atılmış zokalar da var
çoğu solucan leşine küf
kurumuşlar güneşte ve
bağlanmamışlar misinaya
öfkem , gölün içinde kalmış ağaçlara
çünkü zokalar
saplandı
ve koptu oltalardan
burada tanrının dişleri mısır
ellerinde solucan yem
ellerime bakıp hepsi misina sıyrığı der
oltanın ucu eğrilmişti
bir fırtına mizahında
botlarımı giyip koşmuştum
yakalamıştım kuyruğundan
dedim : sen sigaramı söndür lan
bu havada balık olmaz
sandalıma kiraladığım kolyeyi soran olma
aya borçlandım , günde bir gölge de aya
ister ol kasırga ama izlerimi sayan olma
bu çamurlar ayaklarını sahiplenir
yağmur başlar
yağmur sonra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder