde solucanlarımın kusmuklarıyla ıslanmış
yağmur sonrası
kırık şemsiyeleriyle
mazgala tutunmaya çalışan
ardından ayakkabı salyalarına
gülen
beyninde
yer tutmayacak kadar
adresi yutulan
keskin kirler gerilir korosunda
ve dinlenir vestiyere
adımlanmış o mektubu
kadar kadar buruşuk
şişmanladıkça parmağından yüzüğü çıkaramayan
hatırlandıkça saran peydahlanmış korkusu
ve anımsanmış sorgular komasını
arkasına alan
bir manzara
yolu yenilenen
ışıklandırılmış fahişeleriyle
ve parkelerinde solucanlarımın kusmuklarıyla ıslanmış
yağmur sonrası
kırık şemsiyeleriyle
mazgala tutunmaya çalışan
ardından ayakkabı salyalarına
gülen
beyninde
yer tutmayacak kadar
adresi yutulan
keskin kirler gerilir korosunda
ve dinlenir vestiyere
adımlanmış o mektubu
8 Aralık 2011 Perşembe
U
gereksizleşirken kavanoz
içindekilerle birlikte
bir uçurum
manzarası kadar
görsel
bugün de yağmur yağıyor
dönüşlerini hatırlarken
bir daha olmaz
yanmaz sigara
palavradan da olsa fısıldamaz gerçek anlamını
içindekilerle birlikte
bir uçurum
manzarası kadar
görsel
bugün de yağmur yağıyor
dönüşlerini hatırlarken
bir daha olmaz
yanmaz sigara
palavradan da olsa fısıldamaz gerçek anlamını
6 Aralık 2011 Salı
Klapa Kanatlanmış , Gökyüzü Ütüsüz
filmlere geçitler sunan ses tonunda
kabuklaşmış ray
bir yama geçen zaman
göz yaşınla yüzümde dinlenmiş külüstür makyaj
sabahın güneşini
yağmura tercih eden
kırkayak bulur
yarım kalanı
devam ettirmeye çalışan
kuruntulu turuncuyu
tablolardan bir duvar
glayöller deseniyle kelebeğini öldürür ve
ceset gölgesiyle tırtıllar yuvarlanır kokusunda
ne bir tuğla rengi turuncu
ne de bir fırça izi duyduğum
kavislenir neşen
tizleşir yağmur
örülür avcunda bir toz
kirlenir parlaklığında beyaz kansızlık
kapı arkası askılığın gördüğü gerçekten
daha yumru kalbim
ve senin ayaklarına diktatör olur
bağcıklarının kaçma isteği
kabuklaşmış ray
bir yama geçen zaman
göz yaşınla yüzümde dinlenmiş külüstür makyaj
sabahın güneşini
yağmura tercih eden
kırkayak bulur
yarım kalanı
devam ettirmeye çalışan
kuruntulu turuncuyu
tablolardan bir duvar
glayöller deseniyle kelebeğini öldürür ve
ceset gölgesiyle tırtıllar yuvarlanır kokusunda
ne bir tuğla rengi turuncu
ne de bir fırça izi duyduğum
kavislenir neşen
tizleşir yağmur
örülür avcunda bir toz
kirlenir parlaklığında beyaz kansızlık
kapı arkası askılığın gördüğü gerçekten
daha yumru kalbim
ve senin ayaklarına diktatör olur
bağcıklarının kaçma isteği
4 Aralık 2011 Pazar
Numara
duvara yol olmuş ince kablodan merhaba
diyafram tanrı
ahize kutsal kitap
ve kumsal rahat
sigarada ay dolunay
telefonun ucundan ses gelmeyecek bir daha
yakınlaştıkça bu gerçek resimleri pürüzsüz
dürüsttür rüzgarın yüzüne savurduğu gürültü
savruldukça alfabeden işaretlere bürünsün
o yüzden
onun kahkalarına
öncelikle ruj sürün
bir nöbet sıkışır dudaklarındaki kumsala
bir halata düğümlensen
bilincim ruhun sanar
sarı ayaklı paçavralarından kaçan adam
güneş düşer diye kadın beklemekte ayakta
rakamları unut
hafızama somurttum
sabah olur mu ?
yoksa bir şarkı daha soyunur mu
korkular cesaretine imzasını atarken
vakit çemberinde hep bir akreple konuşulur
konu şu
tanımından kurtulsana
toz yutan bir şarkıyı sessizlik tutuklamaz
keyifsiz bir vazoda
toprağın kuru ve
dili sürçen ama düşmeyen yağmursun
tekrardan konuşup
uydusunu sallıyorum
sırtı dönük ahizenin yansımasında yazıyor
kelime dolusu gemiler gider
ama ses hep limanına geri döner
diyafram tanrı
ahize kutsal kitap
ve kumsal rahat
sigarada ay dolunay
telefonun ucundan ses gelmeyecek bir daha
yakınlaştıkça bu gerçek resimleri pürüzsüz
dürüsttür rüzgarın yüzüne savurduğu gürültü
savruldukça alfabeden işaretlere bürünsün
o yüzden
onun kahkalarına
öncelikle ruj sürün
bir nöbet sıkışır dudaklarındaki kumsala
bir halata düğümlensen
bilincim ruhun sanar
sarı ayaklı paçavralarından kaçan adam
güneş düşer diye kadın beklemekte ayakta
rakamları unut
hafızama somurttum
sabah olur mu ?
yoksa bir şarkı daha soyunur mu
korkular cesaretine imzasını atarken
vakit çemberinde hep bir akreple konuşulur
konu şu
tanımından kurtulsana
toz yutan bir şarkıyı sessizlik tutuklamaz
keyifsiz bir vazoda
toprağın kuru ve
dili sürçen ama düşmeyen yağmursun
tekrardan konuşup
uydusunu sallıyorum
sırtı dönük ahizenin yansımasında yazıyor
kelime dolusu gemiler gider
ama ses hep limanına geri döner
3 Aralık 2011 Cumartesi
Yol Ayrımında Pineklemek
alkolün penceresine yapıştırırken
tüm o başı gökyüzüne çevrili umutları
tavan keser manzarası
benden çaldığı gri rengi ipliğiyle
taşlar küçük
haklı değil çakıllar
yalın ayaklı acılarla
sivrileşiyor uzaktan
karıncalar geçiyor önümden
bana bir çekirdek kabuğu ver
buğulaşsın tanrının intiharı
olduğu yerde kalana bakıp
soyutluğa aldanırız
dikiş tutar saplantı
fazlasıyla oturduğun yerden boşa atılan voltalarla
belirsizliklere satılır
en gösterişli kuramlar
bir yansıman var mı
suda yüzmeye çalışıp
boğulmaktan korkmayan
ikilemde o'na ulaşacağım
tüm o başı gökyüzüne çevrili umutları
tavan keser manzarası
benden çaldığı gri rengi ipliğiyle
taşlar küçük
haklı değil çakıllar
yalın ayaklı acılarla
sivrileşiyor uzaktan
karıncalar geçiyor önümden
bana bir çekirdek kabuğu ver
buğulaşsın tanrının intiharı
olduğu yerde kalana bakıp
soyutluğa aldanırız
dikiş tutar saplantı
fazlasıyla oturduğun yerden boşa atılan voltalarla
belirsizliklere satılır
en gösterişli kuramlar
bir yansıman var mı
suda yüzmeye çalışıp
boğulmaktan korkmayan
ikilemde o'na ulaşacağım
2 Aralık 2011 Cuma
Bildikleri
bir başka duman kederlenecek
büyü kapan süslemelerde sunulmuş anlama
vakit için bölünmüş çünkü beynin
takıntı ve saplantı tekrarına
eksiksiz parçalarıyla renk katmayacak
hiç bir boya
yakarışlar ölecek kusmuklarda
bir kitap içinde adımlarken kar
soyun bu aynada
bedeninin her noktasından geçeceğim
odanın eğrilmiş beline odaklan
fısıldanmış tüm o kaoslar
durağanlığın şarkısıdır
büyü kapan süslemelerde sunulmuş anlama
vakit için bölünmüş çünkü beynin
takıntı ve saplantı tekrarına
eksiksiz parçalarıyla renk katmayacak
hiç bir boya
yakarışlar ölecek kusmuklarda
bir kitap içinde adımlarken kar
soyun bu aynada
bedeninin her noktasından geçeceğim
odanın eğrilmiş beline odaklan
fısıldanmış tüm o kaoslar
durağanlığın şarkısıdır
1 Aralık 2011 Perşembe
Tüm Günaydınları Kaçırıp Uyuya Kalmışız
boş bir kağıtta 6 ev değiştirmiş makas
ayakkabılarına sararan mevsimden gülen akasyalarla
ve bir gün biriktirdiğin miras tartılacak
harflere çizilmiş ressamın parmaklarında
duvara sakladığım italik bir küfür var
ordan bulabilirsiniz maskelerini
insan olmayan gökyüzünde
kafesiyle dolaşacak
bir sigarayla ağırlaşacağım
ayakkabılarına sararan mevsimden gülen akasyalarla
ve bir gün biriktirdiğin miras tartılacak
harflere çizilmiş ressamın parmaklarında
duvara sakladığım italik bir küfür var
ordan bulabilirsiniz maskelerini
insan olmayan gökyüzünde
kafesiyle dolaşacak
bir sigarayla ağırlaşacağım
30 Kasım 2011 Çarşamba
Yine de Karanlıktan Korkar Eresbos
bir diş boyası imgeler
boynunun kanalizasyonundan denizlerimi kirleten
pil gerekiyor sana aydınlatıcım
tozun eteklerine yapışıp
özgürüm diye bağırmam için
perdene bir göz deliği
gece de vardır güneş
tam anlamıyla karanlık istemiyorum
çünkü benimle karşılaşmaktan korkar eresbos
benim olmayıp bende kalanları irdeledikçe seyir defterin
tekrarları unutmuş gibi yapıp , sıkılmadan oynayacak
feribotlar martılarına kavuştuğunda
boynunun kanalizasyonundan denizlerimi kirleten
pil gerekiyor sana aydınlatıcım
tozun eteklerine yapışıp
özgürüm diye bağırmam için
perdene bir göz deliği
gece de vardır güneş
tam anlamıyla karanlık istemiyorum
çünkü benimle karşılaşmaktan korkar eresbos
benim olmayıp bende kalanları irdeledikçe seyir defterin
tekrarları unutmuş gibi yapıp , sıkılmadan oynayacak
feribotlar martılarına kavuştuğunda
29 Kasım 2011 Salı
Sulu Boya Angajesi
hapishanelerin şarkılar kaçıran parmaklıklarından
yapılmış kağıt gemilerin
ortasında kalmış
bir fransız adasıyım ben
kaldırımlarında kitap rafları
raylarında kahve fincanları
araba tekerleklerinde yıldızlar olan
güneşi bir tablo
bir sağır notası çıkar dudaklarından
kül rengine bürün
külüstür bir şarkı aç kayalıklarımda
boyama tükür
ağlamaklı bir şeyler çizmem lazım bugün
yapılmış kağıt gemilerin
ortasında kalmış
bir fransız adasıyım ben
kaldırımlarında kitap rafları
raylarında kahve fincanları
araba tekerleklerinde yıldızlar olan
güneşi bir tablo
bir sağır notası çıkar dudaklarından
kül rengine bürün
külüstür bir şarkı aç kayalıklarımda
boyama tükür
ağlamaklı bir şeyler çizmem lazım bugün
28 Kasım 2011 Pazartesi
Ketum
yalanların yazıldığı diğer bir kuytuda
solucanların izleri varmış gibi davranan dedektiflerin vardı
çünkü hep tekil vazoya eklenmiş çoğul çiçekler
aynı sudan beslenir
ama toprak yok vazoda
hızla ilerliyor bulutlar
senin saçların bugün benim yastığım
sesim gidiyor uzağa
el yazım yakından güzel
geceye sır olarak anlattığım için seni
sabaha kadar gece
kendisini öldürüyor
solucanların izleri varmış gibi davranan dedektiflerin vardı
çünkü hep tekil vazoya eklenmiş çoğul çiçekler
aynı sudan beslenir
ama toprak yok vazoda
hızla ilerliyor bulutlar
senin saçların bugün benim yastığım
sesim gidiyor uzağa
el yazım yakından güzel
geceye sır olarak anlattığım için seni
sabaha kadar gece
kendisini öldürüyor
27 Kasım 2011 Pazar
Su Altında Çalışıyor Saat
kolların
parmakların ve parmaklarının dirseklerinden
siniyor içime en hırçın kelimen
ve hep
sis kapatıyordun gözlerime
sabahın ulaşılmayan fahişelerinden daha da masumdu
başını öne eğmiş utangaçlık
çoğu şarkılardan oluşan beynin
bir kitap dolusu yazı var beline kazınmış
putperest eşyalar da var sana aksesuar
her biri senin
eksikliğinin göstergesi
uzaklaşsam da , betonlara çarpsam da
ahşap evde
maketlerin vardı
parmakların ve parmaklarının dirseklerinden
siniyor içime en hırçın kelimen
ve hep
sis kapatıyordun gözlerime
sabahın ulaşılmayan fahişelerinden daha da masumdu
başını öne eğmiş utangaçlık
çoğu şarkılardan oluşan beynin
bir kitap dolusu yazı var beline kazınmış
putperest eşyalar da var sana aksesuar
her biri senin
eksikliğinin göstergesi
uzaklaşsam da , betonlara çarpsam da
ahşap evde
maketlerin vardı
26 Kasım 2011 Cumartesi
Vals
ay düşüyor martıların yuvasına
köpek balığını sıyırıyor yıldız
uyumayı seviyorum
yatağımın ucundayken
dişleri parlak mektubun
duyduğum keman sesi
rüyalarında birikmiş bir uğultudan ibaret
eğer hissedersen seni dinlediğimi
karşıma geç
gözlerini düşürmekte alfabemiz
kumardır belki de
su damladıkça azalıyor
hiç ara vermeden taşlar yerleştiriyorum bu kıyafete
dans etmesi için değil
adı soğuk bileklerinden rüzgara kapılmış bir fasıl
burdaki tüm saatler sana uyarlı
köpek balığını sıyırıyor yıldız
uyumayı seviyorum
yatağımın ucundayken
dişleri parlak mektubun
duyduğum keman sesi
rüyalarında birikmiş bir uğultudan ibaret
eğer hissedersen seni dinlediğimi
karşıma geç
gözlerini düşürmekte alfabemiz
kumardır belki de
su damladıkça azalıyor
hiç ara vermeden taşlar yerleştiriyorum bu kıyafete
dans etmesi için değil
adı soğuk bileklerinden rüzgara kapılmış bir fasıl
burdaki tüm saatler sana uyarlı
23 Kasım 2011 Çarşamba
Ütopya Bulutlarından Ötede Yaşayan
devrin sol kulağında sineklerken
senin evrimine inanıyorum beynimin içinde
yanaklarında artan ayazın ortasından
bir nehir bile geçse
inanmak zor
güneş yense
gece kanatlanıyor
ince ayaklı kadının , ince ayaklı kemanıyla
uzun bakışlı yalanları ceplerinden çıkarması
hep başka gezegenlerin notalarından çalardım ben
inanmazdım burdakine
çünkü
tozdaki soyut hep daha değerli
yataktaki somuttan
yine de usluyum
parçalandığını görsem de meteorlarda
yıldızların uçlarındaki atlıkarıncandan bir gün düşeceksin
ışıkları söndürünce insanlar
aydınlatmadığında gökyüzünü şehir
daha iyi görüyorum seni
iplerinden sıyrılıp
güzel şarkılar seçiyorum
sen uyuduğunda
senin evrimine inanıyorum beynimin içinde
yanaklarında artan ayazın ortasından
bir nehir bile geçse
inanmak zor
güneş yense
gece kanatlanıyor
ince ayaklı kadının , ince ayaklı kemanıyla
uzun bakışlı yalanları ceplerinden çıkarması
hep başka gezegenlerin notalarından çalardım ben
inanmazdım burdakine
çünkü
tozdaki soyut hep daha değerli
yataktaki somuttan
yine de usluyum
parçalandığını görsem de meteorlarda
yıldızların uçlarındaki atlıkarıncandan bir gün düşeceksin
ışıkları söndürünce insanlar
aydınlatmadığında gökyüzünü şehir
daha iyi görüyorum seni
iplerinden sıyrılıp
güzel şarkılar seçiyorum
sen uyuduğunda
22 Kasım 2011 Salı
Sahteliğinden Kurtulduğunda Gregoryen
telefonun ses tellerinde
resmedilmek istenene
fiyord sırtlarında bir yuva burası
küllerinde ve kahve çekirdeklerinde
tümsekleşen kumsal
neşe kesiyor tırnaklarında fırtına
bir deriyi sırtından kaldırıp
delice hatırlamak
büyük yerleşimler yıkan ütopyamda
kalem kullanmadan bir takvim hazırlıyorum
senin için
günleri belli olmayan ,saati siyah mercekli olup tanrısının olmadığı
ayrılıkları ve buluşmaları
gerçekleştiremeyen
bu gece yine
tozlar düşüyor
toz düşü
resmedilmek istenene
fiyord sırtlarında bir yuva burası
küllerinde ve kahve çekirdeklerinde
tümsekleşen kumsal
neşe kesiyor tırnaklarında fırtına
bir deriyi sırtından kaldırıp
delice hatırlamak
büyük yerleşimler yıkan ütopyamda
kalem kullanmadan bir takvim hazırlıyorum
senin için
günleri belli olmayan ,saati siyah mercekli olup tanrısının olmadığı
ayrılıkları ve buluşmaları
gerçekleştiremeyen
bu gece yine
tozlar düşüyor
toz düşü
21 Kasım 2011 Pazartesi
Bir Kaçışlık Çatlak Var Livarda
varlığı
bugün
belirlenmemiş bir kapı aralığına sıkışmış parmaktan damlamakta
ay'ı penceresinden yuvarlayan korkaklıksa
zarf üstünde martılaşan bir pul
ılıklaşıyor zemine düşünce
kırıklar artıyor saçlarında
ve ben yarışmak için hazırlanmış domino taşlarıyla soluklanıyorum
izledikçe balığımla
farkındalığın
beklemekten ve terlemekten
kış mevsimi kadar serin ağaçlarını
el değmemiş bir tablo bırakıyor koridora
kabuğu soyulmamış
bugün
belirlenmemiş bir kapı aralığına sıkışmış parmaktan damlamakta
ay'ı penceresinden yuvarlayan korkaklıksa
zarf üstünde martılaşan bir pul
ılıklaşıyor zemine düşünce
kırıklar artıyor saçlarında
ve ben yarışmak için hazırlanmış domino taşlarıyla soluklanıyorum
izledikçe balığımla
farkındalığın
beklemekten ve terlemekten
kış mevsimi kadar serin ağaçlarını
el değmemiş bir tablo bırakıyor koridora
kabuğu soyulmamış
Merdiven Düzlüğü Ve Düşüşler
belirlenenin aksine koşmak
çöp koleksiyonuna yeni bir icat
aynı anda
ve yanlış çekilen bir sahneden
başlatırsak kılcal damarlarında süngerleşen saati
kandiller yakardı aydınlatma amacında olmayan
beyaz gecelikten kaçan barışçı bir izlenimden
yine de bir etkisi yoktu
bordo renk alaşımında sadece korku inancın
eklemlerin rahat
artık beklenmedik olaylar da normal
ayakların birbirine çarparken
denizanası kalbin
çöp koleksiyonuna yeni bir icat
aynı anda
ve yanlış çekilen bir sahneden
başlatırsak kılcal damarlarında süngerleşen saati
kandiller yakardı aydınlatma amacında olmayan
beyaz gecelikten kaçan barışçı bir izlenimden
yine de bir etkisi yoktu
bordo renk alaşımında sadece korku inancın
eklemlerin rahat
artık beklenmedik olaylar da normal
ayakların birbirine çarparken
denizanası kalbin
20 Kasım 2011 Pazar
Tarifeler
nöbetlerinde sarılır
O
kirli suyu fanusta yaşatan balık
yapacakların hüzünlenmiş akvaryum akvaryum dolaşmışsın
ama bütün sinyaller
çözülürken beynini patlattı
kendini parçalama isteğini olağanüstü hal ilan ettin
üstelik kimseden habersizdi
o yüzden pil değiştiren ruh halini sev
yalvaçlık satar bir kitapta
patavatsız rahatlığıyla
bazen soyutluğuna taptığım için
beynime bir kağıt yerleştirip öyle çizmek istiyorum dna-larını
O
kirli suyu fanusta yaşatan balık
yapacakların hüzünlenmiş akvaryum akvaryum dolaşmışsın
ama bütün sinyaller
çözülürken beynini patlattı
kendini parçalama isteğini olağanüstü hal ilan ettin
üstelik kimseden habersizdi
o yüzden pil değiştiren ruh halini sev
yalvaçlık satar bir kitapta
patavatsız rahatlığıyla
bazen soyutluğuna taptığım için
beynime bir kağıt yerleştirip öyle çizmek istiyorum dna-larını
19 Kasım 2011 Cumartesi
İstiridye Siltasyonu
düşsün..
ses kibirliğinde kıvrıldıkça dinleriz
ama tekrar düşsün
çünkü yüklük bir saplantı balosunda
seçilmeyen kıyafetlerle dolu
radyo kanalımdan parçalar parçaladığım insan
uzaklaştıkça frekanstan
daha da yükseliyor ses
iş yapmıyor hoparlör de
bir sigarada sönse
dirilip farklı bir galaksiye göçse
büyüsek ya da aynı yaşta
kuruyan bir yer yaksa
bir anlık bile olsa
ben tanrıyı
vincenzo sarkaçta boğardı oğlunu
ses kibirliğinde kıvrıldıkça dinleriz
ama tekrar düşsün
çünkü yüklük bir saplantı balosunda
seçilmeyen kıyafetlerle dolu
radyo kanalımdan parçalar parçaladığım insan
uzaklaştıkça frekanstan
daha da yükseliyor ses
iş yapmıyor hoparlör de
bir sigarada sönse
dirilip farklı bir galaksiye göçse
büyüsek ya da aynı yaşta
kuruyan bir yer yaksa
bir anlık bile olsa
ben tanrıyı
vincenzo sarkaçta boğardı oğlunu
18 Kasım 2011 Cuma
Söyleşi Kompartımanı
günlüğünü bulup
şehrin arka odasında okumak için
kendi kanepelerini kırıp
bir orkestra şefini ayakta bırakabilecek sayıda
sandalyeler yaptı
herhangi birinde
beynin aslında vücudun sadık köpeği olamayacağını
anlatan bir şarkı söylüyordu
tırnaklarında renk olan
boyunu boyundan yükseltmiş ayakkabılarla
aynı ses farklı yerdeyse
çağrışım görselinde aynı resmi fakat soyutlukta hayal kırıklığını görürsünüz
annesinin tıkırtısına inançlı bir gülümseme bırakırken çocuk
bunları söylüyordu bilinç
kahveme konsun
parke üstü tahta tozların
ve
adresi belli olmayan kirpikler
küllüğü boşaltsın
şehrin arka odasında okumak için
kendi kanepelerini kırıp
bir orkestra şefini ayakta bırakabilecek sayıda
sandalyeler yaptı
herhangi birinde
beynin aslında vücudun sadık köpeği olamayacağını
anlatan bir şarkı söylüyordu
tırnaklarında renk olan
boyunu boyundan yükseltmiş ayakkabılarla
aynı ses farklı yerdeyse
çağrışım görselinde aynı resmi fakat soyutlukta hayal kırıklığını görürsünüz
annesinin tıkırtısına inançlı bir gülümseme bırakırken çocuk
bunları söylüyordu bilinç
kahveme konsun
parke üstü tahta tozların
ve
adresi belli olmayan kirpikler
küllüğü boşaltsın
17 Kasım 2011 Perşembe
Silecekler
yağmura düşman olunca
patikası yoktur örümceğin
ve
çalıştıramaz sileceklerini
kiremitlerinden geçemez asla bir lokma
korkuma sarıyorum bugün
ayaklarındakini
dönümler
söndürülmüş bir ateş etrafında yankı
sadece buhar yükselince bardaktan
odamdaki ışık
güneş tutulmasını çağrıştıracak
örümcek telaşsız
patikası yoktur örümceğin
ve
çalıştıramaz sileceklerini
kiremitlerinden geçemez asla bir lokma
korkuma sarıyorum bugün
ayaklarındakini
dönümler
söndürülmüş bir ateş etrafında yankı
sadece buhar yükselince bardaktan
odamdaki ışık
güneş tutulmasını çağrıştıracak
örümcek telaşsız
16 Kasım 2011 Çarşamba
Figürün Akvaryumu
yaklaştıkça daha çok koyulaşıyor ışık
boğaz hizasına getiriyorum zamanı
yine de bir baş kaldırış yok
beynimdekine
telafuz edemeyecek kadar
görünmüyor yazı
kanmaya çalışırsak eğer bahçede
yeşil pastel kusmuştur tanrı
gece uçurtma uçuran çocukların
gözlerine saklı bir şey
labirent dolusu çekmeceler açıyorum
kilitlerinde pas tadını aldığım
ve senaryomuzda
yürüyecek miyiz daha çok
boğaz hizasına getiriyorum zamanı
yine de bir baş kaldırış yok
beynimdekine
telafuz edemeyecek kadar
görünmüyor yazı
kanmaya çalışırsak eğer bahçede
yeşil pastel kusmuştur tanrı
gece uçurtma uçuran çocukların
gözlerine saklı bir şey
labirent dolusu çekmeceler açıyorum
kilitlerinde pas tadını aldığım
ve senaryomuzda
yürüyecek miyiz daha çok
15 Kasım 2011 Salı
Sığ
aynı soyad hep aynı kuralda
nedense dem tutmamış bir mevsinin içindedir solucan
onu da yarım ayaklı kol saatiyle tanımlarsa tanrı
balık olmayacak asla
gösterişli olmayan
aynı zamanda
fanus içine uzayan
köstebek yuvalarında
merkür kokan dudaklara ışık sızdıran
kullandığı izmaritlerde saçlarına renk beyaz
ve çok adım atılırsa gölgeye
o kadar
aydınlanır hava
14 Kasım 2011 Pazartesi
Notalar Değil
ne kızıla benzettiğin
el değiştirmiş
kumanda
hep kartlar şekillenir
ve biraz daha
soğuk
o an
yeşil renkli istifrada
yansıdığında
paslanmayı seçiyorum
el değiştirmiş
kumanda
hep kartlar şekillenir
ve biraz daha
soğuk
o an
yeşil renkli istifrada
yansıdığında
paslanmayı seçiyorum
13 Kasım 2011 Pazar
Mi
mevsim üşütüyor ayaklarını
tersi dönüyor kaplumbağanın
değişiyor kadın , rozetleşiyor elbise
bir çıkıntı var gölgede , ayakkabıdan renk almış
mevsim çürütürken olanları , suçu yok dudakların
parlasın pedaller
çünkü hep hızlı çekilmez bu yol
yeni levhalar hazırlayıp sıcak iklimler için fotoğraf kareleri mi ?
biraz fare zehri
kül zeminde gömülmüş ve
toprağında böceklerin şehirlendiği çiçekler
ve hep
şişman kahkaha
laçka yağmurun gazabına uğrayan
saksıdaki bel ağrısına tutunur
tersi dönüyor kaplumbağanın
değişiyor kadın , rozetleşiyor elbise
bir çıkıntı var gölgede , ayakkabıdan renk almış
mevsim çürütürken olanları , suçu yok dudakların
parlasın pedaller
çünkü hep hızlı çekilmez bu yol
yeni levhalar hazırlayıp sıcak iklimler için fotoğraf kareleri mi ?
biraz fare zehri
kül zeminde gömülmüş ve
toprağında böceklerin şehirlendiği çiçekler
ve hep
şişman kahkaha
laçka yağmurun gazabına uğrayan
saksıdaki bel ağrısına tutunur
Yaklaşık
sabah şarkılarına günaydın
akşamdan kalma güneşi al
uslu bugün kaldırım renkli alyuvarlar
duvardan dansa kalkan el yazımın omzundan düşecek olanlara
hediyedir kulp tutan parmaklar
kahve mi ?
henüz değil çünkü ilizyonist bir renkteyim
deklanşöründe çakmak çalar notalarıyla piyanist
ve manzarası martıların ayaklarındaki siren sesi olsaydı
kirlenmezdi parçalanmış karakterin
şimdi yıkıp gidin bu şehri
artık kalkıp esnemesin
buharlaşınca özgürleşen tenlerden pıhtı verin
ve ya beyaz bir sayfada haritadan çıkıp gidin
çünkü bu takıntılarınızda işçilerin eylemidir
akşamdan kalma güneşi al
uslu bugün kaldırım renkli alyuvarlar
duvardan dansa kalkan el yazımın omzundan düşecek olanlara
hediyedir kulp tutan parmaklar
kahve mi ?
henüz değil çünkü ilizyonist bir renkteyim
deklanşöründe çakmak çalar notalarıyla piyanist
ve manzarası martıların ayaklarındaki siren sesi olsaydı
kirlenmezdi parçalanmış karakterin
şimdi yıkıp gidin bu şehri
artık kalkıp esnemesin
buharlaşınca özgürleşen tenlerden pıhtı verin
ve ya beyaz bir sayfada haritadan çıkıp gidin
çünkü bu takıntılarınızda işçilerin eylemidir
28 Ekim 2011 Cuma
volim te
odaya girdiğinde
bu dünyanın sayılı tablolarını ele geçirmiş gibi
hissediyorum kendimi
küçük makasları alıp saçlarını kesmek isteyen
evrenin belirsiz saç renginde
yitip gitmiş balıklar
yok olmasının sürecinde
kalıcı vakitlerden
daha çok elmas biriktirdim teninde
bu uzayın kutsal madenlerinden
yugoslav bir şarkıyla dolaşıyorum
duvarlara çizilmiş yine aynı iklimin haritasında
soy ağacımıza birini daha ekledik
bu gece
tanrı yukardan gülümserken
bu dünyanın sayılı tablolarını ele geçirmiş gibi
hissediyorum kendimi
küçük makasları alıp saçlarını kesmek isteyen
evrenin belirsiz saç renginde
yitip gitmiş balıklar
yok olmasının sürecinde
kalıcı vakitlerden
daha çok elmas biriktirdim teninde
bu uzayın kutsal madenlerinden
yugoslav bir şarkıyla dolaşıyorum
duvarlara çizilmiş yine aynı iklimin haritasında
soy ağacımıza birini daha ekledik
bu gece
tanrı yukardan gülümserken
26 Ekim 2011 Çarşamba
Para
seninle daha çok karşılaşmak için bu kumarı oynuyorum
bahçemdeki kan lekesi
aynamdaki ruj tenine dokunursa şayet
karşılaşmaların en sürpriz ismidir
yanaklarında damlayan
musluklarım
korkar mısın , hiç bir şey olmadan
o'na tutun
ben o'yum
bahçemdeki kan lekesi
aynamdaki ruj tenine dokunursa şayet
karşılaşmaların en sürpriz ismidir
yanaklarında damlayan
musluklarım
korkar mısın , hiç bir şey olmadan
o'na tutun
ben o'yum
25 Ekim 2011 Salı
Yankılanan
kalabalıkta titreyen sis balonları var donmuş ellerinde
haritanın sonu yok
ve avcunu her açtığında bir kir konuyor
bu şarkı sıcak
bu kare temiz
haritanın sonu yok
ve avcunu her açtığında bir kir konuyor
bu şarkı sıcak
bu kare temiz
24 Ekim 2011 Pazartesi
İki
iç kısmı
boyanmamışsa
ve kirden uzaklaşıyorsa venüs
ölmeyi seçer bir de
sadece aynı manzaraya bakmak için
dünüm
gece ay , gündüz güneş olur
ölülerle vardiyalı bakışırlar
ve sadece hayatta sağ kalanlar bakar önlerine bu kitaptan
ceplerindeki kiri temizlemekle meşgul güvercinler
onlara görünmeden
beraber kaçabileceğimiz son yer için dinleyeceğimiz ilk şarkı
boyanmamışsa
ve kirden uzaklaşıyorsa venüs
ölmeyi seçer bir de
sadece aynı manzaraya bakmak için
dünüm
gece ay , gündüz güneş olur
ölülerle vardiyalı bakışırlar
ve sadece hayatta sağ kalanlar bakar önlerine bu kitaptan
ceplerindeki kiri temizlemekle meşgul güvercinler
onlara görünmeden
beraber kaçabileceğimiz son yer için dinleyeceğimiz ilk şarkı
14 Ekim 2011 Cuma
30 Eylül 2011 Cuma
Af
yakana yaktığın galaksi tutumlarından beliren
güneş sarının öteki ucundaki manzaraydı
saplantı havuzunda bir balıkla danstayken biz
sen
ruhun his çemberinde karıncalaşmaktaymış
anlamadın
çünkü benim alfabemden doğru dürüst hiç bir şeyi çıkarmadın
ve sizden isteğim
onun ellerini ceplerinden ayırmayın
çünkü eğer gülüyorsa güzel bir yabancıdır
güneş sarının öteki ucundaki manzaraydı
saplantı havuzunda bir balıkla danstayken biz
sen
ruhun his çemberinde karıncalaşmaktaymış
anlamadın
çünkü benim alfabemden doğru dürüst hiç bir şeyi çıkarmadın
ve sizden isteğim
onun ellerini ceplerinden ayırmayın
çünkü eğer gülüyorsa güzel bir yabancıdır
28 Eylül 2011 Çarşamba
Kilim
alkolün tonlarıyla bulunan yazıtlar
ve
rahatsız edici bir ışığı söndürme isteği
benimki
kim susacak
daha da açıklanabilir bir ses tonuyla
hurdalığa atıyorum
tasarlanmamış bir evin mimarisini
ve
rahatsız edici bir ışığı söndürme isteği
benimki
kim susacak
daha da açıklanabilir bir ses tonuyla
hurdalığa atıyorum
tasarlanmamış bir evin mimarisini
Ekran
boyasında bir koleksiyonun
en değerli
müşterileri de olacaktır
ona gerçekleri anlattığım günlerdeki gibi
her şey
limon suyu intiharına girişimde buluncak kadar
ekşi balo
bir inandırılmayış var yatağın altına itilmiş
hep
onu çabuk kandırırlar
ben bundan korkuyorum ve
saç rengi hep güzeldi zaten
en değerli
müşterileri de olacaktır
ona gerçekleri anlattığım günlerdeki gibi
her şey
limon suyu intiharına girişimde buluncak kadar
ekşi balo
bir inandırılmayış var yatağın altına itilmiş
hep
onu çabuk kandırırlar
ben bundan korkuyorum ve
saç rengi hep güzeldi zaten
27 Eylül 2011 Salı
Kaybolursa Ortalıktan
güneşliğin üzerine bir yazı yazdıran
göz kararmalarından
bir şarkının kirpiklerinde sallanan gece kelebeğine iyi geceler
göz kararmalarından
bir şarkının kirpiklerinde sallanan gece kelebeğine iyi geceler
26 Eylül 2011 Pazartesi
Erken Uyumalar
cam kenarlı bir mikroskoptan
yıldızların kuzey yamacına döktüğüm küller
zamanla beyaz bir kumsal haline geldiğinde
gölet balıkların muhteşem korosunu
ay ise yıldızların şarap tadını sunuyor
sanırım sizin oluyorum , gece sizin
hep daha kısa
yıldızların kuzey yamacına döktüğüm küller
zamanla beyaz bir kumsal haline geldiğinde
gölet balıkların muhteşem korosunu
ay ise yıldızların şarap tadını sunuyor
sanırım sizin oluyorum , gece sizin
hep daha kısa
25 Eylül 2011 Pazar
Tahminler
kaldırımın tortularına korkularını koklatıp
yokuşunda şoklanmış balıklardan kılçıklar kazıyan
kutlanması gereken bir gün var
ismi konulmuş
saçları kesilmiş
kartonlar parmak izleriyle süslenmiş
sadece izliyorum
yokuşunda şoklanmış balıklardan kılçıklar kazıyan
kutlanması gereken bir gün var
ismi konulmuş
saçları kesilmiş
kartonlar parmak izleriyle süslenmiş
sadece izliyorum
24 Eylül 2011 Cumartesi
Çoraplarınızdan
saatlere karşı bu kadar duyarlıyken
bir sarkacın ipliklerinde yaşayan
sabah kelebeğine
sunduğun herhangi bir şey
oldukça kurdukların bir piyanistin ellerindekinden
daha da fazlası var
sürdüğümüz bisiklet olmalı saatimizde
ve ben molaları severim
evrene gönderdiğimiz mesajlar konusunda da kararlıyım
orda gülümseyen bir yüz
kahkaha atan bir şarkı
kin besleyen kitap olabilir
tanrı asla
yakmaya çalıştığım fotoğraflar yok
kutsal kitaplarda anlatılmamış
daha da büyük bir sorun var
ve
eğer gülüyorsa güzel bir yabancıdır
bir sarkacın ipliklerinde yaşayan
sabah kelebeğine
sunduğun herhangi bir şey
oldukça kurdukların bir piyanistin ellerindekinden
daha da fazlası var
sürdüğümüz bisiklet olmalı saatimizde
ve ben molaları severim
evrene gönderdiğimiz mesajlar konusunda da kararlıyım
orda gülümseyen bir yüz
kahkaha atan bir şarkı
kin besleyen kitap olabilir
tanrı asla
yakmaya çalıştığım fotoğraflar yok
kutsal kitaplarda anlatılmamış
daha da büyük bir sorun var
ve
eğer gülüyorsa güzel bir yabancıdır
23 Eylül 2011 Cuma
Alt
çok eski bir parçadır
seslerimizi birleştiren
tavan görünümlü ayakkabısıyla dolaşır bir aldanış
kafeinler biraz tiz
yaprakları usulca mevsimden topluyorum
kemirmişler yine kıyafetleri
ama eksik bir parça kalacaktır herzaman tırnaklarda
olayın entel kısımlarında
geniş düşünme kurallarına pankartlar taşırım
ben bir işçiyim , beynime asgari
o yüzden devamı olmayan ilişkilerde
çıplaklık esnasında beynime leş kokuları gelir
bir şeyler yazmak için güzel bir yol elbette
üç dört gündür kötü yazdığımı göze alırsak
karakter yaratan beynimden senaryolar çalabilirsiniz bu yüzden
ve o farkında olmadan
burayı küçümserdi
seslerimizi birleştiren
tavan görünümlü ayakkabısıyla dolaşır bir aldanış
kafeinler biraz tiz
yaprakları usulca mevsimden topluyorum
kemirmişler yine kıyafetleri
ama eksik bir parça kalacaktır herzaman tırnaklarda
olayın entel kısımlarında
geniş düşünme kurallarına pankartlar taşırım
ben bir işçiyim , beynime asgari
o yüzden devamı olmayan ilişkilerde
çıplaklık esnasında beynime leş kokuları gelir
bir şeyler yazmak için güzel bir yol elbette
üç dört gündür kötü yazdığımı göze alırsak
karakter yaratan beynimden senaryolar çalabilirsiniz bu yüzden
ve o farkında olmadan
burayı küçümserdi
22 Eylül 2011 Perşembe
Pehitevolüzna
ne eksilir
ne de ağırlaşır yumruğunda
ve solucanların varlığını hissettiriyor bana koku
her birine ayrı maskelenmiş harflerle
gerçeği hissetmemeyi seçmişiz
kendimize
ne de ağırlaşır yumruğunda
ve solucanların varlığını hissettiriyor bana koku
her birine ayrı maskelenmiş harflerle
gerçeği hissetmemeyi seçmişiz
kendimize
21 Eylül 2011 Çarşamba
Kart
bu
aknelerle dolu gece
senin duvarlarından
sunulan bir buket
o kadar zirveye çıktı ki ay senin yüzünden
görünmüyor hiç kimseye
iki telden birleştirip
raylar sunuyorum
makiniste
sigara paketlerinden lokomotif içinde
bir karganın alkışıyla
ilerliyorum senin istasyonuna
ağaçlar sunarsa topraktaki pırlantayı
yağmuru dinleyeceğim
bir şey anlamadan
aknelerle dolu gece
senin duvarlarından
sunulan bir buket
o kadar zirveye çıktı ki ay senin yüzünden
görünmüyor hiç kimseye
iki telden birleştirip
raylar sunuyorum
makiniste
sigara paketlerinden lokomotif içinde
bir karganın alkışıyla
ilerliyorum senin istasyonuna
ağaçlar sunarsa topraktaki pırlantayı
yağmuru dinleyeceğim
bir şey anlamadan
20 Eylül 2011 Salı
Rötuş
yarım tuğla ötede
kuğuların dans ettiği köşede
dışarısı daha soğuk
konuşmalarımdan sadece yağmuru duyabiliyorsun
buğulanmış kürtaj belirsizliğinde dinlenirken
çünkü
kelebekler kahverengi bahçede beklerken
tanrıyı bir telefon görüşmesinde yarıda bıraktım
boş kasetlerden
bir ses kaydı bırakıyorum sol omzuna
ahize , sıradaki için maskesini takınca
ölmüş bir dansa kalkıyor galaksi
kuğuların dans ettiği köşede
dışarısı daha soğuk
konuşmalarımdan sadece yağmuru duyabiliyorsun
buğulanmış kürtaj belirsizliğinde dinlenirken
çünkü
kelebekler kahverengi bahçede beklerken
tanrıyı bir telefon görüşmesinde yarıda bıraktım
boş kasetlerden
bir ses kaydı bırakıyorum sol omzuna
ahize , sıradaki için maskesini takınca
ölmüş bir dansa kalkıyor galaksi
19 Eylül 2011 Pazartesi
Uyur Gezer
tersaneye kağıtlar götüren bir martının ağzından
daha sıkı kapanmış dudaklardaki alfabeye
bir ambiyans
odamdaki alaska daha parlak artık
bilincin en özel bölmesindeki kapıya
örümcek ağlarından ağlayıp
fante bulmacayla oynuyor
ışığı kapatıyor pavese
daha sıkı kapanmış dudaklardaki alfabeye
bir ambiyans
odamdaki alaska daha parlak artık
bilincin en özel bölmesindeki kapıya
örümcek ağlarından ağlayıp
fante bulmacayla oynuyor
ışığı kapatıyor pavese
18 Eylül 2011 Pazar
Beyin Geceliği
yastığın diğer yüzü
daha serin artık
döşemeler üzerinde
bir parça sarıyorum toza
ve yine kozalaklar topluyor
avcumdaki balıkçı
tartıya geçmiş bir ikilem
var karşımda
ona emirler veren
bir kayıtsızlıkla yürüyüşteyim
bu gece
kumsalda turuncu arayan
bir gölgeden ibaret
parmaklarım
daha kalıcı olsun diye
yüzüne yazıyorum bunları
dudağındaki doğmamış ceninleri de alıyorum akvaryuma
tenindeki parmak izlerinden yaratıyorum bir dedektif
bana en güzel hediyeyi veriyor gelecekte
gelecekte farklı bir yerdeyiz
beyninden topladığı tümörlerden bir kolye
galaksi açıyorum bir şişe daha
ay'da karavanın sol tekerlerini değiştiriyor sigaram
sen fotoğrafımızı çekiyorsun
daha serin artık
döşemeler üzerinde
bir parça sarıyorum toza
ve yine kozalaklar topluyor
avcumdaki balıkçı
tartıya geçmiş bir ikilem
var karşımda
ona emirler veren
bir kayıtsızlıkla yürüyüşteyim
bu gece
kumsalda turuncu arayan
bir gölgeden ibaret
parmaklarım
daha kalıcı olsun diye
yüzüne yazıyorum bunları
dudağındaki doğmamış ceninleri de alıyorum akvaryuma
tenindeki parmak izlerinden yaratıyorum bir dedektif
bana en güzel hediyeyi veriyor gelecekte
gelecekte farklı bir yerdeyiz
beyninden topladığı tümörlerden bir kolye
galaksi açıyorum bir şişe daha
ay'da karavanın sol tekerlerini değiştiriyor sigaram
sen fotoğrafımızı çekiyorsun
Deniz Kenarı Simiti
beynimde bir sergi açıldı
aynı figürü işleyen tablolardaki tozlar
dudağına yapışmış izlerle
aynı çizimi taşıyor
ve
ressam
serginin
garsonu
aynı figürü işleyen tablolardaki tozlar
dudağına yapışmış izlerle
aynı çizimi taşıyor
ve
ressam
serginin
garsonu
17 Eylül 2011 Cumartesi
İzole Bantlı Çerçeve
tüm canlıları
gramafonda döndüren
plakların direnişi
sessizliğinde
bir lekeye daha tutunuyor
ışık
kitap ayracı görevli
tek dal sigara
hangi sayfada
seninle karşılaşıp
yanabilir ?
en iyisi sen
kargadan bir beste çal
ben sabah olduğunu hatırlayım
perde açılmadı
ve hiç konuşmadan
paralel bir evrende
kahvemiz hiç soğumamış
gramafonda döndüren
plakların direnişi
sessizliğinde
bir lekeye daha tutunuyor
ışık
kitap ayracı görevli
tek dal sigara
hangi sayfada
seninle karşılaşıp
yanabilir ?
en iyisi sen
kargadan bir beste çal
ben sabah olduğunu hatırlayım
perde açılmadı
ve hiç konuşmadan
paralel bir evrende
kahvemiz hiç soğumamış
16 Eylül 2011 Cuma
Kutusunda Sıkışan
eflatunun göz çukuruna
o'nu
davet etmek isteyen kişilerin
bağcıklarında tutunan
yelkovandan uçuk
bir zaman pedali
soyutlukta yoksun belki de yarı çıplaksın
koyu pastel veya soy ağaçsız kalem !
doğru mu tüm bunlar ?
ilk defa kullanılmış işaretler dizilmiş yola
bir patikadan gidiyorum
kalem kadar ağaçsız ve koyu pastel rengi kadar tanrısız
yakanda balığımın ölüsü yok
teninde hiç rozet yok
ne yönetiyorsun ne de yönetiliyorsun
uzak kadar resmi ve kıyafetin kadar ciddi
ama bu soğukluğun altında
boya dökülmüş parkeleri saklayan hep bir halı vardır
o'nu
davet etmek isteyen kişilerin
bağcıklarında tutunan
yelkovandan uçuk
bir zaman pedali
soyutlukta yoksun belki de yarı çıplaksın
koyu pastel veya soy ağaçsız kalem !
doğru mu tüm bunlar ?
ilk defa kullanılmış işaretler dizilmiş yola
bir patikadan gidiyorum
kalem kadar ağaçsız ve koyu pastel rengi kadar tanrısız
yakanda balığımın ölüsü yok
teninde hiç rozet yok
ne yönetiyorsun ne de yönetiliyorsun
uzak kadar resmi ve kıyafetin kadar ciddi
ama bu soğukluğun altında
boya dökülmüş parkeleri saklayan hep bir halı vardır
Tür Sakinleştirici
solucanlarım uyuyor
ve odamda en antika televizyon
kumandasızlığıyla dans ediyor
siyah metalik kül tablasından
bakıyorum tavandaki tabloya
herkes bir şeyler arıyor
perdenin arkasında
seslerini duyuyorum
her yaşa sesleniyor
kaldırımlar
odanın içinden bu müzikle
beyinlerini kemiriyorum
fazla abartılmış aşklarından kurtulduklarında
gelip dinlesinler diye
15 Eylül 2011 Perşembe
Dinlenmemiş
iki kişiden
yalnızca birinde
ortaya çıkan toz izlerinden
ceninden daha bilinç altında
ceninden daha kir
ceninden fazla uyuşmuş
kıyafetlendireceğin beynindeki sadece
ona şuandan daha yakın olamazsın
yalnızca birinde
ortaya çıkan toz izlerinden
ceninden daha bilinç altında
ceninden daha kir
ceninden fazla uyuşmuş
kıyafetlendireceğin beynindeki sadece
ona şuandan daha yakın olamazsın
14 Eylül 2011 Çarşamba
Borç Uyku Sepeti
kırmızı taşı uzatıyor
ve
gitmeye hazırlanmışlar burdan
masam 64 karelik bir
radio
bağımlısı da değilim
bu şeyin
sıcak su buharında
çalacak bir piyano
sadece
bunun dışında
henüz hayata geçiremedikleri planları var
insanların
bu planların basitliği ve imkansızlığı
üzerinde
heykelini yapıyor sarmal tanrı
yüzüm nemlenmedikçe buharında
başka bir anlam da çıkaramıyorum
saat 5:20 geçiyor
ve üst komşumdan ses yok
duvardaki tanrıça ateşi yeni buluyor
ve beynimde varlığını
soyut bir ülkede yaşlandıran kadına
iyi geceler diliyorum .. duvarı üfleyerek
ve
gitmeye hazırlanmışlar burdan
masam 64 karelik bir
radio
bağımlısı da değilim
bu şeyin
sıcak su buharında
çalacak bir piyano
sadece
bunun dışında
henüz hayata geçiremedikleri planları var
insanların
bu planların basitliği ve imkansızlığı
üzerinde
heykelini yapıyor sarmal tanrı
yüzüm nemlenmedikçe buharında
başka bir anlam da çıkaramıyorum
saat 5:20 geçiyor
ve üst komşumdan ses yok
duvardaki tanrıça ateşi yeni buluyor
ve beynimde varlığını
soyut bir ülkede yaşlandıran kadına
iyi geceler diliyorum .. duvarı üfleyerek
Saati Aksatmaz
mahalleyi adımlarken
ışıktan
bir kitap tozluğunda
büyüyor
ruhların
etrafında etraf biraz daha sessiz
tek tük tekerler geçiyor
onlardan daha çok yarasa
aydınlanmaya çalışan bir yerler var
güzergahı değiştirip
yatağıma bakıyorum
gelinebilecek son nokta
ışıktan
bir kitap tozluğunda
büyüyor
ruhların
etrafında etraf biraz daha sessiz
tek tük tekerler geçiyor
onlardan daha çok yarasa
aydınlanmaya çalışan bir yerler var
güzergahı değiştirip
yatağıma bakıyorum
gelinebilecek son nokta
Farmakon
işaret sıfatını takip eden şart ekine
denk gelmek istemediğimden
geceye baktığında
mişli zamanda geçmiş rolü yapan
4 duvar konseptli
tek dal sigaradan
gidiyoruz ,
bir yerlerde ıslak bir renk seçiyoruz
aslında iyi de olur
çünkü ben yükseklikte üşüyorum
bu ruhu hüzünlendiren tek dilse piyanodur
çizgilerini takip et
yunan ruhlu saçlarını gördüğümde
son bulur bende yol
denk gelmek istemediğimden
geceye baktığında
mişli zamanda geçmiş rolü yapan
4 duvar konseptli
tek dal sigaradan
gidiyoruz ,
bir yerlerde ıslak bir renk seçiyoruz
aslında iyi de olur
çünkü ben yükseklikte üşüyorum
bu ruhu hüzünlendiren tek dilse piyanodur
çizgilerini takip et
yunan ruhlu saçlarını gördüğümde
son bulur bende yol
Dolmuyor
içi boş
ayakkabı sesleri
geçiyor yanından
tozu tutar
kör olan dilencinin
saatindeki kaybolmuş
bebekler
henüz hiç bakmadığım takvime
bir kahve sununca yalnızlık
geliyor aklıma ve henüz somut değil
en utangaç tavrıyla
yüzündeki masumluktan
beynindeki olgunluğa
ulaşacağım
günü arıyorum
tanrıyı öldürdükten sonraki tek inancım
onu bekliyorum
ayakkabı sesleri
geçiyor yanından
tozu tutar
kör olan dilencinin
saatindeki kaybolmuş
bebekler
henüz hiç bakmadığım takvime
bir kahve sununca yalnızlık
geliyor aklıma ve henüz somut değil
en utangaç tavrıyla
yüzündeki masumluktan
beynindeki olgunluğa
ulaşacağım
günü arıyorum
tanrıyı öldürdükten sonraki tek inancım
onu bekliyorum
31 Ağustos 2011 Çarşamba
Göz
güven ;
toplu iğne tarafından
damarımdan alınacak kadar
varoluşçu mu
kaybolsun şimdi sorumsuz siyaha
kırmızılık yapan kurnazlıklar
tılsımı bul
dünya artık dilencisiz
etraf gülümseyen insanlarla dolu
gözlerine ışık vurur
kışın bir yağmur yağdığında
bu gece
düşünüyor
zincirlerinde
salıncak
yastığının diğer yüzünde yapışmış soğukluğum
toplu iğne tarafından
damarımdan alınacak kadar
varoluşçu mu
kaybolsun şimdi sorumsuz siyaha
kırmızılık yapan kurnazlıklar
tılsımı bul
dünya artık dilencisiz
etraf gülümseyen insanlarla dolu
gözlerine ışık vurur
kışın bir yağmur yağdığında
bu gece
düşünüyor
zincirlerinde
salıncak
yastığının diğer yüzünde yapışmış soğukluğum
29 Ağustos 2011 Pazartesi
Kaçıncı Gün
tahtaların üzerinden
çiviler toplayan
gece çiçeklerinden
bir demet uzattım
avcundaki karanlığa
inanmadım sana
çünkü
sessizlikte din gerekmez
simgelerinden saplanmıştır
çoğu bunların
tenime bak !
kirlendi ütopyam
çiviler toplayan
gece çiçeklerinden
bir demet uzattım
avcundaki karanlığa
inanmadım sana
çünkü
sessizlikte din gerekmez
simgelerinden saplanmıştır
çoğu bunların
tenime bak !
kirlendi ütopyam
28 Ağustos 2011 Pazar
Gün Eksiği
tanrı kıyafeti giyip hiç çıkarmamıştı o
saati
boşluğunda bir çukurdur
hep son
bir kahve dikişte
var edeceğin
elbisesizlik
hangi noktayı kontrol edemiyorsan
bulacağı bir
dünyadır rol
o kadar içten saçlarında
bir yalanda yok
saati
boşluğunda bir çukurdur
hep son
bir kahve dikişte
var edeceğin
elbisesizlik
hangi noktayı kontrol edemiyorsan
bulacağı bir
dünyadır rol
o kadar içten saçlarında
bir yalanda yok
26 Ağustos 2011 Cuma
Mesafeler
titremiş tüm bu
nöbetlerin
en plastik bölmesinde
bir yer var
banyo cehenneminde
yatağa ulaştıktan sonra
her şey kadar
sakin
ve bir rıhtımı devirmiş
beynimin
ölümüne
biraz daha yakınım
nöbetlerin
en plastik bölmesinde
bir yer var
banyo cehenneminde
yatağa ulaştıktan sonra
her şey kadar
sakin
ve bir rıhtımı devirmiş
beynimin
ölümüne
biraz daha yakınım
25 Ağustos 2011 Perşembe
Çatı Köşesinde Bir Karga'dan
üst çatlağından kurumuş
ve güneşe kapanmış göz kapakları kalmış
danslarını taşıyan ayak bileklerinde
yarı flu bir gömlekten
daha kareli
bir kan rengi akıyor
sokağa
sokağın kırmızı gözlerinden
aydınlanınca kıyafetin
istediğin her şey olacak
düzendeki başarıların
ve
tenine duyulan ilgilerle birlikte
o esnada her şey tam
kuyruğu olmayan kediden başka
ben siyah ..
sesimi biliyorsun
seni izliyorum
ve güneşe kapanmış göz kapakları kalmış
danslarını taşıyan ayak bileklerinde
yarı flu bir gömlekten
daha kareli
bir kan rengi akıyor
sokağa
sokağın kırmızı gözlerinden
aydınlanınca kıyafetin
istediğin her şey olacak
düzendeki başarıların
ve
tenine duyulan ilgilerle birlikte
o esnada her şey tam
kuyruğu olmayan kediden başka
ben siyah ..
sesimi biliyorsun
seni izliyorum
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Doris
tanrının daha güzel gözleri vardı
uyuşturucu kadar güçlüyken
elime tutuşturduğu parmağından
yolda kollarından geriye çeken
ve binaların kuytusunda bekleyen
kadın ..
ses yalıtımlarında birikmiş tozlarla birlikte
görünürken ay'da
damarlarımdaki uçurtmadan
kopmuş olamazsın henüz
çünkü henüz tenin soyut bir kavram
saçların saatle
aynı yönde ve aynı anda
dokunulmaz
fotoğraflarından kesitler çalan bir deneyden sonra
daha çok uğruyorsun odama
yankılandıkça sesin
elimi kesiyor , pişmanlıklar
ve bu sabah yüzünde öpücüğümü görürsen
ben akvaryumuna sıkışmış nereus
yastığına dökülmüş bir pul
uyuşturucu kadar güçlüyken
elime tutuşturduğu parmağından
yolda kollarından geriye çeken
ve binaların kuytusunda bekleyen
kadın ..
ses yalıtımlarında birikmiş tozlarla birlikte
görünürken ay'da
damarlarımdaki uçurtmadan
kopmuş olamazsın henüz
çünkü henüz tenin soyut bir kavram
saçların saatle
aynı yönde ve aynı anda
dokunulmaz
fotoğraflarından kesitler çalan bir deneyden sonra
daha çok uğruyorsun odama
yankılandıkça sesin
elimi kesiyor , pişmanlıklar
ve bu sabah yüzünde öpücüğümü görürsen
ben akvaryumuna sıkışmış nereus
yastığına dökülmüş bir pul
23 Ağustos 2011 Salı
Nefes İstifrasından Ceninler
bana kahve yapardın
ve yüzünde
parmaklarımın uçlarından tutardı tenin
daktilo başında seni anlatırdım
sen tedirginliğinle
gecenin boynuna sarılırken
somutlaşırdın yazıyla
beynimdeki alfabeden
bulurduk ceninleri
ışığa uzanmazdın
inat ederdin
karanlıkta bırakmaya beni
dudağına
gözlerim kapanınca
keşke dedektifliğe kalkışmadan
dokunsam dudağına
benden önceki izleri önemsemeden
ilerlesen kanımdan
ve yüzünde
parmaklarımın uçlarından tutardı tenin
daktilo başında seni anlatırdım
sen tedirginliğinle
gecenin boynuna sarılırken
somutlaşırdın yazıyla
beynimdeki alfabeden
bulurduk ceninleri
ışığa uzanmazdın
inat ederdin
karanlıkta bırakmaya beni
dudağına
gözlerim kapanınca
keşke dedektifliğe kalkışmadan
dokunsam dudağına
benden önceki izleri önemsemeden
ilerlesen kanımdan
Makastaki Rüzgar
kayıptan öte
beklemekten yorulduğunuz bir surat varsa
ve beyninizde aynı portreyi çizmişse
zamanla birlikte
tavan güzel bir manzara olabilir
seçilen ve ardından çalan şarkılarla
beklemekten yorulduğunuz bir surat varsa
ve beyninizde aynı portreyi çizmişse
zamanla birlikte
tavan güzel bir manzara olabilir
seçilen ve ardından çalan şarkılarla
Lüsid
yön levhalarından
seçim yapacak
bir damar çalıyorum
bileklerinden
çünkü o geceler hep daha korkunçtur
sözlüklerde yer almamış kelimelerle
ve
lavabodaki kırmızı süslemenle
bir ahtapotla geçerken yanımdan sen
her şey yolunda
yağlı boya bir resimde benim
kollarımı kesiyorsun
seçim yapacak
bir damar çalıyorum
bileklerinden
çünkü o geceler hep daha korkunçtur
sözlüklerde yer almamış kelimelerle
ve
lavabodaki kırmızı süslemenle
bir ahtapotla geçerken yanımdan sen
her şey yolunda
yağlı boya bir resimde benim
kollarımı kesiyorsun
22 Ağustos 2011 Pazartesi
Trajik Bir Mimik Hareketi
bu kahveye her uzanışımda
tutsaklaştıramadığı
bir ülkeyi hayal eder
şehirde ilerleyen
trafik
karakterini kaybeder insanlar
çöp tenekeleri kadar
küçülünce
ev kedileri
zeka ve kurnazlık kanalizasyonuna
döker geceleri
karıncalar
tüm o kıyafetleri
hep kullanılır ideolojiler
ve kazanır birileri de
bardaktan su içmeye çalışır gagasıyla tanrı
hep emin olduğum sahneye çıkar insanlık
tutsaklaştıramadığı
bir ülkeyi hayal eder
şehirde ilerleyen
trafik
karakterini kaybeder insanlar
çöp tenekeleri kadar
küçülünce
ev kedileri
zeka ve kurnazlık kanalizasyonuna
döker geceleri
karıncalar
tüm o kıyafetleri
hep kullanılır ideolojiler
ve kazanır birileri de
bardaktan su içmeye çalışır gagasıyla tanrı
hep emin olduğum sahneye çıkar insanlık
21 Ağustos 2011 Pazar
Günaydın
tarihin en akıl almaz
fotoğrafını buldum çekmecede
sabahtan daha dileksiz & güneşten daha iklimsel
geceyi hesaba katmıyorum bile
hastalığına boyun eğişime yaktım yeni bir sigara
herkesin bir şeyler için yakması gibi
o denli basit
o'nu perdeyi kapattığımda yok ettim
perdenin arkasında devam ediyordu varlığı
sert dokunuşlar atıyordu parmağındaki
sahte gülümsüyordu boynundaki iz
çünkü teninin uçlarındaki kirden daha kirdi söyledikleri
güzel yalanlar saklanmıştı arka koltukta
kahkaha boncukları vardı bileklerinde
herhangi birini çıkarsa hayat
devam ederdi aynı rutinliğiyle
o'nu bir kutuya hapsettim ..
o'nu kendime hediye vermek sonum olacaktı , yine de seçiyorum bu tercihi
o'na dokanmak için parçalanıyordu kutu
o orda yokken
fotoğrafını buldum çekmecede
sabahtan daha dileksiz & güneşten daha iklimsel
geceyi hesaba katmıyorum bile
hastalığına boyun eğişime yaktım yeni bir sigara
herkesin bir şeyler için yakması gibi
o denli basit
o'nu perdeyi kapattığımda yok ettim
perdenin arkasında devam ediyordu varlığı
sert dokunuşlar atıyordu parmağındaki
sahte gülümsüyordu boynundaki iz
çünkü teninin uçlarındaki kirden daha kirdi söyledikleri
güzel yalanlar saklanmıştı arka koltukta
kahkaha boncukları vardı bileklerinde
herhangi birini çıkarsa hayat
devam ederdi aynı rutinliğiyle
o'nu bir kutuya hapsettim ..
o'nu kendime hediye vermek sonum olacaktı , yine de seçiyorum bu tercihi
o'na dokanmak için parçalanıyordu kutu
o orda yokken
Simgesel Yara Bantları
çapraz bir şekilde
tanrısallığı
ifade ederken
sol kolumun ulaşılmayan
sinirinde
bir kadına rastlıyorum günlerdir
tümseği geçmeye korkacak
tüm bu serumların
haplara uyku satması kadar
tasalanan biri daha var
hayatta
teninde varlığını belli edenlerin dışında
yine de yüzündeki
atmosfere bakıp
masumluğunu ayıklayabilirim
insanlıktan
aynı şarkı çalsın
tamamladığımda parçalarını
sadece gülümse
mantık arama
tanrısallığı
ifade ederken
sol kolumun ulaşılmayan
sinirinde
bir kadına rastlıyorum günlerdir
tümseği geçmeye korkacak
tüm bu serumların
haplara uyku satması kadar
tasalanan biri daha var
hayatta
teninde varlığını belli edenlerin dışında
yine de yüzündeki
atmosfere bakıp
masumluğunu ayıklayabilirim
insanlıktan
aynı şarkı çalsın
tamamladığımda parçalarını
sadece gülümse
mantık arama
17 Ağustos 2011 Çarşamba
Ev
ve fahişelik yapacak
bir harfin
ötesine
inşa ettiğiniz evlere
toplanmış bu sineklerin
muhabbetini dinleyip
hangi aralıkta tanımlı olduğunu
anlayabilirsiniz
ben
kuzeye doğru bir ray
hareketlendikçe
demirlerden geçecek
olan bu titreşimlerin
alt katında
olacağım
sizlerden
ayakkabılarınızdan
çıkacak sesleri
yutmanızı istiyorum
bir harfin
ötesine
inşa ettiğiniz evlere
toplanmış bu sineklerin
muhabbetini dinleyip
hangi aralıkta tanımlı olduğunu
anlayabilirsiniz
ben
kuzeye doğru bir ray
hareketlendikçe
demirlerden geçecek
olan bu titreşimlerin
alt katında
olacağım
sizlerden
ayakkabılarınızdan
çıkacak sesleri
yutmanızı istiyorum
16 Ağustos 2011 Salı
Soğuk Tel
uykuda tanrılarına
öfkeli istanbul kadar
masum bakıyordu çocuklar
ve hep bir şey bulacaklardı
toprağı karıştırdıkça
öfkeli istanbul kadar
masum bakıyordu çocuklar
ve hep bir şey bulacaklardı
toprağı karıştırdıkça
Bir Rakamdan
izmaritler çalışıyordu durmadan
dudaklarından
zorla aldığım cümlelerden
dudaklarıma
gökyüzünde kulaksı bir yapıdan
ezberlenmişti ay
tebeşir tutmayı öğreniyordu
kılıflarından kurtulmuş beynim
dans eden onca
rakamdan birini bekliyordu
gelmesi gereken
bir rakam vuruyor kapısına
dans eden
belirtilmemiş korkulu
ve kendim olamıyordum
o'na karşı
kazanmadan kaybetme korkusu almıştı benliğimi
dudaklarından
zorla aldığım cümlelerden
dudaklarıma
gökyüzünde kulaksı bir yapıdan
ezberlenmişti ay
tebeşir tutmayı öğreniyordu
kılıflarından kurtulmuş beynim
dans eden onca
rakamdan birini bekliyordu
gelmesi gereken
bir rakam vuruyor kapısına
dans eden
belirtilmemiş korkulu
ve kendim olamıyordum
o'na karşı
kazanmadan kaybetme korkusu almıştı benliğimi
15 Ağustos 2011 Pazartesi
Sabah Saati
damarların en hassas olduğu yıldan itibaren
bir düzlem üzerinde
karıncanın ayağından yansıyan
bir deniz fenerine
düşmüş tüm bu saçların
makastan intikamını alan
gölgedir ,
kılçıklanan sesinde
ordan iskeleye
uzanmış tüm bu
parmaklarının katmanlarında
bir saksıyı suluyor jüpiter
meteorlarıyla
karnı yarılmış
bir günün
içinden alıyorlar
bebeği
ağlıyor
seslenen notalara yaklaştıkça
kapıyı vuruşun
bir düzlem üzerinde
karıncanın ayağından yansıyan
bir deniz fenerine
düşmüş tüm bu saçların
makastan intikamını alan
gölgedir ,
kılçıklanan sesinde
ordan iskeleye
uzanmış tüm bu
parmaklarının katmanlarında
bir saksıyı suluyor jüpiter
meteorlarıyla
karnı yarılmış
bir günün
içinden alıyorlar
bebeği
ağlıyor
seslenen notalara yaklaştıkça
kapıyı vuruşun
14 Ağustos 2011 Pazar
İç Çamaşırı Milliyetçiliğinden
ordaki camdan gözüken
uçağını indiriyordu adam
kadın kendini
uzattı adama
tanışmış olduklarını
hayal etti cam
güzel gözüküyordu uçak
ortada yoktu adam
kurnazdı kadın
yarı baygındı cam
bir sabah vardılar
sonra gittiler
uçağını indiriyordu adam
kadın kendini
uzattı adama
tanışmış olduklarını
hayal etti cam
güzel gözüküyordu uçak
ortada yoktu adam
kurnazdı kadın
yarı baygındı cam
bir sabah vardılar
sonra gittiler
13 Ağustos 2011 Cumartesi
Bir Göl Kıyısından
piyanosunda
omuz dekolteli bir kadın
ısırıyor
kahvemden
kahve diyorum ona
sigarasında
insanı öldürdüğünde
pervazda dirseğini öpüyorum
bağdaş kurmuş
tüm o lavabolardan artık
korkum ve şüphem yok
gelirse burayı aşarız
omuz dekolteli bir kadın
ısırıyor
kahvemden
kahve diyorum ona
sigarasında
insanı öldürdüğünde
pervazda dirseğini öpüyorum
bağdaş kurmuş
tüm o lavabolardan artık
korkum ve şüphem yok
gelirse burayı aşarız
11 Ağustos 2011 Perşembe
Uyuyordur
bir karıncanın
ütopyası olan
bu tümseklerden
geçer
bir yolun kabusu olan
tekerlekler
güzel müzikler seçiyorum
yanımdaki koltukta
o
uyanana kadar
saçlarının doğrultusunda
daha hafif parmakları
boynundan bakıyorum
kanına
tanrının yokluğu
kadar kutsal
ve
yeni geldi o
ben ayakkabılarını dahi çıkarmadım
ütopyası olan
bu tümseklerden
geçer
bir yolun kabusu olan
tekerlekler
güzel müzikler seçiyorum
yanımdaki koltukta
o
uyanana kadar
saçlarının doğrultusunda
daha hafif parmakları
boynundan bakıyorum
kanına
tanrının yokluğu
kadar kutsal
ve
yeni geldi o
ben ayakkabılarını dahi çıkarmadım
10 Ağustos 2011 Çarşamba
Yabancı Şarkılar
sandıkların vidalarından sarkıtılmış güzergahtan
onun labirent trafiğinde
gece için yavaş bir yürüyüş
bu
kahven ve balığın
kirletilmemek için
savaşıyor
kollarından düşen tüm o
ölülerin sarısı
karışmış
odaya
daha da ilerlemiyorum
seni tanımak için
onun labirent trafiğinde
gece için yavaş bir yürüyüş
bu
kahven ve balığın
kirletilmemek için
savaşıyor
kollarından düşen tüm o
ölülerin sarısı
karışmış
odaya
daha da ilerlemiyorum
seni tanımak için
Sakinlikten Yola
insanlar eğleniyor
sen yalnız adamları
arayıp
kadınını anlatıyorsun
güçlüsün
çünkü
eğlenen insanların içlerindeki kadınlarla
yatmış gibisin
sen yalnız adamları
arayıp
kadınını anlatıyorsun
güçlüsün
çünkü
eğlenen insanların içlerindeki kadınlarla
yatmış gibisin
6 Ağustos 2011 Cumartesi
Konak
fransiskenler gibi
kandırılır sevginin duygusal yavruları
dereceler taşar vücutlardan
adımlayarak dünyayı ölçmeye çıkar kaplumbağa
deniz yıldızı bitirmeden temizliğini
ceketini güneşe asar
çizgili takım elbiseli
kozalak
kandırılır sevginin duygusal yavruları
dereceler taşar vücutlardan
adımlayarak dünyayı ölçmeye çıkar kaplumbağa
deniz yıldızı bitirmeden temizliğini
ceketini güneşe asar
çizgili takım elbiseli
kozalak
Saplantı Sabahı
el yapımı bir
sabahtan
kurtulmuş
uyku lekesi ve
günün yarıdan fazlası dinlenmekte
bugün
ben kahvemi yapıp
O , aynı yere
gömüldükten sonra
sabahtan
kurtulmuş
uyku lekesi ve
günün yarıdan fazlası dinlenmekte
bugün
ben kahvemi yapıp
O , aynı yere
gömüldükten sonra
5 Ağustos 2011 Cuma
Kim Söylüyor ?
alkışlardan kalkış yapan
tüm bu tebrik mesajlarına
belini hafifçe eğerek
eşlik eder
sahnedeki
koltuklar boş olduğunda
şoklanmış ışıklardan
erir
parmaklar
bir yolunu bulmuşlar var
bu apartmanda
kendine bağlamayı sağlayan
özlenmeyi başarmış
bir keşiftir herkes
patikalarla dolu gömlek ceplerinde
hep yanlış insanlar üzerinden geçer
yol
tüm bu tebrik mesajlarına
belini hafifçe eğerek
eşlik eder
sahnedeki
koltuklar boş olduğunda
şoklanmış ışıklardan
erir
parmaklar
bir yolunu bulmuşlar var
bu apartmanda
kendine bağlamayı sağlayan
özlenmeyi başarmış
bir keşiftir herkes
patikalarla dolu gömlek ceplerinde
hep yanlış insanlar üzerinden geçer
yol
4 Ağustos 2011 Perşembe
Şeniz
izden
takip edilmiş
onca koridor
veya
kanla
tekrar
edilmiş yazılardan
yarattığın kadınlar
vuruyor kapıya
çerçevesiz bir tablodasın
ıskaladığın kadar
iz
takip edilmiş
onca koridor
veya
kanla
tekrar
edilmiş yazılardan
yarattığın kadınlar
vuruyor kapıya
çerçevesiz bir tablodasın
ıskaladığın kadar
iz
3 Ağustos 2011 Çarşamba
2 Ağustos 2011 Salı
Dönüşüm
her gece bir kitapla
aldatılır kadın
ayakkabılarından
daha kir bir şekilde
sigarasını içmeye başlar adam
kahveyle birlikte ikinci defa
aldatılır kadın
güneşle birlikte
başka bir yataktan doğar
aldatılan kadın
aldatılır kadın
ayakkabılarından
daha kir bir şekilde
sigarasını içmeye başlar adam
kahveyle birlikte ikinci defa
aldatılır kadın
güneşle birlikte
başka bir yataktan doğar
aldatılan kadın
30 Temmuz 2011 Cumartesi
Sitoloji
korkulacak bir şey yok
henüz
kişinin kendini kontrol edememesi halinde
ismini söyleyecek kadar kıvrak değil alfabemdeki harfler
birisi eksik kalır hep
bu gece gökyüzünden düşüyor
elma
seninle yalnız kaldığımda
seyrediyorum
yelkovanı
gökyüzünün iskelesinden
sarkıtıyorum
şarkılarımı
ilklerini ve hislerini
atıyorum akvaryuma
benim solucanlarımın arasında
yer buluyorlar
kendilerine
beynimdeki çizilmiş figüre uzatıyorum elimi
hücrelerime kadar
hissediyorum
yine de
kalbim
onun hissetmesini istemeyecek kadar
uslu
henüz
kişinin kendini kontrol edememesi halinde
ismini söyleyecek kadar kıvrak değil alfabemdeki harfler
birisi eksik kalır hep
bu gece gökyüzünden düşüyor
elma
seninle yalnız kaldığımda
seyrediyorum
yelkovanı
gökyüzünün iskelesinden
sarkıtıyorum
şarkılarımı
ilklerini ve hislerini
atıyorum akvaryuma
benim solucanlarımın arasında
yer buluyorlar
kendilerine
beynimdeki çizilmiş figüre uzatıyorum elimi
hücrelerime kadar
hissediyorum
yine de
kalbim
onun hissetmesini istemeyecek kadar
uslu
21 Temmuz 2011 Perşembe
20 Temmuz 2011 Çarşamba
Oje
duvarı uzun süre izlemek
bir süre sonra
duvarın hareket etmesini
sağlar
arada başınızı çevirdiğiniz
sabit bir nokta varsa
pembe renkli
kız çocuğundan
başkası değildir
sigarayı
onun nefesine benzetip
çekiyorum
o , nefessiz kalasıya kadar
çünkü
onu sigaramda öldürecek kadar
usluyum
bir süre sonra
duvarın hareket etmesini
sağlar
arada başınızı çevirdiğiniz
sabit bir nokta varsa
pembe renkli
kız çocuğundan
başkası değildir
sigarayı
onun nefesine benzetip
çekiyorum
o , nefessiz kalasıya kadar
çünkü
onu sigaramda öldürecek kadar
usluyum
19 Temmuz 2011 Salı
Randıman
her gece
bahçemdeki
sarı heykellerin
kırık parçalarını
birleştirir
yarı açılmış gölgem
ve bu sabah
güneşin ilk defa
dudağının hareketlendirip
yeryüzüne salacağı sözleri bekledim
herkesin uyuduğu
kısık bir sesle
'sana birini getirdim'
bahçemdeki
sarı heykellerin
kırık parçalarını
birleştirir
yarı açılmış gölgem
ve bu sabah
güneşin ilk defa
dudağının hareketlendirip
yeryüzüne salacağı sözleri bekledim
herkesin uyuduğu
kısık bir sesle
'sana birini getirdim'
Kuvles
kahve ve sigaranın sabah koşusundan
yudumlamak
veya
bir zamanlar var olan kahvaltı tanrıçasının
sol kolundan çiviler çalmak
midenize veya beyninize saplanmadan önce günün rutubetli duvarına
içeriği boş tablolar
yerleştirmenizde yardımcı olur .
yudumlamak
veya
bir zamanlar var olan kahvaltı tanrıçasının
sol kolundan çiviler çalmak
midenize veya beyninize saplanmadan önce günün rutubetli duvarına
içeriği boş tablolar
yerleştirmenizde yardımcı olur .
18 Temmuz 2011 Pazartesi
Kayıpsız
tanrıyla birlikte
piyano sesleri arasında
kaybolmuş renklerin içinde uyurken
beyaz şarap kalıntısıyla alevlendi eviniz
sonra tanrı öldü
ben uyuyordum
ilk defa ikiniz de
beni suçlayamadınız
piyano sesleri arasında
kaybolmuş renklerin içinde uyurken
beyaz şarap kalıntısıyla alevlendi eviniz
sonra tanrı öldü
ben uyuyordum
ilk defa ikiniz de
beni suçlayamadınız
16 Temmuz 2011 Cumartesi
Salınmış
ellerini bağlayıp
duvara yaslanmış
beklentilerimin
kahkahaları arasında
farlarını yakmaya çalışırken
gecenin
düştüğü yerde
eriyor
karanlığın teri
köşelere doğru götürülüyorum
çoğu sefer
sonrasında
oturduğum yerden
tavana çarpıp
hareketsiz bir şekilde
bırakırlar beni
uykuma
bilinci açık bir şekilde
hatırlar tüm insanlığı
iki ada arasında sıkışmış
gözlerim
ama o kadar
uzun zaman oldu ki
o'nu hatırlayamıyorum
duvara yaslanmış
beklentilerimin
kahkahaları arasında
farlarını yakmaya çalışırken
gecenin
düştüğü yerde
eriyor
karanlığın teri
köşelere doğru götürülüyorum
çoğu sefer
sonrasında
oturduğum yerden
tavana çarpıp
hareketsiz bir şekilde
bırakırlar beni
uykuma
bilinci açık bir şekilde
hatırlar tüm insanlığı
iki ada arasında sıkışmış
gözlerim
ama o kadar
uzun zaman oldu ki
o'nu hatırlayamıyorum
Yürüyüşler
töre aklı kaldırımında
sadece adım atar insanlar
ayakkabılarını parlatır
veya gözlükleriyle güneşe bakarlar
devam eden bir şeyler var hayatta
iki adadan eksilen
ağaç sayıları ile birlikte
sadece adım atar insanlar
ayakkabılarını parlatır
veya gözlükleriyle güneşe bakarlar
devam eden bir şeyler var hayatta
iki adadan eksilen
ağaç sayıları ile birlikte
14 Temmuz 2011 Perşembe
Kendindeyken
fanusun içinde alkolle sıvanmış
bir demet saat duruyor
betonlar kadar
durağan
ve sonra
ilerlemeden
bana bakıyor
kısık gözle
incelmiş belinden kavrayıp
atıyorum
seni boşluğuma
istemeden de olsa
kendini cezalandırıyorsun
bir demet saat duruyor
betonlar kadar
durağan
ve sonra
ilerlemeden
bana bakıyor
kısık gözle
incelmiş belinden kavrayıp
atıyorum
seni boşluğuma
istemeden de olsa
kendini cezalandırıyorsun
13 Temmuz 2011 Çarşamba
Her Şeyin Terse Döndüğü Zamandan
ruhunu
gece koşusuna çıkarmama
izin verdiğinde
yalnızlaşan ruh tekerleğinin penceresinden
sayısız meteor öldürdü
kelebek
kanepede yastıklaşan bedenine doğru
ölmesine yakınken..
gece koşusuna çıkarmama
izin verdiğinde
yalnızlaşan ruh tekerleğinin penceresinden
sayısız meteor öldürdü
kelebek
kanepede yastıklaşan bedenine doğru
ölmesine yakınken..
12 Temmuz 2011 Salı
3:43
beynimin labirentinde dolaşan desensiz bir kadın var
tiyatrosuna mitolojimden senaryolar çıkaran
duvar çatlağı teninde
teninden daha gri bi renktedir
aşk
yalan bahçelerinin ürün verdiği
bir mevsimde
değer biçilmiş gözlerin , umut gözlükleriyle
olayın hangi boyutuyla ilgili olduğumuz
suçlanacak
suçlayana
duyulan öfke
bırakacak yerini
bir gece saattindeki lunaparka
hiçbir şey hareket etmeyecek
nakit vermeliyim kendimi
ve
bütün sigaralarımı seni
düşünürken
yakacağım
tiyatrosuna mitolojimden senaryolar çıkaran
duvar çatlağı teninde
teninden daha gri bi renktedir
aşk
yalan bahçelerinin ürün verdiği
bir mevsimde
değer biçilmiş gözlerin , umut gözlükleriyle
olayın hangi boyutuyla ilgili olduğumuz
suçlanacak
suçlayana
duyulan öfke
bırakacak yerini
bir gece saattindeki lunaparka
hiçbir şey hareket etmeyecek
nakit vermeliyim kendimi
ve
bütün sigaralarımı seni
düşünürken
yakacağım
ekvatordan sırt çizgisine
bu söylenenleri
kapı arkasına yazıyor
etrafımdaki
geç kalmış ve geç kalınmışlığa yetişmeye çalışan
gölgeler
gölgeler
ikiye ayrılınca önümde
zamanını unuttum
gölgelerimin sayısını fazlalaştırdığında ışık
kendimi bulamam , odaklanamam sana
gerçeğimden korkarım
güneşle atışırız
gözükmemeli elbette
yazılmalı sadece , okuyanı olmayan
senin kapın olmalı bu
veya
senin sırtın
yazılmalı sadece
ekvatordan çalınmış çıplak vücuduna
tırnaklarını törbüleyip
leşini bırakıp gidiyorsun
ismin
tek gölgeli
kapı arkasına yazıyor
etrafımdaki
geç kalmış ve geç kalınmışlığa yetişmeye çalışan
gölgeler
gölgeler
ikiye ayrılınca önümde
zamanını unuttum
gölgelerimin sayısını fazlalaştırdığında ışık
kendimi bulamam , odaklanamam sana
gerçeğimden korkarım
güneşle atışırız
gözükmemeli elbette
yazılmalı sadece , okuyanı olmayan
senin kapın olmalı bu
veya
senin sırtın
yazılmalı sadece
ekvatordan çalınmış çıplak vücuduna
tırnaklarını törbüleyip
leşini bırakıp gidiyorsun
ismin
tek gölgeli
Yoksun , Bu yüzden Birbirimize Yakınız
koyu sarı bir dumanın içinde
yoruldum diyen beyin fiskosumun
sesi duyuldu
senin sınırlarının içindeki kanyondan
umrunun 4. katında
kapını çalıyor
kancalanmış parmağım
bilmediğim katında
mutluluk
benim intikamımı alıyor senden
utancımın paspasının altında
arıyorum anahtarını
anahtar var
doğru kapı yok
yoruldum diyen beyin fiskosumun
sesi duyuldu
senin sınırlarının içindeki kanyondan
umrunun 4. katında
kapını çalıyor
kancalanmış parmağım
bilmediğim katında
mutluluk
benim intikamımı alıyor senden
utancımın paspasının altında
arıyorum anahtarını
anahtar var
doğru kapı yok
Gece Trafiği Sergisi
sihir yapan bir panjurdan var olan güneşe bakıp
nefesin saçlarındaki kepeği
gösteren tozlara
odanın şifrelenmiş konuşmalarının kireçlenmiş halini gösteriyorum
burası bir sergi
dünyanın en işlek olduğu saati içinde
koyu rengin iş çıkışı taşıdığı bir poşet
geride bırakılmış günün ayakkabılarını içeri alması
paspasın ilk iş günü
birbirini takip eden listede yer alıyorlar
tanrının heykelinin
zirvesindeyim gibi
her şey basit
küçük
ve sıkılgan
nefesin saçlarındaki kepeği
gösteren tozlara
odanın şifrelenmiş konuşmalarının kireçlenmiş halini gösteriyorum
burası bir sergi
dünyanın en işlek olduğu saati içinde
koyu rengin iş çıkışı taşıdığı bir poşet
geride bırakılmış günün ayakkabılarını içeri alması
paspasın ilk iş günü
birbirini takip eden listede yer alıyorlar
tanrının heykelinin
zirvesindeyim gibi
her şey basit
küçük
ve sıkılgan
kenetlenmiş kahvaltıya küflenmiş kahveden
yanlışlar seçerek özgürleştim
tellere takılır
tanrının yırtmacı
tanrının yırtmacı
benim uçurtmam
eski ,
yeni şeyler getirmedi yanında
ben zirveye ulaştım
basamaklarımdakilerle an yaşadım sadece
tek başıma da olsa
aşkın doruk noktalarına ulaştım
teşekkür ederim
tellere takılır
tanrının yırtmacı
tanrının yırtmacı
benim uçurtmam
eski ,
yeni şeyler getirmedi yanında
ben zirveye ulaştım
basamaklarımdakilerle an yaşadım sadece
tek başıma da olsa
aşkın doruk noktalarına ulaştım
teşekkür ederim
9 Haziran 2011 Perşembe
Kurulan Yansıma
8 saate sığmış değişken pillerin aydınlattığı müzik listem
ve içi kıyafetlerin arındırdığı bir dünya valizle
ilerlemeyi
daha sonraki molalarda içilen sigaraları da
bir sonraki yola
daha sonra
beyne yerleşen seni
seyrettim camdan
ve içi kıyafetlerin arındırdığı bir dünya valizle
ilerlemeyi
daha sonraki molalarda içilen sigaraları da
bir sonraki yola
daha sonra
beyne yerleşen seni
seyrettim camdan
8 Haziran 2011 Çarşamba
Halita ( 9 Haziran'a Sevgilerle)
ahizeyi kaldırınca
zehire uzanıyor ve ulaşamıyordu sesim
kablolardan geçince
tanrıdan kopmuş galaksim
denize sıfır bir özlemişlikten
kaçamazdı ayaklarım
kumsalda
kablo kesiklerinin izi ile
kıvrılmışım
annemin karnında
ateşi yak bir günlüğüne
bir ölüm değil
söylenenleri ve sana ait olan eşyaları
bilinçsizce unutmayan
hafızası kötü olan adamın
dinlediği şarkıdan
kopmuş bir gece
tedirginliğin telaşlanmış bir umut parçasıyla
ilk defa söylüyordum tanrıya
değişen bir şey
yok
bugün gibi
tanrısal
zehire uzanıyor ve ulaşamıyordu sesim
kablolardan geçince
tanrıdan kopmuş galaksim
denize sıfır bir özlemişlikten
kaçamazdı ayaklarım
kumsalda
kablo kesiklerinin izi ile
kıvrılmışım
annemin karnında
ateşi yak bir günlüğüne
bir ölüm değil
söylenenleri ve sana ait olan eşyaları
bilinçsizce unutmayan
hafızası kötü olan adamın
dinlediği şarkıdan
kopmuş bir gece
tedirginliğin telaşlanmış bir umut parçasıyla
ilk defa söylüyordum tanrıya
değişen bir şey
yok
bugün gibi
tanrısal
6 Haziran 2011 Pazartesi
Serinlik ve Ütopya
boşluğun belinden kavradım
saçlarını döktüm
kaybolmuşluğun teninde
isminle yanaştım
korkak adımlarımla
dudağına
hiç olmayacak bir zamanda
yüksek bir balkondan
saçlarını döktüm
kaybolmuşluğun teninde
isminle yanaştım
korkak adımlarımla
dudağına
hiç olmayacak bir zamanda
yüksek bir balkondan
Kıyıda Bir Kayıktan
ön sözünde
anlatamadığım
bir giriş faslında
söndürülmüş bir kitaptır
sancıyan ve her gece anlatacaklarım
yastıkta okyanusa bağdaş kurmuş
tüm bu kayıkların
dumanını
savurduktan sonra
dalga
küreklerim çarpar diye balıklarına korkumdan ilerlemedik burdan
senle çevrilmiş ve ağaçların rüzgara hürmet ettiği bu noktada
ateş yakmaya çalışırsam eğer
beni kendine çek saçından bir tel dalgayla
anlatamadığım
bir giriş faslında
söndürülmüş bir kitaptır
sancıyan ve her gece anlatacaklarım
yastıkta okyanusa bağdaş kurmuş
tüm bu kayıkların
dumanını
savurduktan sonra
dalga
küreklerim çarpar diye balıklarına korkumdan ilerlemedik burdan
senle çevrilmiş ve ağaçların rüzgara hürmet ettiği bu noktada
ateş yakmaya çalışırsam eğer
beni kendine çek saçından bir tel dalgayla
5 Haziran 2011 Pazar
Bir Avuç Taş
türbülanslar içinde
ruhum
gecenin
son dansını
yapar
ve kırılan ışık
özenle yakalarını düzeltir gömleğimin
odanın tavanı çatlamış
ve dışarda
kuytuya saklanmış yapmurdan
sen akıyorsun
uykuma
rüya değil ..
aynısın
ruhum
gecenin
son dansını
yapar
ve kırılan ışık
özenle yakalarını düzeltir gömleğimin
odanın tavanı çatlamış
ve dışarda
kuytuya saklanmış yapmurdan
sen akıyorsun
uykuma
rüya değil ..
aynısın
4 Haziran 2011 Cumartesi
Olup Biteni İzleyen Diğer Yıldızlardan Biri
paspasın altında
kir içinde
sakladığım
öfke
yerini
sabahın deniz görünümlü sisine bırakıyor
damarlarımda gezdiriyorum
tanrının küçük kızını
dirseklerimden kavrıyor
vidaların
zar atınca
boşluğuna
yatağında rahatça uyurken
benim gölgeme basıyor
fotoğraflarının topuğu
gecede belirgin olan !
ben daha koyuyum
kir içinde
sakladığım
öfke
yerini
sabahın deniz görünümlü sisine bırakıyor
damarlarımda gezdiriyorum
tanrının küçük kızını
dirseklerimden kavrıyor
vidaların
zar atınca
boşluğuna
yatağında rahatça uyurken
benim gölgeme basıyor
fotoğraflarının topuğu
gecede belirgin olan !
ben daha koyuyum
3 Haziran 2011 Cuma
Tül
2 Haziran 2011 Perşembe
Haziran
izbe tüylü korkudan küllük yapıp
merdiven boşluğunda tümün yarıdan fazlasını
hediye ettiğimiz seçili insanlara söylenecek kelimelerin
emrimizi beklemesi
ve ordumuzun genişlemesinin ardından
yaktığımız sigaradır her şey
merdiven boşluğunda tümün yarıdan fazlasını
hediye ettiğimiz seçili insanlara söylenecek kelimelerin
emrimizi beklemesi
ve ordumuzun genişlemesinin ardından
yaktığımız sigaradır her şey
31 Mayıs 2011 Salı
İş
günün özetidir masana sürüklenen kahvem
yaktığın sigarayı
bulmak için
yanıldığım izmaritler
kendini vidalarından ayırdığı bir kadındır kompartıman
ve gövdesi kesilmiş bir adamdır kerpeten
yaktığın sigarayı
bulmak için
yanıldığım izmaritler
kendini vidalarından ayırdığı bir kadındır kompartıman
ve gövdesi kesilmiş bir adamdır kerpeten
30 Mayıs 2011 Pazartesi
Gemi
her şey hareketini kaybetti
sis yanaştı
sinir uçlarıma
karşıma geçmiş
kıyıya oturmuş
ve martıları artık yok
son görüntüsüyle dedi ki bankta oturan bana
artık yoruldum , tekneler ve vapurlar .. burası benimdi
artık değil
tedirgindi alçak nefes
sis yanaştı
sinir uçlarıma
karşıma geçmiş
kıyıya oturmuş
ve martıları artık yok
son görüntüsüyle dedi ki bankta oturan bana
artık yoruldum , tekneler ve vapurlar .. burası benimdi
artık değil
tedirgindi alçak nefes
29 Mayıs 2011 Pazar
Zürafa Cenneti
çağın hareket ettiremediğim çarkı
çatlamış saatinde
ve
takıntılarımı çıkarıyorum solucanların bulunduğu çamur içerisinden
çağrışımlarınla karşılaşıyorum
tanışıyoruz bu sefer
çatlamış saatinde
ve
takıntılarımı çıkarıyorum solucanların bulunduğu çamur içerisinden
çağrışımlarınla karşılaşıyorum
tanışıyoruz bu sefer
28 Mayıs 2011 Cumartesi
27 Mayıs 2011 Cuma
Çukur
griler toplanınca suyun yüzeyinde halkaları düşünür kitleler ..
her fotoğrafta
daha
farkına varıyorum
tanrısal oluşunun
özlemişliğimin
başka olmayan
siyahına
bir dudak kıpırdat
emir değil , sadece ölüyoruz
her fotoğrafta
daha
farkına varıyorum
tanrısal oluşunun
özlemişliğimin
başka olmayan
siyahına
bir dudak kıpırdat
emir değil , sadece ölüyoruz
26 Mayıs 2011 Perşembe
Çiy Renkli Zehir
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Yürümek İçin
Yer
23 Mayıs 2011 Pazartesi
İşitilen
kolundaki dövmeden düşmüş bir
geçmiş hikayesi
-miş li zamanların
kültürel etkisinde büyüyor
damarlarındaki bebek
sırtı dönük
uzun süreli çekişmeler
sarhoş olup
onunla konuşmamı bekliyor
o ..
yorulmuş bir
hali var
göz mermerlerinin
deklanşörlüyorum o anı .. tanıyoruz birbirimizi
kahveye dökülüyorum .. kararsızım
birbirimizden
hislerim annemin ...
hislerim
annemin
çocukluğumun en sevilen oyuncaklarını çöpe atması gibi
telefonu kapatmışım
uykuya dalmayı bekliyorum
yatağımda
sararmışım , ölmüyorum
sal su alıyor
doğum tarihim
92 ekinoksundan uzaklaştıkça
fırtına var , üşümüyorum
titriyorum .. korkmuyorum
sadece kararsızım
duvarın karşısında
bir küçük köy kurmuşum
bahçesi çiçeksiz
geçmişin çizimleri
ve değersizliği
aydınlanıyor çizgilerimde
sırtıma dokunacak
bir el hissediyorum
en son annemin eli değmiş
ve şuan
şehrin çöplüğünde
..
çözülürken
dönen şarkı : pink floyd - hey you
ses seviyesi : % 25
oda sıcaklığı: ölen balığımın içi oyulmuş kafasında -16 derece
ışık : karanlığı yadırgamayacak kadar karanlık
22 Mayıs 2011 Pazar
Gurablista
çiğ kafası kuru alyans
balıkların kolyesi
sahibine ulaştırmak için
bu gece
mizahi bir
konuşmacı var
masanın üstünde
burası
21 Mayıs 2011 Cumartesi
20 Mayıs 2011 Cuma
Huvgelast
ne yapsam yeridir
durumlarından
kahveye
ordan da
beş duyumun bulunduğu küllüğüme uzanıyorum
burası yalanlarımın
meyveler gezdirdiği
camı sıkılgan
teleskop duyum
durumlarından
kahveye
ordan da
beş duyumun bulunduğu küllüğüme uzanıyorum
burası yalanlarımın
meyveler gezdirdiği
camı sıkılgan
teleskop duyum
17 Mayıs 2011 Salı
Sürüngenler Büyüsü
hissizlik hissesine hediye edilmiş
hikayelerin hizasından
bir dürbünle
görülmeyenlere
kıyafetler hazırlıyorum
şiddetli diş ağrıları
ve beliren çene kaslarımdan sızmış
dumanın
mandallanmış pişmanlıkların
kedi adımlarıyla
bir bir
uyuşmakta
bir parmağı eksik eldiven
veya senin parmakların
ölmüş dudak renkli ruj
ve ondan daha farklı saç rengin
eve ilerlerken
metalik bir topuklu ile
camı fazla parlak vitrinde
olmak istiyorsun
hikayelerin hizasından
bir dürbünle
görülmeyenlere
kıyafetler hazırlıyorum
şiddetli diş ağrıları
ve beliren çene kaslarımdan sızmış
dumanın
mandallanmış pişmanlıkların
kedi adımlarıyla
bir bir
uyuşmakta
bir parmağı eksik eldiven
veya senin parmakların
ölmüş dudak renkli ruj
ve ondan daha farklı saç rengin
eve ilerlerken
metalik bir topuklu ile
camı fazla parlak vitrinde
olmak istiyorsun
13 Mayıs 2011 Cuma
Bir Zamanlara
ya da
beynimin içinde saygı duruşuna geçmiş tüm hücrelerimle
geçmişi selamlasa da
o
denk geliyor
bana
o
tümceleri yazarken
damarlarımda ruhumu bantlayan
yokluğunu
saymazsak
seni gerçekten tanıyor muydum
kayıpların önemini hiçe saymışlığın
vermiş olduğu bozuk paralar
kadar kararlıyız
yazı kadar tura
yukarısı bu gece
aydınlık
uyuduğun odanın
pencerelerine adıyorum
kendimi
beynimin içinde saygı duruşuna geçmiş tüm hücrelerimle
geçmişi selamlasa da
o
denk geliyor
bana
o
tümceleri yazarken
damarlarımda ruhumu bantlayan
yokluğunu
saymazsak
seni gerçekten tanıyor muydum
kayıpların önemini hiçe saymışlığın
vermiş olduğu bozuk paralar
kadar kararlıyız
yazı kadar tura
yukarısı bu gece
aydınlık
uyuduğun odanın
pencerelerine adıyorum
kendimi
9 Mayıs 2011 Pazartesi
Görünen
ütülenmesi gereken
çamaşırlar da vardır
öldürmeyi düşündüğünüz insanların yanında
dedektif senin
ne kadar
temiz bir iş
yaptığını
beyninden geçirirken
şehrin en yüksek noktasında sigaranı yakıyor olacaksın
ve o şehirde
havaifişeklere bakıp mutlu olan öldürdüğün kişilerin çocukları
seni arayan kırmızıdan maviye dönüşen ışıklar
sarhoş sinekler sokağının aydınlatıcıları
bir çoğuna girdiğin betonlar
ve o betonların pencerelerinden gördüğün
hayatında varolmuş kadınların düzüşme sahneleri
gerisinde suyun varlığını söyleyen ağaçlar
yolunda ilerleyen ve seninde bir zamanlar yanından geçtiğin araçlar var
tekerleklerine hayran kaldığın
ve sen tüm bunları umursamayıp
tek kibritle
sigaranı yakmaya
çalışacaksın
biraz korkak
biraz istekli
ama en çokta korkak
çamaşırlar da vardır
öldürmeyi düşündüğünüz insanların yanında
dedektif senin
ne kadar
temiz bir iş
yaptığını
beyninden geçirirken
şehrin en yüksek noktasında sigaranı yakıyor olacaksın
ve o şehirde
havaifişeklere bakıp mutlu olan öldürdüğün kişilerin çocukları
seni arayan kırmızıdan maviye dönüşen ışıklar
sarhoş sinekler sokağının aydınlatıcıları
bir çoğuna girdiğin betonlar
ve o betonların pencerelerinden gördüğün
hayatında varolmuş kadınların düzüşme sahneleri
gerisinde suyun varlığını söyleyen ağaçlar
yolunda ilerleyen ve seninde bir zamanlar yanından geçtiğin araçlar var
tekerleklerine hayran kaldığın
ve sen tüm bunları umursamayıp
tek kibritle
sigaranı yakmaya
çalışacaksın
biraz korkak
biraz istekli
ama en çokta korkak
8 Mayıs 2011 Pazar
5 Mayıs 2011 Perşembe
Söküklerden İplere
sanal hesaplar üzerinden
bir çok şey yapar insanlar
özgürlüğü savunurlar
devlet kurtarırlar
mor tanrılara ibadet ederler
devrimler yaparlar
geri gelmeyecek olanları hatırlarlar
popüler kültürün hakim olduğu konularda ben de varım derler
beyaz ekrandan savaşırlar , ayrışırlar .
bunlar sadece sandalye veya herhangi bir şeyin üzerinden
yapılan muazzam şeylerdir .
ben sırtımı kaşıtıyorum yatağıma
bir çok şey yapar insanlar
özgürlüğü savunurlar
devlet kurtarırlar
mor tanrılara ibadet ederler
devrimler yaparlar
geri gelmeyecek olanları hatırlarlar
popüler kültürün hakim olduğu konularda ben de varım derler
beyaz ekrandan savaşırlar , ayrışırlar .
bunlar sadece sandalye veya herhangi bir şeyin üzerinden
yapılan muazzam şeylerdir .
ben sırtımı kaşıtıyorum yatağıma
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Zekleyant
barların son çıkış saatlerinden
yaşanmış aynı şeylerden
en kötüsü yaşanacak aynı şeylerden
sarı rengin dumanlaşmış halinden
5-6 cm daha uzun gösteren ayakkabılardan
kemiren farelerin saatlerini yanlış kurmalarından
kendi yarattığınız hislerden
olmasını istediğinizden
yataktan çıkmayıp hayalleri geliştirmekten
sıkmış ve boş ilişkilerden
yataktan çıkıp bütün maskelerinizi giymelerden
fanusun suyunu değiştirmelerden
uyanmalardan hemen sonra karga ile günaydınlaşmalardan
henüz karşılaşmamış fakat belki vardır ihtimalli kadından
farklı anlamlar yüklemelerden
okursam bitecek korkulu kitaplardan
çok dinlersem bir tadı kalmayacak şarkılardan
hepsi
tüm bunların hepsi
bu yazının başlığı olabilir
yaşanmış aynı şeylerden
en kötüsü yaşanacak aynı şeylerden
sarı rengin dumanlaşmış halinden
5-6 cm daha uzun gösteren ayakkabılardan
kemiren farelerin saatlerini yanlış kurmalarından
kendi yarattığınız hislerden
olmasını istediğinizden
yataktan çıkmayıp hayalleri geliştirmekten
sıkmış ve boş ilişkilerden
yataktan çıkıp bütün maskelerinizi giymelerden
fanusun suyunu değiştirmelerden
uyanmalardan hemen sonra karga ile günaydınlaşmalardan
henüz karşılaşmamış fakat belki vardır ihtimalli kadından
farklı anlamlar yüklemelerden
okursam bitecek korkulu kitaplardan
çok dinlersem bir tadı kalmayacak şarkılardan
hepsi
tüm bunların hepsi
bu yazının başlığı olabilir
30 Nisan 2011 Cumartesi
Görüp Uyanırken
astranot olduğum gecelere ( bir madde kullanmaksızın )
genelde senin ideoloji dolabından ve benim saplantı küvetimden
geçmiş böcekleride götürürdüm yanımda
gece kuşlarıdır kurbağalar
göl kenarlarından seslerini duyduğunuzda
gündüzleri ağaçlara yama yapmaya çalışan kuşlardan farksız olduğunu anlarsınız
bir dönüşüm içindedir kurbağalar ve kuşlar
ki bu yüzden geceleri yoktur kuşlar
dönüşürler kurbağalara
bulut yoktur gökyüzünde
ve yeryüzünden taş toplayan işçiler devam ediyorlar işlerine
aslında kimse için değerleri yok
sizin rollerinize inanabilirim
tabi
idamına varmadan
louis linng intiharını hatırlayabilirseniz
genelde senin ideoloji dolabından ve benim saplantı küvetimden
geçmiş böcekleride götürürdüm yanımda
gece kuşlarıdır kurbağalar
göl kenarlarından seslerini duyduğunuzda
gündüzleri ağaçlara yama yapmaya çalışan kuşlardan farksız olduğunu anlarsınız
bir dönüşüm içindedir kurbağalar ve kuşlar
ki bu yüzden geceleri yoktur kuşlar
dönüşürler kurbağalara
bulut yoktur gökyüzünde
ve yeryüzünden taş toplayan işçiler devam ediyorlar işlerine
aslında kimse için değerleri yok
sizin rollerinize inanabilirim
tabi
idamına varmadan
louis linng intiharını hatırlayabilirseniz
29 Nisan 2011 Cuma
Masif
çıplak vücudunda
ölmüş ruhunu
simgeleyen
beyaz
sarı
şiirlerin
kiremitlerini taşıyorum
boynunda uyku tanrısı
saçlarını ilk defa
toplamış
hastalandık belkide
ölmüş ruhunu
simgeleyen
beyaz
sarı
şiirlerin
kiremitlerini taşıyorum
boynunda uyku tanrısı
saçlarını ilk defa
toplamış
hastalandık belkide
27 Nisan 2011 Çarşamba
Sihirbazın Cebinden Çalınan İksir
ilk defa
bu
kadar
simetrik
kaldırımlar
ve yine ilk defa
alyans sesli heykellerle süslenmiş sokak
avuç içinde grafolojiden şarkılar çalmayı öğrenen çizgileri dinliyorum
geriye aynı miktarlarda bıraktığımız kahveler
fısıldaşıyor bardakların içlerinde ..
gece karanlığını kısırlaştırıyor
düne merhaba diyor gelecek
karşı balkonlardan sesleniyor demir parmaklıklar
bir tabloya resmettiğim
kadın geliyor
renklerin içinden
netleşiyor her şey
kanın üzerinden
pıhtılaşmadan
bu
kadar
simetrik
kaldırımlar
ve yine ilk defa
alyans sesli heykellerle süslenmiş sokak
avuç içinde grafolojiden şarkılar çalmayı öğrenen çizgileri dinliyorum
geriye aynı miktarlarda bıraktığımız kahveler
fısıldaşıyor bardakların içlerinde ..
gece karanlığını kısırlaştırıyor
düne merhaba diyor gelecek
karşı balkonlardan sesleniyor demir parmaklıklar
bir tabloya resmettiğim
kadın geliyor
renklerin içinden
netleşiyor her şey
kanın üzerinden
pıhtılaşmadan
26 Nisan 2011 Salı
İkna
eski baraka evlere
hediye edilmiş
muşambalar geliyor aklıma
kutsaldır ve
ev sahibinin hediyesidir kendi evine
iklimimi değiştirebilecek kadar kararlı
ve ben de hiç olmadığım kadar
kuklayım bu aralar
geceleri ise çok şey düşün mü yorum artık
derine inmiyorum pek ..
ve bencilleşiyor ruhum , kendimi yazıyorum bir an
kendimden daha çok o'nu belkide
ben diye bir şeyi yok ettik ..
onun habersizliği içersinde
ona bir elbise dikiyorum
tabi
beklediğim oysa
hediye edilmiş
muşambalar geliyor aklıma
kutsaldır ve
ev sahibinin hediyesidir kendi evine
iklimimi değiştirebilecek kadar kararlı
ve ben de hiç olmadığım kadar
kuklayım bu aralar
geceleri ise çok şey düşün mü yorum artık
derine inmiyorum pek ..
ve bencilleşiyor ruhum , kendimi yazıyorum bir an
kendimden daha çok o'nu belkide
ben diye bir şeyi yok ettik ..
onun habersizliği içersinde
ona bir elbise dikiyorum
tabi
beklediğim oysa
16 Nisan 2011 Cumartesi
Bir Şarkı
İfadem Akademik - Prima Donna by ifish
ruh eşim kanın karışsın kanımda
uyuşuk kollarımda ayaksız bi karınca
damarlarım mor bi elbiseden çıkan kırmızı
bükülür eklemlerim , kemik çalan hırsızım
bütün evreni bütün eksenleri yağladım
uzun çizme eldiven bağcıklarını bağlasın
saklasın kendini , yağmaladığım şehirden
bisiklet jantlarlarında dünya yuvarlandı
kolsuz kadın sireni çalsın
saçları uzun bi ses tonu istiyorum
akvaryumu genişlettim , bi okyanus diliyorum
ölümsüz askıda cansız kıyafetin duruyor mu
bu ışık söndüğünde bi kenarda uyuyorsun
bekliyorum sabahı , güneşi tek başına tepeye çıkarmak
kolay değil dilsizken tat almak
zavallı bulutlar , yeryüzünü kucaklar
görünür ters dönen bi kablumbağa tarafından
8 köşesi sarılmış , elimde bir maket var
şehir labirentse geride sen kal
üstüme bi ceket al , cepleri senle donat
sonuç sondajlarına bakıp gelip çöpleri boşalt
sorguya çek beni bu korkuluk görünmez
tanrı rengini söylese , korkmazdık ölümden
dünden geride kalan artıklara bakınca
ayaklı balıklarım çöp tenekesi yakınlarında
avlayan balıkçı kafasında ki kancayla
dolaşır tekerlekleri patlak bi karavan
güneş gözlü yarasa patika yolu açar
kapansız fareler korosu seslenir karadan
kaplumbağaların kabuğundan
anlayamıyorum
yaşlarını
ve
balıkların pullarından
sezemiyorum
zamanı
siyah çizgiyle belirlenmiş gözkapakları
bi iki adım atsam yinede çaprazımdasın
olduğun yerde sabitsin midede hapların çınlasın
saate bakarsan anlarsın soğuk telaşımı
dalgalı siyah teknenin maviye gösterdği itaat
zeus kadar heybetliyse kıyafetsizdir hera
uzun parmaklarla bi sigara yak arkasından
serenat yapardım yalnızbaşına kalsaydı opera
bir ara
denk
gel
istediğin yere gidebilirsin
bu harita senin
siiyaha ulaşamıyor kablosuz graham bell
ve beynimin içinde
gezegensiz
bi trampet
ruh eşim kanın karışsın kanımda
uyuşuk kollarımda ayaksız bi karınca
damarlarım mor bi elbiseden çıkan kırmızı
bükülür eklemlerim , kemik çalan hırsızım
bütün evreni bütün eksenleri yağladım
uzun çizme eldiven bağcıklarını bağlasın
saklasın kendini , yağmaladığım şehirden
bisiklet jantlarlarında dünya yuvarlandı
kolsuz kadın sireni çalsın
saçları uzun bi ses tonu istiyorum
akvaryumu genişlettim , bi okyanus diliyorum
ölümsüz askıda cansız kıyafetin duruyor mu
bu ışık söndüğünde bi kenarda uyuyorsun
bekliyorum sabahı , güneşi tek başına tepeye çıkarmak
kolay değil dilsizken tat almak
zavallı bulutlar , yeryüzünü kucaklar
görünür ters dönen bi kablumbağa tarafından
8 köşesi sarılmış , elimde bir maket var
şehir labirentse geride sen kal
üstüme bi ceket al , cepleri senle donat
sonuç sondajlarına bakıp gelip çöpleri boşalt
sorguya çek beni bu korkuluk görünmez
tanrı rengini söylese , korkmazdık ölümden
dünden geride kalan artıklara bakınca
ayaklı balıklarım çöp tenekesi yakınlarında
avlayan balıkçı kafasında ki kancayla
dolaşır tekerlekleri patlak bi karavan
güneş gözlü yarasa patika yolu açar
kapansız fareler korosu seslenir karadan
kaplumbağaların kabuğundan
anlayamıyorum
yaşlarını
ve
balıkların pullarından
sezemiyorum
zamanı
siyah çizgiyle belirlenmiş gözkapakları
bi iki adım atsam yinede çaprazımdasın
olduğun yerde sabitsin midede hapların çınlasın
saate bakarsan anlarsın soğuk telaşımı
dalgalı siyah teknenin maviye gösterdği itaat
zeus kadar heybetliyse kıyafetsizdir hera
uzun parmaklarla bi sigara yak arkasından
serenat yapardım yalnızbaşına kalsaydı opera
bir ara
denk
gel
istediğin yere gidebilirsin
bu harita senin
siiyaha ulaşamıyor kablosuz graham bell
ve beynimin içinde
gezegensiz
bi trampet
14 Nisan 2011 Perşembe
Diğer İnsanların Arasında
sol tarafta kuyruk sallayan balık
artık nedense
dikkatimi çekmiyor
bu kötü bir şey
biraz ara veriyorum her şeye
daha iyi yürürken
kırkikindi yağmurlarıyla
kaçışır solucanlarım
hiç birinin birbirinden haberi yok
üstelik
artık nedense
dikkatimi çekmiyor
bu kötü bir şey
biraz ara veriyorum her şeye
daha iyi yürürken
kırkikindi yağmurlarıyla
kaçışır solucanlarım
hiç birinin birbirinden haberi yok
üstelik
İsimsiz Bir Metal
kim kimin hayatında ne için var
biliyorum ama
bilmezlikten geldiğim çok an vardır bu konuda
bugünlerde
yaşına geç kaldığım için
hayranlık duyduğum birisi var
saçlarındaki uzunluklan
ölçebilirsiniz
okyanusların kıyı şeridini
rampada kahvaltı yapıyorum
hayli doymuş bir kediyle
biliyorum ama
bilmezlikten geldiğim çok an vardır bu konuda
bugünlerde
yaşına geç kaldığım için
hayranlık duyduğum birisi var
saçlarındaki uzunluklan
ölçebilirsiniz
okyanusların kıyı şeridini
rampada kahvaltı yapıyorum
hayli doymuş bir kediyle
13 Nisan 2011 Çarşamba
Jelatin Giysili Kadın (14 Nisan'a Sevgilerle)
konuşmadan
anlaşabildiğim
içimden geçeni
kendisinin seslendirebildiği
bir soyutluk
düşündüğümde
bir giysisi olmalı
yaşadıklarından
sonra
yaşamasını sağlayacak
sadece
bugün
doğmuştu
birisi
tanrının elinden tuttuğu
tanrının eşi
anlaşabildiğim
içimden geçeni
kendisinin seslendirebildiği
bir soyutluk
düşündüğümde
bir giysisi olmalı
yaşadıklarından
sonra
yaşamasını sağlayacak
sadece
bugün
doğmuştu
birisi
tanrının elinden tuttuğu
tanrının eşi
12 Nisan 2011 Salı
Koyu Sandalye
çok şeyi anlatmak istedi
kör bir adama
kolsuz pandomim yapan kadın
göremediğimiz bir radıo kaldı geriye
çığlık atan
kırık camların arasından
yürüyüp gidiyor
bir örümcek
kör bir adama
kolsuz pandomim yapan kadın
göremediğimiz bir radıo kaldı geriye
çığlık atan
kırık camların arasından
yürüyüp gidiyor
bir örümcek
11 Nisan 2011 Pazartesi
Bütün Hafıza
ip atlamasını öğrettiğim
birisi var damarlarımda turlayan
bir başkası olmadığı zamanlarda
çoğu zaman ağaca bağlıyoruz ipi
hızlı öğrendi sayılır
ki dün gece karşıma geçip
atlatacağımız bir şeyleri bekledi
tesadüfen ordan geçen
dün geceyi çabuk atlattık
birisi var damarlarımda turlayan
bir başkası olmadığı zamanlarda
çoğu zaman ağaca bağlıyoruz ipi
hızlı öğrendi sayılır
ki dün gece karşıma geçip
atlatacağımız bir şeyleri bekledi
tesadüfen ordan geçen
dün geceyi çabuk atlattık
10 Nisan 2011 Pazar
cholis - visekri
gökyüzüne işlenmiş umut raylarıdır bunlar
burdan melek kostümlü sinekler de geçer
ama daha çok
bekleme salonudur kuşlar için
tek gelmezler hiç
ve
söyleyemedikleri şeyler duyulur burda
cholis'in umursamazlığı
işlemiştir visekri'nin kararlılığına
ve hisseder ayaklarınıdaki sıcaklığı kalkıp gider cholis
visekri ile birlikte tüm her şeyi
ezip geçer
lokomotif
9 Nisan 2011 Cumartesi
7 Nisan 2011 Perşembe
6 saat önceden
kıçınızın üzerinde yaylanarak
gökyüzüne ulaşabilirsiniz elbette
fakat bu sıçmanıza neden olacaktır
egonuza yenik düşürdüğünüz beyin kim bilir
sizin dışkıladığınız şeye düşmemek için
kıçınızın içinde kendisine yer bulmuştur çoktan
gökyüzüne ulaşabilirsiniz elbette
fakat bu sıçmanıza neden olacaktır
egonuza yenik düşürdüğünüz beyin kim bilir
sizin dışkıladığınız şeye düşmemek için
kıçınızın içinde kendisine yer bulmuştur çoktan
Bir Oyuncak Sepeti
kimse tarafından tanınmaması
ve onu
ilk defa görmeleri (benim gibi)
olayın dramatik yönü elbette
ama üstüme alınmıyorum
ne kadar o'na benzese de
ve onu
ilk defa görmeleri (benim gibi)
olayın dramatik yönü elbette
ama üstüme alınmıyorum
ne kadar o'na benzese de
6 Nisan 2011 Çarşamba
normal insanlar caddesi
sirkülasyon binasının içinde
kozmos boşluğunun
karşı komşusuyduk bir zamanlar
orda kutsal toprak sahipleri
bayraklılar
oyun hamurundan yapılan tanrılar
bugüne kadar işe yaramamış ideolojiler
yanmayan kibritler
kendilerinden habersiz kullanılan robotlar
soyut şeyleri çalan daireler yaşıyordu
ve biz ordan soyulmadan
taşınmayı başardık
kozmos boşluğunun
karşı komşusuyduk bir zamanlar
orda kutsal toprak sahipleri
bayraklılar
oyun hamurundan yapılan tanrılar
bugüne kadar işe yaramamış ideolojiler
yanmayan kibritler
kendilerinden habersiz kullanılan robotlar
soyut şeyleri çalan daireler yaşıyordu
ve biz ordan soyulmadan
taşınmayı başardık
2 Nisan 2011 Cumartesi
Döngü
tozun içinde
beyin virajlarından dönen
tek gözlü ahtapotun kollarında bir lunaparktayız
ellerimizde kapı kollarından şekerler
içimizde yakalandığının farkında olmayan bir balığın mutluluğu var
beyin virajlarından dönen
tek gözlü ahtapotun kollarında bir lunaparktayız
ellerimizde kapı kollarından şekerler
içimizde yakalandığının farkında olmayan bir balığın mutluluğu var
Yok'a
şu saçmalıkları
kitap içinde saklamışsın
ve uygulamışlar
iyi bir insan olmak için
cennet için
sahtecilik ve rol konusunda uzman yaratıklar
ritüel olmasaydı , sen olmazdın
biz yapmadıkça , sen hiç bir şey yapamayacak kadar acizsin
adalet yok
sen kadar
portakal kabuklarıyla
gözünü kör ediyorum
olmasanda
sen tarafından yazıldığı söylenen kitapta yazıyor
'tövbe et'
ama benim
canımı sıkar cennet ve
zaten iyi bir insanım
ihtiyacım yok sana
ihtiyacım yok
benimle eş değer birinin yazdığına
kitap içinde saklamışsın
ve uygulamışlar
iyi bir insan olmak için
cennet için
sahtecilik ve rol konusunda uzman yaratıklar
ritüel olmasaydı , sen olmazdın
biz yapmadıkça , sen hiç bir şey yapamayacak kadar acizsin
adalet yok
sen kadar
portakal kabuklarıyla
gözünü kör ediyorum
olmasanda
sen tarafından yazıldığı söylenen kitapta yazıyor
'tövbe et'
ama benim
canımı sıkar cennet ve
zaten iyi bir insanım
ihtiyacım yok sana
ihtiyacım yok
benimle eş değer birinin yazdığına
30 Mart 2011 Çarşamba
Bir Sonraki Sonuç
eğer inancınız yoksa
söylenecek olan herhangi bir şey
doğru olmayıp
bir bahane olarak
öylece kalacaktır
söylenecek olan herhangi bir şey
doğru olmayıp
bir bahane olarak
öylece kalacaktır
Habersiz
korniş üzerinde yürüyelim bu gece
kirlettiklerimiz koridorun dikişlerini doğrayacak makasla
bu biz perdeden atlayasıya kadar
sürecek
kirlettiklerimiz koridorun dikişlerini doğrayacak makasla
bu biz perdeden atlayasıya kadar
sürecek
29 Mart 2011 Salı
Sun
gece bu saatlerde
bir şeyler sunuyor
çırpınıyor benimkiler
yalvarıyorlar martılara
iskeleyi dikiyorum tam ortasına gecenin
ilerliyorum sona doğru
kıçlarına baktırmaktan
ve kendini bu yönle sevdireceğini
ispatlamış kadınlarla tartışıyorum
ve anlattığım şeye dönüşür her şey
anlatılanlara ve değişime hazır iki bacağın taşıdığı ara
geceye eşlik edip
kendini de sun
su yükseliyor .. gitmem gerek
bir şeyler sunuyor
çırpınıyor benimkiler
yalvarıyorlar martılara
iskeleyi dikiyorum tam ortasına gecenin
ilerliyorum sona doğru
kıçlarına baktırmaktan
ve kendini bu yönle sevdireceğini
ispatlamış kadınlarla tartışıyorum
ve anlattığım şeye dönüşür her şey
anlatılanlara ve değişime hazır iki bacağın taşıdığı ara
geceye eşlik edip
kendini de sun
su yükseliyor .. gitmem gerek
26 Mart 2011 Cumartesi
25 Mart 2011 Cuma
Seslendirme
karekterini verdiğin 11 küp şekerli kahveye
dilek tutup
zarar görmeksizin
sarı yıldızların çıplaklığında
uyku haplarının göz ucundan geçiyorum
dilek tutup
zarar görmeksizin
sarı yıldızların çıplaklığında
uyku haplarının göz ucundan geçiyorum
24 Mart 2011 Perşembe
Uyuyorsanız
hastanelerin ayak izi bırakılmamış
fayanslarından
dönüyorum
giriyorum odama
beyaz bir önlük giyip
3 günlük uyku yazıyorum reçeteme
hapların yan etkisinde
sarı yıldızlardan
dilek dilemek
var
var mısın? kurtarıcı mısın yoksa sadece birisi mi?
kurtarır mısın hayatı?
hangi saatte uyanırsan uyan
günaydın
sınırımı çizecek kadar
sınırlayabilirim kendimi
kendini sınırlamanı istemem bu yüzden
kaybolacakmışsın gibi ,
haritan yok şimdilik
fayanslarından
dönüyorum
giriyorum odama
beyaz bir önlük giyip
3 günlük uyku yazıyorum reçeteme
hapların yan etkisinde
sarı yıldızlardan
dilek dilemek
var
var mısın? kurtarıcı mısın yoksa sadece birisi mi?
kurtarır mısın hayatı?
hangi saatte uyanırsan uyan
günaydın
sınırımı çizecek kadar
sınırlayabilirim kendimi
kendini sınırlamanı istemem bu yüzden
kaybolacakmışsın gibi ,
haritan yok şimdilik
23 Mart 2011 Çarşamba
21 Mart 2011 Pazartesi
Sıralanmış
renkli bez parçaları verin Behram'a
aynı anda yelkenler laçka diye bağıracaktır
kutsal topraklardan üç gözlü bir korsan
aynı anda yelkenler laçka diye bağıracaktır
kutsal topraklardan üç gözlü bir korsan
20 Mart 2011 Pazar
Yabancı ( 1992 Mart 21 Sevgilerle )
lastiklerini yakıyor nevruz
serum bağlıyorum daktiloma
ve çocukların fenerlerinde sarhoş bir ekinoks
biraz ben gibi biraz değişmiş
şu göz çizgin belirsiz , sulu boyadan mor renk
dudağındaki kemer tedirgin
hareket etmeyecek alfabeye yapışmış dilin
ilk giydiğim kıyafet
ilk baktığım insan
ilk gördüğüm renk
ilk duyduğum ses
ilk yüzdüğüm balık
babamın sevinci annemin korkusudur bu
her şey bir kurgu sanki
bahar ilk ve son veya ben yaşımda bir ekinoks
serum bağlıyorum daktiloma
ve çocukların fenerlerinde sarhoş bir ekinoks
biraz ben gibi biraz değişmiş
şu göz çizgin belirsiz , sulu boyadan mor renk
dudağındaki kemer tedirgin
hareket etmeyecek alfabeye yapışmış dilin
ilk giydiğim kıyafet
ilk baktığım insan
ilk gördüğüm renk
ilk duyduğum ses
ilk yüzdüğüm balık
babamın sevinci annemin korkusudur bu
her şey bir kurgu sanki
bahar ilk ve son veya ben yaşımda bir ekinoks
19 Mart 2011 Cumartesi
Gece Dünya ve Ay ( Ben Güneş )
eriyor kumanda pilleri elimde
ve aniden çıkar gelir
bir yerlerden
yürüyen dünya şeklinde
geçer gider yanımdan
kendimi güneş sandığım anlardır bunlar
ama gecedir zaman
ve daha yakındadır ay
ay dünyayı çeker yanına gece
ben güneşim ey dünya
ısıtır mıyım gündüzleri bile olsa?
geceleri görüyor musun beni?
gündüzleri gözlerin de yaşarmıyor oysa
ben bir şey değilim bu boşlukta
kaç ay var dünya?
kaç tane uydun ?
ben çok mu sarıyım?
kumsalındaki şemsiyen benim için mi?
ya sen sanrısın dünya ya da ben
ve aniden çıkar gelir
bir yerlerden
yürüyen dünya şeklinde
geçer gider yanımdan
kendimi güneş sandığım anlardır bunlar
ama gecedir zaman
ve daha yakındadır ay
ay dünyayı çeker yanına gece
ben güneşim ey dünya
ısıtır mıyım gündüzleri bile olsa?
geceleri görüyor musun beni?
gündüzleri gözlerin de yaşarmıyor oysa
ben bir şey değilim bu boşlukta
kaç ay var dünya?
kaç tane uydun ?
ben çok mu sarıyım?
kumsalındaki şemsiyen benim için mi?
ya sen sanrısın dünya ya da ben
18 Mart 2011 Cuma
Yavaştan Toplamak Bedeni
titrersiniz
ve kusarsınız
bazı zamanlar intiharın mantıklı olduğunu düşünürüm
birisi için değil
sadece
zamanı benim ayarlayacağım ve bu konuda özgür olduğum için
bugünlerde ise
doktora gitmeyi düşünüyorum
sanki , yaşamlar ve hayatlar
çok güzel
gibi
ama şu var ki
somut acılarda var hayatta
bembeyaz bir tenin korkunçluğuyla
yaşaran gözlerin kırmızılığıyla
dolu bir yüz
soyutları saymıyorum
gün içinde bir çok defa yaşıyorum bu anı
alışkanlık fayda etmiyor
somut ve hissedebildiğiniz
canınızın yandığı acıya
ne diyeceğim diye düşünüyorum
beyaz önlüklüye
ve kusarsınız
bazı zamanlar intiharın mantıklı olduğunu düşünürüm
birisi için değil
sadece
zamanı benim ayarlayacağım ve bu konuda özgür olduğum için
bugünlerde ise
doktora gitmeyi düşünüyorum
sanki , yaşamlar ve hayatlar
çok güzel
gibi
ama şu var ki
somut acılarda var hayatta
bembeyaz bir tenin korkunçluğuyla
yaşaran gözlerin kırmızılığıyla
dolu bir yüz
soyutları saymıyorum
gün içinde bir çok defa yaşıyorum bu anı
alışkanlık fayda etmiyor
somut ve hissedebildiğiniz
canınızın yandığı acıya
ne diyeceğim diye düşünüyorum
beyaz önlüklüye
17 Mart 2011 Perşembe
Kara Kalem Çalışmalardan
şimdi
bir başkasının sabahında
ya da kolunda
ya da yatağındadır
bedeni
benimle
pek bir şey yapmadı
sadece ruhlarımızla beraber sabahlardık
tensiz
gezegensiz
bir başkasının sabahında
ya da kolunda
ya da yatağındadır
bedeni
benimle
pek bir şey yapmadı
sadece ruhlarımızla beraber sabahlardık
tensiz
gezegensiz
16 Mart 2011 Çarşamba
Bahis
ben her rüyada
senin parmaklarınla
çaldığın
glass armonica'yı dinliyorum
sen gibi yasak
ben kadar deli
senin parmaklarınla
çaldığın
glass armonica'yı dinliyorum
sen gibi yasak
ben kadar deli
Trehve
bunlar
yazmamak için
zor durduğunuz
dakikalardır
bunlar
kolsuz
açılan
kucaklardır
bunlar
bir diğeri kötü olunca
melek yaratan
tanrılardır
bunlar
soyut olan
hiç bir şeydir
bunlar
duyu organlarından
eksik olanıdır
bunlar
kendinize saygı
gururdur
bunlar
takvime lanet okuyan
günlerdir
bunlar
tatilde çalışmakta olduğunuz
zamanlardır
bunlar
gün boyunca
yataktan çıkmamaktır
bunlar
ayakkabılarınızı
ters giymektir
bunlar
şeytandır
size kötülük emri verecek kadar
diktatördür
bunlar
sizi sınırlayan
ülkelerdir
bunlar
ismi konulmuş
fakat olmayan
köpeklerdir
bunlar
duyu organlarından
birisi eksik olduğu için
göremediğin
sendir
yazmamak için
zor durduğunuz
dakikalardır
bunlar
kolsuz
açılan
kucaklardır
bunlar
bir diğeri kötü olunca
melek yaratan
tanrılardır
bunlar
soyut olan
hiç bir şeydir
bunlar
duyu organlarından
eksik olanıdır
bunlar
kendinize saygı
gururdur
bunlar
takvime lanet okuyan
günlerdir
bunlar
tatilde çalışmakta olduğunuz
zamanlardır
bunlar
gün boyunca
yataktan çıkmamaktır
bunlar
ayakkabılarınızı
ters giymektir
bunlar
şeytandır
size kötülük emri verecek kadar
diktatördür
bunlar
sizi sınırlayan
ülkelerdir
bunlar
ismi konulmuş
fakat olmayan
köpeklerdir
bunlar
duyu organlarından
birisi eksik olduğu için
göremediğin
sendir
Krizantem ( Sevgilerle Japonya )
beden görevini bitirdiğinde
zindana atılmış bir ruh vardır çekyat içinde : ismi uyku
biz sadece
ücrada temiz bir mikroskoptan
günün yaratıcılığıyla zan altında kalmış
çekik gözlü krizantemleri seyredeceğiz
zindana atılmış bir ruh vardır çekyat içinde : ismi uyku
biz sadece
ücrada temiz bir mikroskoptan
günün yaratıcılığıyla zan altında kalmış
çekik gözlü krizantemleri seyredeceğiz
14 Mart 2011 Pazartesi
Işık Kesintileri
sabah uyanıp
yargıçlık yapan bir aynada
dalgıç kostümüyle balık kuyruğundan bir yelpaze sallıyor kadın
genetiğiyle oynuyorum onun
çalınmış antikorları bir palette magenta kıvamında muazzam bir tablo
el arabamla
bağırsaklarından başlıyorum yolculuğuma
başka bir şey yok
yargıçlık yapan bir aynada
dalgıç kostümüyle balık kuyruğundan bir yelpaze sallıyor kadın
genetiğiyle oynuyorum onun
çalınmış antikorları bir palette magenta kıvamında muazzam bir tablo
el arabamla
bağırsaklarından başlıyorum yolculuğuma
başka bir şey yok
6 Mart 2011 Pazar
Ayrıntı
kara ve denizler
mart ayı içerisinde içilen herhangi bir şeyi
üzerine alınmasın
çünkü bu sek galaksi tadında
çünkü bu sek aya
mart ayı içerisinde içilen herhangi bir şeyi
üzerine alınmasın
çünkü bu sek galaksi tadında
çünkü bu sek aya
27 Şubat 2011 Pazar
Bitti Yol Ve Yanımda Hiç Parke Kalmadı
balığımı saldım bugün büyük okyanusa
hüzünle , kaybedişle , başarısızlıkla , yetersizlikle
ve bir gün
birileri herhangi bir şeyle balığımı hatırlatacaktır
ve ben gülümserim
hüzünle , kaybettiğimle , başarısızlığımla , yetersizliğimle
çıkartıyorum akvaryumdan onu
yazıyla , kelimelerle , bir boka yaramayan düşüncelerle
ruhsuz , canı yanmadan
göremeyeceğim kadar hızlı
deniz kadar küstah
avcumda parlıyor gözleri
mutlulukla , gereksiz bir kurbanlıkla ,bahanelerinin başarısıyla
ay arkamda gülüşüyor kerpetenle
salıyorum suya onu
hiç girmemiş gibi akvaryuma , ona sahip olamadığımla
bir an olsa da bakıyorum arkasından
okyanusun yokluğuyla , kılçığının boğazımda batışıyla
aya ve kerpetene katılıyor rüzgar
kelebekten bir gülüşle , kokusundan bir esintiyle
geriye dönüp koşuyorum
kaçamamak korkusuyla , başaracağımın kararıyla
ve balığımı hatırlatacaklardan
bazılarıydı ay , kerpeten , rüzgar
onun bahanelerini söylüyorm
bağırarak kaçıyorum , çığlıklarımla unutuyorum
yeni kurbanım için bir papatya kopartıyorum
okyanustan
hüzünle , kaybedişle , başarısızlıkla , yetersizlikle
ve bir gün
birileri herhangi bir şeyle balığımı hatırlatacaktır
ve ben gülümserim
hüzünle , kaybettiğimle , başarısızlığımla , yetersizliğimle
çıkartıyorum akvaryumdan onu
yazıyla , kelimelerle , bir boka yaramayan düşüncelerle
ruhsuz , canı yanmadan
göremeyeceğim kadar hızlı
deniz kadar küstah
avcumda parlıyor gözleri
mutlulukla , gereksiz bir kurbanlıkla ,bahanelerinin başarısıyla
ay arkamda gülüşüyor kerpetenle
salıyorum suya onu
hiç girmemiş gibi akvaryuma , ona sahip olamadığımla
bir an olsa da bakıyorum arkasından
okyanusun yokluğuyla , kılçığının boğazımda batışıyla
aya ve kerpetene katılıyor rüzgar
kelebekten bir gülüşle , kokusundan bir esintiyle
geriye dönüp koşuyorum
kaçamamak korkusuyla , başaracağımın kararıyla
ve balığımı hatırlatacaklardan
bazılarıydı ay , kerpeten , rüzgar
onun bahanelerini söylüyorm
bağırarak kaçıyorum , çığlıklarımla unutuyorum
yeni kurbanım için bir papatya kopartıyorum
okyanustan
Yolculuktan
pedallerimle
donegal'i geçiyorum
dinamomda tekerleğin yanık kokusu
hissediyorum ; gözlerini yumuyor seledeki küçük kızım
donegal'i geçiyorum
dinamomda tekerleğin yanık kokusu
hissediyorum ; gözlerini yumuyor seledeki küçük kızım
26 Şubat 2011 Cumartesi
Bir Yere Dair
gelirleri yüksek
kültürleri de aynı orantıda yükselmiş
fakat kültür değişimine ve gelişimine yardımcı olan
beyin değil ; kağıt
daralırsınız kalabalıktan
uzakta kendi devrimini tamamlamış bir kasabada
tabiatı duyacak şekilde yaşamak istersiniz
ben sevmedim .
kültürleri de aynı orantıda yükselmiş
fakat kültür değişimine ve gelişimine yardımcı olan
beyin değil ; kağıt
daralırsınız kalabalıktan
uzakta kendi devrimini tamamlamış bir kasabada
tabiatı duyacak şekilde yaşamak istersiniz
ben sevmedim .
23 Şubat 2011 Çarşamba
Mart ve Ekinoks
her şey yeniden başlayacak
ve bisikletin zincirlerini yağlarken
ellerim kirlenecek
annem seslenemeyecek kadar .
ve bisikletin zincirlerini yağlarken
ellerim kirlenecek
annem seslenemeyecek kadar .
21 Şubat 2011 Pazartesi
Afallamak
kemiği çıkan yastığım ve onun dişlerinin arasında sıkıştırdığı ıslığı
gıcırtısında boşluk , boşluğun gıcırtısısın
o gecenin kız çocuklarından çaldığın çığlığın
boğazımda bir okyanusu , gelecek için pazarladın
levhalara sitemdir , titredikçe titresin , devrilsin heryer
kirin parmaklarında , tanrının tırnak çatlaklarına sıkıştım
bakıştı duvar duvarla ,
ruh halim bedenindeki alçıya tuaf bir alkıştır
söyleyeceğim nedir ?
söylediklerime belirsiz
intiharı düşünmüyor değilim
gıcırtısında boşluk , boşluğun gıcırtısısın
o gecenin kız çocuklarından çaldığın çığlığın
boğazımda bir okyanusu , gelecek için pazarladın
levhalara sitemdir , titredikçe titresin , devrilsin heryer
kirin parmaklarında , tanrının tırnak çatlaklarına sıkıştım
bakıştı duvar duvarla ,
ruh halim bedenindeki alçıya tuaf bir alkıştır
söyleyeceğim nedir ?
söylediklerime belirsiz
intiharı düşünmüyor değilim
18 Şubat 2011 Cuma
Size Adanmış Bir Kelime
olayın hangi boyutuna taptığımızla sınanıyoruz bazen
sadece bizim yargılandığımız bu konuda
tuaftır bir başkası sıkıntı çekmiyor
hangi olaya taptığının önemi yokmuş gibi,
bu çelişkinin sonunda sadece başarılı bir belkici olmak mümkün .
sadece bizim yargılandığımız bu konuda
tuaftır bir başkası sıkıntı çekmiyor
hangi olaya taptığının önemi yokmuş gibi,
bu çelişkinin sonunda sadece başarılı bir belkici olmak mümkün .
17 Şubat 2011 Perşembe
Sarandı
uyku bazı şeyleri kaybetmenizde
yardımcı olan
bir bahane gibi gözüktüğünde
bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz
olabildiğince bir kadını (yanınızda değilken)
somutlaştırabilirim
veremeyeceği tepkiler sonucunda onu güçlü ve vazgeçilmez bir puta çevirebilirim
çünkü sırf bu yüzden inancı kuvvetli bir putperest olunabilir .
ama tanrıyı balık yaparken solucanları unutmam
yardımcı olan
bir bahane gibi gözüktüğünde
bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz
olabildiğince bir kadını (yanınızda değilken)
somutlaştırabilirim
veremeyeceği tepkiler sonucunda onu güçlü ve vazgeçilmez bir puta çevirebilirim
çünkü sırf bu yüzden inancı kuvvetli bir putperest olunabilir .
ama tanrıyı balık yaparken solucanları unutmam
16 Şubat 2011 Çarşamba
Bilinmezlikten
bir filmden kesitler çalacak kadar sahtedir senaryosu
ve bir şarkının sözlerine düşecek kadar yaratıcılığı vardır
tanrının fotoğraflarını çevresindekiler çeker
yine de kazanan olur
çünkü çerçevesi güzelse
bakılmaz tabloya
ama bildiğim şu ki
kırılmadan kaset
bantlar eskir
ve bir şarkının sözlerine düşecek kadar yaratıcılığı vardır
tanrının fotoğraflarını çevresindekiler çeker
yine de kazanan olur
çünkü çerçevesi güzelse
bakılmaz tabloya
ama bildiğim şu ki
kırılmadan kaset
bantlar eskir
15 Şubat 2011 Salı
Güneşin Ufuk Çizgisini Teğet Geçip Batmadığı Noktadan
soluksuzluğun gelinliğinde
bilinmeyen şeyler de olacaktır
bir kahvaltıda
gerçeğinle kırılacaktır
içinde gözümün dolandığı bardağın
bilinmeyen şeyler de olacaktır
bir kahvaltıda
gerçeğinle kırılacaktır
içinde gözümün dolandığı bardağın
14 Şubat 2011 Pazartesi
Raflardan
yola serçe tırnaklarından
kalıplar döktüler
ve benim
o fayansların arkalarına yazdığım
bir şeyler vardı
kalıplar döktüler
ve benim
o fayansların arkalarına yazdığım
bir şeyler vardı
13 Şubat 2011 Pazar
Kürsüden
yabancılaşmış
farklı maskeler ait yüzünde
şimdi
ve bir gece uyuşuk halının üzerinde
ona ulaşacak adımlar atarsam
hata olacak
ama o yabancılaşmış , farklı biri , uzak değil , yok .
farklı maskeler ait yüzünde
şimdi
ve bir gece uyuşuk halının üzerinde
ona ulaşacak adımlar atarsam
hata olacak
ama o yabancılaşmış , farklı biri , uzak değil , yok .
12 Şubat 2011 Cumartesi
Tanrı Karşınızda
bir zamanlar için söylüyorum
senden çekinip , sana yürümeyen
ayaklarım ki onlar cesurdur , ölümü gördüğünde arkasından koşarlar .
yine bir zamanlar için söylüyorum
bir buçuk senede sayısı 3 ü geçmeyen muhabbetlerde,
senin dizlerinin yanında yabancılık çeken dizlerim ,
şimdi bulunduğum zaman için söylüyorum
içinde kahve ve sigarayla kimi zaman da uyku haplarıyla seyahat da olan midem
hem bir zamanlar için hem de şuan için söylüyorum
güçlü ve tedirgin olmayan , hiç bir şey kazanmadığı için kaybetmekten korkmayan
gövdem
tekrar tekrar yine bir zamanlar için söylüyorum
saçların aynı ilgisizlikle dururken istem dışı yönünü veya namlusunu sana çeviren
bir tankı andıran boynum ,
daha bir kaç gün öncesi için söylüyorum
yine bir şey planlayıp veya düşünüp , avcumun içine giren çenem
bir kaç hafta önce bir pazartesi günü için söylüyorum
rüyamda hiç konuşmadık , hiç bu kadar da önemli ve özel olmamıştı dudağım
bir ay öncesi için söylüyorum
birisi hızla geçip ve rüzgarda ona doğru eserse ve o senin parfümünü kullanıyorsa
nefes almayı bırakıyor burnum
her an için söylüyorum
bir yerde sana benzeyen ve sen olan birini gördüğünde güzel bir hediye almış gibi sevinen
gözlerim
yine şu an için söylüyorum
sana yazmak için kullandığım parmaklarım
ve bütün bunları emreden senin himayendeki beynim
alabilirsin çekinmeden
bunlar bedenimden dilimler
senden çekinip , sana yürümeyen
ayaklarım ki onlar cesurdur , ölümü gördüğünde arkasından koşarlar .
yine bir zamanlar için söylüyorum
bir buçuk senede sayısı 3 ü geçmeyen muhabbetlerde,
senin dizlerinin yanında yabancılık çeken dizlerim ,
şimdi bulunduğum zaman için söylüyorum
içinde kahve ve sigarayla kimi zaman da uyku haplarıyla seyahat da olan midem
hem bir zamanlar için hem de şuan için söylüyorum
güçlü ve tedirgin olmayan , hiç bir şey kazanmadığı için kaybetmekten korkmayan
gövdem
tekrar tekrar yine bir zamanlar için söylüyorum
saçların aynı ilgisizlikle dururken istem dışı yönünü veya namlusunu sana çeviren
bir tankı andıran boynum ,
daha bir kaç gün öncesi için söylüyorum
yine bir şey planlayıp veya düşünüp , avcumun içine giren çenem
bir kaç hafta önce bir pazartesi günü için söylüyorum
rüyamda hiç konuşmadık , hiç bu kadar da önemli ve özel olmamıştı dudağım
bir ay öncesi için söylüyorum
birisi hızla geçip ve rüzgarda ona doğru eserse ve o senin parfümünü kullanıyorsa
nefes almayı bırakıyor burnum
her an için söylüyorum
bir yerde sana benzeyen ve sen olan birini gördüğünde güzel bir hediye almış gibi sevinen
gözlerim
yine şu an için söylüyorum
sana yazmak için kullandığım parmaklarım
ve bütün bunları emreden senin himayendeki beynim
alabilirsin çekinmeden
bunlar bedenimden dilimler
Hepsinden
senden kalan iltihaplar
delik deşik edildi bir iğneyle
o dudağının dudağımdaki bütün sitemleri
bu gece alkolle temizlendi
kolyen yanaştı , yapıştı boynuma
acı karıştı kanıma ,
dağıtıldı odaya kokun
ödüllendirildi tüm tanrılar
senin durumunu merak ederken
kendime seslendirdim ucu açılmamış kalbimi
dediki o atmayan yumruk :
acı diyorum , içten içe , acı çekiyorsun yavaştan
sevmek veya aşk acizlikti
bunu yapmazdın sen
kitaplarınla
bir devrimi gerçekleştirebilirdin
kuşku duyduğun bir kadına
o acemi olduğun duyguyu beslemekte neyin nesi
gelip cevaplarsın diye bekledim bir süre
ortaya atılmış
bir laf olarak kaldı sorusu
yumruğun
her şey sendin burda
davranışlar ve eklemlerim sınırlı çalışıyorlar artık
ama öpemeyecektin artık
uzaktaydın ; kutsal kitapların içindeki tanrı gibi
aynanın karşısında
yansımam yok artık ve
kahvemi dökeceksin diye ödüm kopuyor
senden geriye kalan
iltihaplarımı
delik deşik ettim
delik deşik edildi bir iğneyle
o dudağının dudağımdaki bütün sitemleri
bu gece alkolle temizlendi
kolyen yanaştı , yapıştı boynuma
acı karıştı kanıma ,
dağıtıldı odaya kokun
ödüllendirildi tüm tanrılar
senin durumunu merak ederken
kendime seslendirdim ucu açılmamış kalbimi
dediki o atmayan yumruk :
acı diyorum , içten içe , acı çekiyorsun yavaştan
sevmek veya aşk acizlikti
bunu yapmazdın sen
kitaplarınla
bir devrimi gerçekleştirebilirdin
kuşku duyduğun bir kadına
o acemi olduğun duyguyu beslemekte neyin nesi
gelip cevaplarsın diye bekledim bir süre
ortaya atılmış
bir laf olarak kaldı sorusu
yumruğun
her şey sendin burda
davranışlar ve eklemlerim sınırlı çalışıyorlar artık
ama öpemeyecektin artık
uzaktaydın ; kutsal kitapların içindeki tanrı gibi
aynanın karşısında
yansımam yok artık ve
kahvemi dökeceksin diye ödüm kopuyor
senden geriye kalan
iltihaplarımı
delik deşik ettim
20 Ocak 2011 Perşembe
Gizli Fal
bayadır yastığımla
düşüncelerimi birleştiremedim
şimdi tam sırası
beni nasıl
etkileyebileceğini bilen
o dekolteden ibaret yaratıktan sonra
beyindeki
ağrılı dişin kumbarasında
uykuyu
ters çevirip
sallamak
yapılması gereken
en müthiş davranış
düşüncelerimi birleştiremedim
şimdi tam sırası
beni nasıl
etkileyebileceğini bilen
o dekolteden ibaret yaratıktan sonra
beyindeki
ağrılı dişin kumbarasında
uykuyu
ters çevirip
sallamak
yapılması gereken
en müthiş davranış
19 Ocak 2011 Çarşamba
16 Ocak 2011 Pazar
Tümülüs
dilimizle tadına bakarız beynimizin
gözlerimizle nasıl bir şekli olduğuna
kulağımız beynin ne söylediğini değil
içinde olup biteni duymaya çalışır
beynimizin kokusu
bir çöp adamın
fondötenli bir kadına söylediği yalan gibi kokar
beynimizle genelde söyleşiriz
atarız dünyayı havaya
yazı gelirse dünya biz kazanırız
ve beyinden kopar yüzümüzdeki tüm duyular ;
gözlerimizle nasıl bir şekli olduğuna
kulağımız beynin ne söylediğini değil
içinde olup biteni duymaya çalışır
beynimizin kokusu
bir çöp adamın
fondötenli bir kadına söylediği yalan gibi kokar
beynimizle genelde söyleşiriz
atarız dünyayı havaya
yazı gelirse dünya biz kazanırız
ve beyinden kopar yüzümüzdeki tüm duyular ;
15 Ocak 2011 Cumartesi
Bilinen Tüm O Yanıtlar
belindeki o lekeden
doğacaktır
yeni bir
dünya
tepkisiz kalmamak için
yazacaktır
seni yansıtan
duvar
doğacaktır
yeni bir
dünya
tepkisiz kalmamak için
yazacaktır
seni yansıtan
duvar
14 Ocak 2011 Cuma
Ücrada Temiz Bir Mikroskoptan
tavandan bir gözünü sarkıtan örümcekle
kupanın etrafında dudağından izlere rastladık
şimdilik kahve bahane
fondipliyorum hiç bırakmadan
kupanın etrafında dudağından izlere rastladık
şimdilik kahve bahane
fondipliyorum hiç bırakmadan
13 Ocak 2011 Perşembe
10 Ocak 2011 Pazartesi
İştah Açıcı
her şeyi kaybedip
uyumak isterdim
veya
bir çok şeyi ele geçirince
uyumanın acizce
olduğunu
düşünmek
uyumak isterdim
veya
bir çok şeyi ele geçirince
uyumanın acizce
olduğunu
düşünmek
9 Ocak 2011 Pazar
Mor
kan ; günaydın derse her sabah yastığınızda
aceleyle halledersiniz işlerinizi
ve kahvaltılar çekilmez hale gelir
yumruğunuzu dudağınıza
bastırırken
aceleyle halledersiniz işlerinizi
ve kahvaltılar çekilmez hale gelir
yumruğunuzu dudağınıza
bastırırken
7 Ocak 2011 Cuma
Hırsıza
benden çaldıkların
kendimi benden soğutuyor
ahmaklaşıyorsun
acizleşiyorsun
sinek ilacı etkisiyle ışığa vurup duran sinek gibi
kendimi benden soğutuyor
ahmaklaşıyorsun
acizleşiyorsun
sinek ilacı etkisiyle ışığa vurup duran sinek gibi
6 Ocak 2011 Perşembe
Tabureden
ve günleri
askılık olarak kullanmaya başladığım zaman dilimindeyim
kırmızı renkli deri taburede oturan sarhoş tanrının cebinden
çaldım maskemi
greyderleri de kullanmaya başladım ;
kirli olduğundan ahşap ev
şarap ver diyecektir
süpürgelerdeki hastalıklı tozlar
askılık olarak kullanmaya başladığım zaman dilimindeyim
kırmızı renkli deri taburede oturan sarhoş tanrının cebinden
çaldım maskemi
greyderleri de kullanmaya başladım ;
kirli olduğundan ahşap ev
şarap ver diyecektir
süpürgelerdeki hastalıklı tozlar
4 Ocak 2011 Salı
Restitüsyon
senin hırkanı giyiyor birisi
diğeri senin gözlüğünü takıyor
bir başkası senin parfümünden sıkıyor
öteki senin saçlarına benzetiyor saçlarını
diğeri senin gözlüğünü takıyor
bir başkası senin parfümünden sıkıyor
öteki senin saçlarına benzetiyor saçlarını
3 Ocak 2011 Pazartesi
Şantiye
kadınlar gösterişli ayakkabılar da olabilir
ama tabanı çürümüş bir deri parçasıda
arzulu v istekliler
güçlü erkekler
gücünü bir önceki kadından alır
ama kadınlar gücü sever
ama tabanı çürümüş bir deri parçasıda
arzulu v istekliler
güçlü erkekler
gücünü bir önceki kadından alır
ama kadınlar gücü sever
1 Ocak 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)