30 Nisan 2011 Cumartesi

Görüp Uyanırken

astranot olduğum gecelere ( bir madde kullanmaksızın )
genelde senin ideoloji dolabından ve benim saplantı küvetimden
geçmiş böcekleride götürürdüm yanımda

gece kuşlarıdır kurbağalar
göl kenarlarından seslerini duyduğunuzda
gündüzleri ağaçlara yama yapmaya çalışan kuşlardan farksız olduğunu anlarsınız
bir dönüşüm içindedir kurbağalar ve kuşlar
ki bu yüzden geceleri yoktur kuşlar
dönüşürler kurbağalara

bulut yoktur gökyüzünde
ve yeryüzünden taş toplayan işçiler devam ediyorlar işlerine
aslında kimse için değerleri yok

sizin rollerinize inanabilirim
tabi
idamına varmadan
louis linng intiharını hatırlayabilirseniz

29 Nisan 2011 Cuma

Masif

çıplak vücudunda
ölmüş ruhunu
simgeleyen
beyaz
sarı
şiirlerin
kiremitlerini taşıyorum

boynunda uyku tanrısı
saçlarını ilk defa
toplamış

hastalandık belkide

27 Nisan 2011 Çarşamba

Sihirbazın Cebinden Çalınan İksir

ilk defa
bu
kadar
simetrik
kaldırımlar

ve yine ilk defa
alyans sesli heykellerle süslenmiş sokak

avuç içinde grafolojiden şarkılar çalmayı öğrenen çizgileri dinliyorum

geriye aynı miktarlarda bıraktığımız kahveler
fısıldaşıyor bardakların içlerinde ..

gece karanlığını kısırlaştırıyor
düne merhaba diyor gelecek
karşı balkonlardan sesleniyor demir parmaklıklar

bir tabloya resmettiğim
kadın geliyor
renklerin içinden

netleşiyor her şey
kanın üzerinden
pıhtılaşmadan

26 Nisan 2011 Salı

İkna

eski baraka evlere
hediye edilmiş
muşambalar geliyor aklıma
kutsaldır ve
ev sahibinin hediyesidir kendi evine

iklimimi değiştirebilecek kadar kararlı
ve ben de hiç olmadığım kadar
kuklayım bu aralar

geceleri ise çok şey düşün mü yorum artık
derine inmiyorum pek ..

ve bencilleşiyor ruhum , kendimi yazıyorum bir an
kendimden daha çok o'nu belkide
ben diye bir şeyi yok ettik ..
onun habersizliği içersinde

ona bir elbise dikiyorum
tabi
beklediğim oysa

16 Nisan 2011 Cumartesi

Bir Şarkı

İfadem Akademik - Prima Donna by ifish


ruh eşim kanın karışsın kanımda
uyuşuk kollarımda ayaksız bi karınca
damarlarım mor bi elbiseden çıkan kırmızı
bükülür eklemlerim , kemik çalan hırsızım

bütün evreni bütün eksenleri yağladım
uzun çizme eldiven bağcıklarını bağlasın
saklasın kendini , yağmaladığım şehirden
bisiklet jantlarlarında dünya yuvarlandı
kolsuz kadın sireni çalsın

saçları uzun bi ses tonu istiyorum
akvaryumu genişlettim , bi okyanus diliyorum
ölümsüz askıda cansız kıyafetin duruyor mu
bu ışık söndüğünde bi kenarda uyuyorsun

bekliyorum sabahı , güneşi tek başına tepeye çıkarmak
kolay değil dilsizken tat almak
zavallı bulutlar , yeryüzünü kucaklar
görünür ters dönen bi kablumbağa tarafından

8 köşesi sarılmış , elimde bir maket var
şehir labirentse geride sen kal
üstüme bi ceket al , cepleri senle donat
sonuç sondajlarına bakıp gelip çöpleri boşalt

sorguya çek beni bu korkuluk görünmez
tanrı rengini söylese , korkmazdık ölümden
dünden geride kalan artıklara bakınca
ayaklı balıklarım çöp tenekesi yakınlarında

avlayan balıkçı kafasında ki kancayla
dolaşır tekerlekleri patlak bi karavan
güneş gözlü yarasa patika yolu açar
kapansız fareler korosu seslenir karadan

kaplumbağaların kabuğundan
anlayamıyorum
yaşlarını
ve
balıkların pullarından
sezemiyorum
zamanı

siyah çizgiyle belirlenmiş gözkapakları
bi iki adım atsam yinede çaprazımdasın
olduğun yerde sabitsin midede hapların çınlasın
saate bakarsan anlarsın soğuk telaşımı

dalgalı siyah teknenin maviye gösterdği itaat
zeus kadar heybetliyse kıyafetsizdir hera
uzun parmaklarla bi sigara yak arkasından
serenat yapardım yalnızbaşına kalsaydı opera

bir ara
denk
gel
istediğin yere gidebilirsin
bu harita senin
siiyaha ulaşamıyor kablosuz graham bell
ve beynimin içinde
gezegensiz
bi trampet

14 Nisan 2011 Perşembe

Diğer İnsanların Arasında

sol tarafta kuyruk sallayan balık
artık nedense
dikkatimi çekmiyor
bu kötü bir şey
biraz ara veriyorum her şeye
daha iyi yürürken
kırkikindi yağmurlarıyla
kaçışır solucanlarım
hiç birinin birbirinden haberi yok
üstelik

İsimsiz Bir Metal

kim kimin hayatında ne için var
biliyorum ama
bilmezlikten geldiğim çok an vardır bu konuda

bugünlerde
yaşına geç kaldığım için
hayranlık duyduğum birisi var

saçlarındaki uzunluklan
ölçebilirsiniz
okyanusların kıyı şeridini

rampada kahvaltı yapıyorum
hayli doymuş bir kediyle

13 Nisan 2011 Çarşamba

Jelatin Giysili Kadın (14 Nisan'a Sevgilerle)

konuşmadan
anlaşabildiğim
içimden geçeni
kendisinin seslendirebildiği
bir soyutluk

düşündüğümde
bir giysisi olmalı
yaşadıklarından
sonra
yaşamasını sağlayacak

sadece
bugün
doğmuştu
birisi

tanrının elinden tuttuğu
tanrının eşi

12 Nisan 2011 Salı

Koyu Sandalye

çok şeyi anlatmak istedi
kör bir adama
kolsuz pandomim yapan kadın
göremediğimiz bir radıo kaldı geriye
çığlık atan
kırık camların arasından
yürüyüp gidiyor
bir örümcek

11 Nisan 2011 Pazartesi

Bütün Hafıza

ip atlamasını öğrettiğim
birisi var damarlarımda turlayan
bir başkası olmadığı zamanlarda
çoğu zaman ağaca bağlıyoruz ipi
hızlı öğrendi sayılır

ki dün gece karşıma geçip
atlatacağımız bir şeyleri bekledi

tesadüfen ordan geçen
dün geceyi çabuk atlattık

10 Nisan 2011 Pazar

cholis - visekri





gökyüzüne işlenmiş umut raylarıdır bunlar
burdan melek kostümlü sinekler de geçer
ama daha çok
bekleme salonudur kuşlar için
tek gelmezler hiç
ve
söyleyemedikleri şeyler duyulur burda
cholis'in umursamazlığı
işlemiştir visekri'nin kararlılığına

ve hisseder ayaklarınıdaki sıcaklığı kalkıp gider cholis
visekri ile birlikte tüm her şeyi
ezip geçer
lokomotif

9 Nisan 2011 Cumartesi

Cumartesi

tipide yürüyorum yatağımda
soğuğa uzanıyorum
ve uyanmış sayılmam

7 Nisan 2011 Perşembe

6 saat önceden

kıçınızın üzerinde yaylanarak
gökyüzüne ulaşabilirsiniz elbette
fakat bu sıçmanıza neden olacaktır
egonuza yenik düşürdüğünüz beyin kim bilir
sizin dışkıladığınız şeye düşmemek için
kıçınızın içinde kendisine yer bulmuştur çoktan

Bir Oyuncak Sepeti

kimse tarafından tanınmaması
ve onu
ilk defa görmeleri (benim gibi)
olayın dramatik yönü elbette
ama üstüme alınmıyorum
ne kadar o'na benzese de

6 Nisan 2011 Çarşamba

normal insanlar caddesi

sirkülasyon binasının içinde
kozmos boşluğunun
karşı komşusuyduk bir zamanlar

orda kutsal toprak sahipleri
bayraklılar
oyun hamurundan yapılan tanrılar
bugüne kadar işe yaramamış ideolojiler
yanmayan kibritler
kendilerinden habersiz kullanılan robotlar
soyut şeyleri çalan daireler yaşıyordu

ve biz ordan soyulmadan
taşınmayı başardık

2 Nisan 2011 Cumartesi

Döngü

tozun içinde
beyin virajlarından dönen
tek gözlü ahtapotun kollarında bir lunaparktayız
ellerimizde kapı kollarından şekerler
içimizde yakalandığının farkında olmayan bir balığın mutluluğu var

Yok'a

şu saçmalıkları
kitap içinde saklamışsın
ve uygulamışlar
iyi bir insan olmak için
cennet için

sahtecilik ve rol konusunda uzman yaratıklar
ritüel olmasaydı , sen olmazdın
biz yapmadıkça , sen hiç bir şey yapamayacak kadar acizsin
adalet yok
sen kadar

portakal kabuklarıyla
gözünü kör ediyorum
olmasanda
sen tarafından yazıldığı söylenen kitapta yazıyor
'tövbe et'

ama benim
canımı sıkar cennet ve
zaten iyi bir insanım
ihtiyacım yok sana

ihtiyacım yok
benimle eş değer birinin yazdığına