Doğru Taksi

örnekler en kötü örneklerden bile kötüydü

artık kabul ediyorum

.

ben de kötüydüm..

.

tanıkların gönlü yoktu

ikazlar geniş bir bahçede sedir ağaçlarını çiziyordu

.

diğerlerine kıyasla koca bir binanın 

çirkin olan yan duvarında  

o'nu

hiç molası olmayan kitaplar gibi okuyordum

.

aklımla alay edemediğinden gözlerimi bozmuştu

.

iyi bir şey göremez olmuştum 

bence asıl alay konusu buydu

.

iki yönlü düşünülebilecek

evrensel bir akışa sahipti

.

güzelliklerin içinde duran sessizliğin bozduğu

 aksiyonlu gelecekler için yanıp sönerdi

.

ama hiçbir şeyi dilinden çıkaramazdı

söküp alırdım

.

akvaryumun balıkları ölüydü

benim balığım tam karmaşaydı

.

kendi avcundan bir transatlantikle yolculuğa çıktıklarında

hava termometreyle bile ölçülmüyordu

.

uzlaşımlar köstekli vaatlerin iltihaplarına dönüşmüştü

.

hiç iyi bir insan gibi olamıyordum

hırs metrekareye on ton basınç uyguluyordu

.

günler gevezelikle övünüyordu

dünler,

sarı elbiselerin içinde kesişen ipler tarafından bağlıydı

.

idamlar

hür kahkahasında asılıydı

.

azalışlar büyülüydü

.

hipnotize körlükle

baş edebilen hissin duyum eşiğinde 

.

üslupsuz ve patavatsız bir şarkıyla

ışıklara ışıklardan dalarken 

.

düşündüğüm şeyle aynı hassasiyette
ama aynı değil / olamaz

.

Something pulling me in

directions

And it feels just like the first time

Someone told me to run

I’m trying

But my feet are stuck in the ground

I hate lying all the time

I hate lying all the time

Sometimes, there is a sound

an echo

From a time, deep down in my mind

some day, it fades away

completely

In a blur, vibrations will drown

I hate lying all the time

I hate lying all the time

I hate lying all the time

I hate lying all the time