18 Şubat 2015 Çarşamba

tanımsızlık etrafında 
coğrafyadan uzak bir şehirden geçiyor 
  genç kaldırımlar ve sapasağlam binalar arasında
 
kendi yarattığı bu kovalamacada durduran yok onu
çıkarıyor çantasından kitapla kafeslenmiş kuzgunu
aklı başında olmayan bir ağaca konup gösteriyordu yolu

eklemlerinde vidalar gevşiyor ,  baraka denklemlerinin içinde güzel bir müzik duyuyordu
 gün ağarmadan
sırtına yapışmış onca silüetin ağırlığından  durduğunu ve uzandığını hissediyor 
ama aslında ayakta şehri izliyordu genç bayan


avcunda bir vidayı hissetti
akabinde taşan kanı kuzguna izletti
kirlendiler , dinlendiler ve kapattılar birbirlerinin gözlerini

tekrar devrik bir yolda kurallı bir cümleyi aradılar
taştılar
artık bütün levhalar onlara
şehrin geride kaldığını fısıldıyorlardı


vardıkları yerde
retinalardan betonlara
tükenmişliklerini resmeden bir tablo beliriyor

çerçeveyi gevdikten sonra bir kentenkeleyi kovalıyorlardı
o gecelerin sabahında sürüngen olarak uyanmalarının sebebiydi bu
çünkü hiçbir şehri geride bırakmamışlardı onlar
çünkü
tükenmişliğin resmini sınırlayacak bir çerçeveye herzaman ihtiyaç vardı

birbirlerine bakıp dişlerini sıktılar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder