sırtında bir ışık dekoltesi
ruhun yürüyüşe çıkmış bir orman yangını gibi
anlamak zor yanaktan dudak çekip
naklim farazi rüyamdaki yerin antik gelinciği
deportun despot tepenin ardı eskaza
avuçlarında telaşem terlerken öp duman
tıpatıp dudakların çiçeklerini unutma
onlar kuşatmalara bayrak açan uçurtmalar
çetrefiller tek dikişte kadeh kaldır
tekrarları tekrarlarken suça imza kattım
bir gün bir yıldızı gezegen olduğuna inandırmıştım
o günden beri tüm yıldızlar peşimde canım
küt mesefaleri parlak ve dargın bu dağın
akşamüstünden yalanı kaskatı uzatmışsın
sanırım aşinayım biraz da galibayım
sabah sisine karışan gerçeklik manidardır
tarla farelerinin
yuvalarından toprak çıkartışları
gibi
karla karışık yakarışların
yorgun bir geminin kavrayışı limanı ya da
durgun bir rüzgarın dağıtması dumanı
gösterişsiz ve yalın
eşsiz ve barışık
hicvi andırır
sözü geçmeyen lugatına boyunduruk lal kumaşım
ardışık kinle kal ve besle sarmaşıkları
kır iç ve sat içinde
için bir hiç peşinde
kat bi mükafat doğru söyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder