duvara yol olmuş ince kablodan merhaba
diyafram tanrı
ahize kutsal kitap
ve kumsal rahat
sigarada ay dolunay
telefonun ucundan ses gelmeyecek bir daha
yakınlaştıkça bu gerçek resimleri pürüzsüz
dürüsttür rüzgarın yüzüne savurduğu gürültü
savruldukça alfabeden işaretlere bürünsün
o yüzden
onun kahkalarına
öncelikle ruj sürün
bir nöbet sıkışır dudaklarındaki kumsala
bir halata düğümlensen
bilincim ruhun sanar
sarı ayaklı paçavralarından kaçan adam
güneş düşer diye kadın beklemekte ayakta
rakamları unut
hafızama somurttum
sabah olur mu ?
yoksa bir şarkı daha soyunur mu
korkular cesaretine imzasını atarken
vakit çemberinde hep bir akreple konuşulur
konu şu
tanımından kurtulsana
toz yutan bir şarkıyı sessizlik tutuklamaz
keyifsiz bir vazoda
toprağın kuru ve
dili sürçen ama düşmeyen yağmursun
tekrardan konuşup
uydusunu sallıyorum
sırtı dönük ahizenin yansımasında yazıyor
kelime dolusu gemiler gider
ama ses hep limanına geri döner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder