ayaklarına uzanan
sis ihtişamıyla ağır rıhtım
ve
sonbaharın vişne ağaçları arasında uyuklayan yüzünde
sabahın körü bir allık
eğer tanrıdan bihaber övünürse mukaddesler
güneş dağa haddinden fazla sürter
zihnimin ceplerinde ellerimi yontarken bir mühlet
boş livarın özrüyle
yüzüm yalnızca gemici düğümü sadakatimi atabilir hikayenin önüne
şaşmaz ve kâfidir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder