sohbetimi bir kahveyle masada bitirdikten sonra
fiile geçmem gerekiyordu
kendi cümlemdeki fiil
ve
yüklemimdeki o'na inanmak
tanrının öznesindeki o'na inanmaktan daha zordu
oysa
tanrının anahtarı bana özneyi sunmaktı
kapı açıldığında
beni karşılayan hol
delirten renkteydi
rengimi kendi belirlediğimi sandım
sonra
inkar kadar tanrı vardır dedim
hayatın içindeki ince detaylar
önem konusunda kadehlenmişler
dünya tanrının gece hayatı olmalı
bu ay bu yüzden
kirlenmiş bardaklar
ve
rahatsız edici bir parıltı varken
şimdi beni suçlama
ki ben bazen yağmuru benim yağdırdığımı bile düşünürüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder