şaibeli kumaş parçalarının ödülünün de
şaibeli olması
şaşkın biblolarım tarafından bile hiç yadırganmadı
bu tarlanın şansı
korkuluğu
sartre
çanım sana bir bahşiş vermekten yana
hiç'ini özgün kıldım
baş harfini büyük yazmadım diye
eskaza da olsa
henüz burada nadasın
keten dili yakılmadı
püriten kürkü hayvanını hiç ağırlamadı
bu şey düşkünlüğün bir düşmüşlüğüdür
fante
en çarpık yerleşme emin ol görünmez halde
fakat ne şanssa benim neptünümde
despina
makyajını siliyor
yüzü artık çöpünde
zaman tanı
o makyajını tazeliyor
esansında vitrin bardaklarını kadraja sokmaya çabalıyor
biraz zaman tanı
ben riyakarım
buhar katında
bana
rutubetler çiziyor yönü
o'nun
parlak mahzeninde ipucu kumar gibi durur
kıymeti için kaçarım delikten
sureti için söylediğim serüvenden
bahsetme
there's no need to argue anymore.
I gave all I could, but it left me so sore.
And the thing that makes me mad,
Is the one thing that I had,
I knew, I knew,
I'd lose you.
You'll always be special to me,
Special to me, to me.
And I remember all the things we once shared,
Watching T.V. movies on the living room armchair.
But they say it will work out fine.
Was it all a waste of time.
'Cause I knew, I knew,
I'd lose you.
You'll always be special to me,
Special to me, to me.
Will I forget in time, ah,
You said I was on your mind?
There's no need to argue,
No need to argue anymore.
There's no need to argue anymore.
Ouuu, ouuu, ouuuu...
special.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder