31 Temmuz 2012 Salı

102

bu da dünün şekeri
sadığım tekrar tekrar
mat göz kapağının katlanabilen pullarında sızıp mora çalmak

lekemi hala saklıyorum
kulplar kırsın büyücü
açık sözlü halka sahiplerine duyduğum sempatiye
vedamı edince

kızgın teselli yürürken
başka yolun haritasını uzatır avcundan
marifet gri giyiyor
paspallığın tümüyle bütüne gitme ihtimaliyse güzel

arabalı sofistim
öğrettiğin fazlaca eski
ses tonunda
kostümlü bir adalete

pisuarda düşündüm de
sikmişim noktasında Z yi

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Komedi Dans Üçlüsü

yerim
varsayılmış bir T noktası
buraya Z noktasından bakıyorum
ama T noktasının sınırlarıyla yaratılmış bir Z noktası bu
zirve her zaman değişkenliğini gösterir
onu soyacağım günü bekliyorum

gelişimler , eksiklikler ve fazlalıklar
bulunduğun sehpanın ayaklarındaki güven
kitaplar , kültürler , dinler ve ağaç kabukları
müzik kültü arka fondaki rol sadece
kuklayı kim sahiplendi ?

şu şeyi bünyemde karıştırmadıkça
yazı fazlaca sahte kalıyor
bir hayatın içinde bir hayatsan bunu erteletiyorlar
ki süreçte taslak olarak kaldılar
ama yine de yazıyorsun
yayınını kabullenemeyecek kadar sahte olduğunda
onlara
taslaklar dolusu şehir gürültüsü
ismini verip sıyrılıyorsun
bu onlar için bir özür
bunun özeti bir başlık , bir şarkı

kadınım eteğini sıyırıp
birinin kucağında yuvarlanıyor olabilir
bunun benim kucağım olmasından korkuyorum

hava serin
ardında yağmur
aklımda 2 gün uyumayacağım var

24 Temmuz 2012 Salı

İnanç

haritadan
beni takip eden
ince çizgiler çekiyorum
bu yolculuğun ana konusundan
daha uzakta bir tutum sergiledim
oysa bu valizin son fermuar sesinde başka biriydim
ama aynı hataları yapmakla görevlendiriliriz ?
toprak dolusu sürüngen sonsuzluğu &
ve kutsallık henüz kurulmamış bir bedende şehir
yine de hissetmediğimde
kendimden kopuk yanlış numaralar verdim

ufak bir gülümseme var şimdi
bir zamanlar iki balığı kesip kafalarından yaptığım kolyeyi
sahibine ulaştıracağım

20 Temmuz 2012 Cuma

Taslaklar Dolusu Şehir Gürültüsü





kalpten soyulmuş tenimde çal
son bir tolerans bugün hiç bi kayba uğramaz
güneşe çöktüm gölgendeyim bak
çukuruna düşüp seni görmemek de var

güneş battıysa dolunayda tedirginim
bu yüzden belirsizdi ağaçlar

kadraja yakalanmadı
rüzgarın efendisi olduğu tüy den anladım
bıraktığım yerde kulaçlanır tanrı
bazen onu bi kaşık suda surat asmak sandım

bu güneşte söndüm gölgendeyim say
şimdi çukuruna düşüp seni görmemek de var
sesin sondu , numaralanmış bir radyoda
kutuplarında dondu tekrarlarken hatalar

bu da senin gürültün
kürekler kırık kıyıda yanılmaksa özgürlüğün sözü
sabah sabahtan kalma turkuaz ödül
uyku bugün kahvenin içine gömülür

yine de saklanma
yaklaştıkça çabam
en güzel yanlışıma adım atar fakat
sabahtan kalma turkuaz
sahteliğinin bamtelinde ya ölür ahtapotlar

nereye kayboldun , beklemekle zaman konuşur
okyanusların sağır olsun nöbetçi bir çığlık oldum
tutumlar vazgeçildikçe yanarken
gurablista-m kış günü bir karnaval

keskinlikte sarar soğuk bedenle konuşmak
artık canlısın çerçeveye alışma