hâlâ yer yatağında asparagas geçmiş hikayeler dinliyor .
ama artık zihnini okuyamıyorum
ve bu dahil yalanlar söyleyebiliyorum (!)
.
.. sandal çiz
saat yönünde 90 derece çevir
şimdi göğe bırak
ne gördün ?
görünen o ki bu defa ben çarpıyorum
.
hileyle başlayan cümlenin devamında bir denek
fiyortlardan
turuncu şişeler fırlatırken
suya daha fazla yansıyor
broz tito benim için
füme apoletiyle
planktonu göz hapsinde tutuyor
ben de bir yandan görüş günü için reformlar hazırlıyorum
.
kasaba bıkkını festivalden arda kalan çöplerin arasında
kendini aklamaya çabalarken rüzgara yenik düşüyor
.
melodram benim için
siyaha çalan şarkının gramofonunda plaklara iğneler sivriltiyor
bu yüzden her şeyden sivri dilimi ıska geçiriyorum .
ama bunca karmaşanın içinde
bütün samimiyetimle
camilla'ya
( bandini'nin diliyle )
'manzaramızı bozmuşlar güzel camilla diyebiliyorum'
.
.
We were never ones to sit in place. But when we travel all our roads are bent. The straight and narrow’s never known our names. Gettin’ lost is how we find our way. Well gettin’ lost is how we find our way. Yeah gettin’ lost is how we find our way. . All of them summers, we keep them in our bones, our blood, our heartbeats. While all of the winters, have hardened our skins and sharpened our outlooks. Yeah all of them summers, we keep them in our bones, our blood, our heartbeats. While all of the winters have hardened our skins, and sharpened our outlooks again. . You say we’re all lost souls, so we’re never alone. Say we’re all lost souls, so we’re never alone. You say we’re all lost souls, so we’re never alone. Say we’re all lost souls, so we’re never alone.
21. gününde senaryoya dönüyoruz
bana kalırsa bu yeterli kopukluktu
.
kostümü yerinden aldığım gibi
istikamet transatlantik
yörüngemde kuramın adı
' pivavl ' .
yüzler belirginken
konsantre uyum ,
hecelerine ayrılmış zamanlar
ve motif sarkacında
renkli kalemler istiyorum
.
.
oh who is she ?
a misty memory
a haunting face,
is she a lost embrace ?
.
am i in love with just a theme ?
or is ayesha just a dream ?
a mystery
oh who is she ?
.
i call her name
across an endless plain
she'll answer me
where ever she may be
.
somewhere across the sea of time
a love immortal just like mine
will come to me eternally
.
immortal she
return to me
Late at night, watching the satellites North Carolina and the rolling hills Orion, draws back the arrow Aiming at the heart of a scarecrow Cloud to cloud, hour to hour Dust to dust, flower to flower I close my eyes, so I might dream Won't you meet me When the Sun stands still? And I will, be there in bells I thought I was in love once, I don't know I was over dressed and scared to be alone The pain is there, for to protect If it didn't hurt then we'd all bleed to death Black to black, reel to reel Heart to heart, shield to shield I close my eyes, so I might dream Won't you meet me When the Sun stands still? And I will, be there in bells The Great Spirit rose over ol' St. Paul You are forever forgiven and all I fell asleep and woke up in the sky There was a light so bright, I could see through my skin All the sorrow and the cold north wind I had to go through I had to find you Dollar to dollar, broke to broke Ash to ash, smoke to smoke I close my eyes, so I might dream Won't you meet me When the Sun stands still? And I will, be there in bells I will be there in bells
hüznün bağlı ellerinde dayatılmış teşekkürler sunuyorum
You go for a walk in the park 'cause you don't need anything
Your hand that you sometimes hold doesn't do anything
The face that you see in the door isn't standing there anymore
In a matter of time, it would slip from my mind
In and out of my life, you would slip from my mind
In a matter of time
The face that you saw in the door isn't looking at you anymore
The name that you call in its place isn't waiting for your embrace
The world that you love to behold cannot hold you anymore
In a matter of time it, would slip from my mind
In and out of my life, you would slip from my mind
In a matter of time
More, you want more
More, you want more
More, you want more, you tell me
More, only time can run me
More, you want more, you tell me
More, only time can run me
More, you want more you tell me
More, only time can run me
More, you want more, you tell me
More, only time can run me
More, you want more, you tell me
More, only time can run me
More, you want more, you tell me
miktar vermem gerekirse .
çoğunlukla .
ay çevresindeki çember altında
odağımla birlikte .
tüm teferruat birikimlerimizle ilerleyip
söylenecek şeyler üzerine tahminler yürüttük .
çembere kalırsa bu kadarı bile yeterliydi .
ama bana kalırsa eh ! .
cepheden göründüğü gibi
burası yanılmadı hiç ! .
ve enternasyonal turuncum karşısında ırkçı söylemim
mükafat mendillerini
tik tak sayacına bocaladığı an
daha fazla vaktimin kalmadığını farkettim .
ay'ı ne zaman böyle görsem
hep bunu hissederim .
önce
solungaca uzanan zaman için
oyalandığım her şey
katlanılmaz bir metronomla
derimin altında sürünmeye başlar .
sonra
boynumdaki merkürleri zihnimdeki neptünle çarpışır
ve ortaya çıkan evrende
-buraya ait değilsin- diyen rüyayla uyanırım .
fakat rivayetler bu gezegenle içli dışlıdır .
belirsizliği jartiyerini sıyırırken
çelişkisi sigarasını yakar
.
acelesi yok ya
yağar belki birazdan
tura gelmiştir şansına
veya lafa tutmuştur bulutlar
.
öyle ya !
toprakla ilk sarılmalarında
bu kente çamur akar
.
ve lekeli ilizyonun hoyratına yakalananlar hiç yanılmadan
hep sığınacak bir yer arar
.
acelesi yok ya
telaşlandırma stabil yol adımlarını
bak hem hazır değil mazgallar
.
ağaçlar henüz asmamışlar ceketlerini askılığa
belki bir ihtiyar arabasını yıkatmamıştır da henüz
veya aşıklar
ışıklarını kapatmamıştır dünyaya
daha manidar olan kısık sesleriyle yuvarlarlar uzaya sitemlerini
.
ama acelesi yok ya
yağar belki birazdan
.
senin için altıüstü göle saplanan iğnelerdir retinanda
akabinde dönüşür milyar halkaya
.
şimdi hüzünlerimizin öpüştüğü bir mesafede
inanmışçasına gözlerimi kapattım ben
.
müjden pullarına dokundu
minnetle
göğe sıçra
.