eksisiyle artısıyla
ihtimaliyle
varlığıyla hiçliğiyle
rengiyle sesiyle
kurnazlığıyla metoduyla
kahvaltısıyla atıştırmasıyla
güneşiyle yıldızıyla
gazetesiyle dergisiyle
kahvesiyle alkolüyle
kıyafetiyle çıplaklığıyla
tesadüfüyle kararlılığıyla
kapanıyla akvaryumuyla
tahminiyle
bugün herhangi bir gün değil
29 Kasım 2013 Cuma
taslak tam kapatıldığında , bir bulanıklık oluşur ki
tanımsızın varlığıdır deriz tekrar tekrar
ve misinanın kopuşuyla öyle bir karar alınır ki
karaya sıçrasa suya itilir
kelimede çarpılsa
benim değil deriz
çoğunlukla mantık yaptırımıdır bunlar
ama ben bulanıklıkta varoluşu simgeleyen balığın karşısında beynimden beslenemem
ki akvaryuma salınışındaki kıvırtışı bütün solucanlardan daha ustaca
ama his beni burdayım diye çağırıyor
tanımsızın varlığıdır deriz tekrar tekrar
ve misinanın kopuşuyla öyle bir karar alınır ki
karaya sıçrasa suya itilir
kelimede çarpılsa
benim değil deriz
çoğunlukla mantık yaptırımıdır bunlar
ama ben bulanıklıkta varoluşu simgeleyen balığın karşısında beynimden beslenemem
ki akvaryuma salınışındaki kıvırtışı bütün solucanlardan daha ustaca
ama his beni burdayım diye çağırıyor
22 Kasım 2013 Cuma
kahve içmeme ritüelini bozma girişimi için
gündelik mayalanmış keyifsizlik ve rol
asla yakın dost olamazlar
küpelenmiş onca öğütün aksine
anlık kararlar damaklara çarptığında
dişte kanlanıp
aynı anda dilde çevrilince
bırakılır akabinde dudağa
ya da son olarak ses tellerinden destek alıp atmosfere karıştırılır
ama dudağa ilk gelen harf kafilesi daha sahicidir atmosferin tattığından
zorunluluk , dayatılanların ilk kızı varsayımından
isteksiz yapılmış her iş bu kızın dede korkut'tan çıkmış beşik kertmesi oluyor
bu bahsedilenler atmosferde hissedilen
bunlar dayatılanların kazanma anatomisi
hepsi farkedilesiye kadar hoşnutluk sansürüyle zorunluluğu saklayacak
önce atmosfer benimsenilecek
daha sonra dudak
ve nedense hep ses telleri şaşkın
diğeri ise dudağa ilk gelen harf kafilesi
o devrik ya da oluşmamış olsa bile
sahiciliği bakımından onu bir üstte tutuyor
onun bir diğer adı ise -ilk karar-
şu dudağa gelen ilk harf kafilesi
bilincin dudağa akması
ilk karar bilinçten geçen fener alayı tadında
işin aslı dudağa gelen kafileyi hiç değiştirmeden atmosfere salmak
atmosferin yüzünü ekşitmek
ya da limonlar dilimlemek yüzünde
kahve içmeme ritüelime son verdiğim gün bugün
bunun içinde birkaç olasılığın kalktığı karar da var
ama dudağa gelen ilk harf kafilesini değiştirmeden atmosfere sunduğum için
sahiciliğini kaybettirmiyorum
bunu yaparken atmosferin yüzünü ekşi görmek hoşuma gidiyor
güzel bir kare
ama atmosferle baş edilemez
sanki atmosfer şuan bu kahvenin içinde
atmosfere karıştırdığım ilk harf kafilesini geri tıkıyor aynı yoldan
dudağımdan dilime yuvarlanıp
dişlerimde bir takla attıktan sonra
yanlış adres mektupları gibi ses tellerimin ellerine bırakıyor sahiciliğimi
yüzüm ekşiyor , atmosferin yüzünde
yine de güldürmediğim için yüzünü
eşit çıkıyoruz bu rekabetten
dilim eski haline geldiğinde hatırlatın
yine de bir şeylerden keyif alınabilir diyeceğim
mesela bana bir tünel kazdırın
gündelik mayalanmış keyifsizlik ve rol
asla yakın dost olamazlar
küpelenmiş onca öğütün aksine
anlık kararlar damaklara çarptığında
dişte kanlanıp
aynı anda dilde çevrilince
bırakılır akabinde dudağa
ya da son olarak ses tellerinden destek alıp atmosfere karıştırılır
ama dudağa ilk gelen harf kafilesi daha sahicidir atmosferin tattığından
zorunluluk , dayatılanların ilk kızı varsayımından
isteksiz yapılmış her iş bu kızın dede korkut'tan çıkmış beşik kertmesi oluyor
bu bahsedilenler atmosferde hissedilen
bunlar dayatılanların kazanma anatomisi
hepsi farkedilesiye kadar hoşnutluk sansürüyle zorunluluğu saklayacak
önce atmosfer benimsenilecek
daha sonra dudak
ve nedense hep ses telleri şaşkın
diğeri ise dudağa ilk gelen harf kafilesi
o devrik ya da oluşmamış olsa bile
sahiciliği bakımından onu bir üstte tutuyor
onun bir diğer adı ise -ilk karar-
şu dudağa gelen ilk harf kafilesi
bilincin dudağa akması
ilk karar bilinçten geçen fener alayı tadında
işin aslı dudağa gelen kafileyi hiç değiştirmeden atmosfere salmak
atmosferin yüzünü ekşitmek
ya da limonlar dilimlemek yüzünde
kahve içmeme ritüelime son verdiğim gün bugün
bunun içinde birkaç olasılığın kalktığı karar da var
ama dudağa gelen ilk harf kafilesini değiştirmeden atmosfere sunduğum için
sahiciliğini kaybettirmiyorum
bunu yaparken atmosferin yüzünü ekşi görmek hoşuma gidiyor
güzel bir kare
ama atmosferle baş edilemez
sanki atmosfer şuan bu kahvenin içinde
atmosfere karıştırdığım ilk harf kafilesini geri tıkıyor aynı yoldan
dudağımdan dilime yuvarlanıp
dişlerimde bir takla attıktan sonra
yanlış adres mektupları gibi ses tellerimin ellerine bırakıyor sahiciliğimi
yüzüm ekşiyor , atmosferin yüzünde
yine de güldürmediğim için yüzünü
eşit çıkıyoruz bu rekabetten
dilim eski haline geldiğinde hatırlatın
yine de bir şeylerden keyif alınabilir diyeceğim
mesela bana bir tünel kazdırın
20 Kasım 2013 Çarşamba
son düğme kadar iştahlıyken boynuma teğet
ve bu darlıkta
diline tatlı gelir gezegen
kitaplarda çürümüş mekan tasvirleri geçen kıştan boş
bu sırada gelecek yazdan kiralanmış bir karakter bulup beynimi meyveliğine atıyor
şart ihtimaliyle bir keskinlik bulup soymuyor üstelik
bu çıkmazın yanında
ruhundan tekamülünü çalanlar
yakalığından selamlanmalı
ve bu darlıkta
diline tatlı gelir gezegen
kitaplarda çürümüş mekan tasvirleri geçen kıştan boş
bu sırada gelecek yazdan kiralanmış bir karakter bulup beynimi meyveliğine atıyor
şart ihtimaliyle bir keskinlik bulup soymuyor üstelik
bu çıkmazın yanında
ruhundan tekamülünü çalanlar
yakalığından selamlanmalı
18 Kasım 2013 Pazartesi
17 Kasım 2013 Pazar
15 Kasım 2013 Cuma
14 Kasım 2013 Perşembe
iki meteor üzerinize doğru geldiğinde
bilincin yarısı karşı konulmaz olaya bakmaya can atıyor
diğer yarısı ise zamansızlığı ve hızından dolayı ikiye bölünüp kendi içinde savaşıyor
bütün gün havada balık kokusu duyduğum dakikalardan
o dakikaların içinde bir şey bıraktım
tam tahmin ettiğim gibi
doğru , soyulmuş , odak , kusursuz , yarı yanlış ve özgür
bilincin yarısı karşı konulmaz olaya bakmaya can atıyor
diğer yarısı ise zamansızlığı ve hızından dolayı ikiye bölünüp kendi içinde savaşıyor
bütün gün havada balık kokusu duyduğum dakikalardan
o dakikaların içinde bir şey bıraktım
tam tahmin ettiğim gibi
doğru , soyulmuş , odak , kusursuz , yarı yanlış ve özgür
13 Kasım 2013 Çarşamba
12 Kasım 2013 Salı
10 Kasım 2013 Pazar
8 Kasım 2013 Cuma
5 Kasım 2013 Salı
birgün
onu
harflere dokunduğunda bile
sesler çıkartabileceği konusunda uyarmak istemiştim
bir melodiye ulaşma telaşından olacak ki
anlatmak istediğimi terasında koltuğa uzandırdı
ve terasında koltukları , gökyüzünün varoluşçulardan hiç çekinmediğini söyler gibi şimdi
aslında her harf bir sesti
ama uyumlu olduklarında sadece
diğer seçenekte uyumsuzluğu bir gürültü yaratıyor
bu onun katakombu
pasternak'ın metalinde kazılmış
ben bir koltuğun yataklığında gürültüden çalışını dinliyorum
onu
harflere dokunduğunda bile
sesler çıkartabileceği konusunda uyarmak istemiştim
bir melodiye ulaşma telaşından olacak ki
anlatmak istediğimi terasında koltuğa uzandırdı
ve terasında koltukları , gökyüzünün varoluşçulardan hiç çekinmediğini söyler gibi şimdi
aslında her harf bir sesti
ama uyumlu olduklarında sadece
diğer seçenekte uyumsuzluğu bir gürültü yaratıyor
bu onun katakombu
pasternak'ın metalinde kazılmış
ben bir koltuğun yataklığında gürültüden çalışını dinliyorum
4 Kasım 2013 Pazartesi
3 Kasım 2013 Pazar
iradenin sırt bölgesinde mağlup olmuş o hissi
değerlendirmek üzere bir başka çağın sorunuymuş gibi düşünülür hep
alnından ve kanından kalkmayan bir dürtüyle uzlaşmaya çalışıldığında
tepki aynı yoldan olmayabilir çoğu zaman
laçka bir sakarlık eklenebilir sinirlerine
ve tanışmaya da lüzum kalmaz
şehir anlaşılmaya kalktığında bacaklarından akar dölü
yarın kim doğacak diye soranların cevabıdır bu
bu çok gerilerden bir ses
bilincimin gerilerinden hafızama da sulanan biri sesleniyor
-maça minder
burnumda seyyar köfteci kokusu
gözlerimde telaş ve panik
bu kadar geriye gitmiş olamayız seslenişine
gülen bu müzik , dudak kıvrımında -bana güven- yazısıyla kabarmış
değerlendirmek üzere bir başka çağın sorunuymuş gibi düşünülür hep
alnından ve kanından kalkmayan bir dürtüyle uzlaşmaya çalışıldığında
tepki aynı yoldan olmayabilir çoğu zaman
laçka bir sakarlık eklenebilir sinirlerine
ve tanışmaya da lüzum kalmaz
şehir anlaşılmaya kalktığında bacaklarından akar dölü
yarın kim doğacak diye soranların cevabıdır bu
bu çok gerilerden bir ses
bilincimin gerilerinden hafızama da sulanan biri sesleniyor
-maça minder
burnumda seyyar köfteci kokusu
gözlerimde telaş ve panik
bu kadar geriye gitmiş olamayız seslenişine
gülen bu müzik , dudak kıvrımında -bana güven- yazısıyla kabarmış
2 Kasım 2013 Cumartesi
1 Kasım 2013 Cuma
düşüşler de güzel , paraşütsüz intihar
uzun burunlu zeminde keyiflenen bol yalan
yatıştırılan bir krizden haplar çalar oyuncak
ve yağmuru damlalarıyla yarıştıran bir ihtiyar
yarı çıplak bu mevsimler , gecesinde uyuklanan
gölgesini gördüğünde güneşe adımlar at
kurgulanan şehir ve müzik çalan kitaplar
bir taburelik yerim olsa atlanmazdı bu sayfa
katlanmazdı hiç bi saat bu meridyende soğuk kal
kozmosun kucağında boğulan solungaçlı olmasa
boğazımda boğumlanan yakamozun kollarında
bozuluyor manzaram göz bebeğimde daralarak
sert zemin içimde paradoksunun evreni
kullanılan bi kaç hapta en değerliler devrilir
erir belki kara dokunan devriminde ellerin
bahaneler biriktiriyor ve değiştiriyorum denklemi
yol sol tarafına döküyor çakılları
yarım tarifli bir şehirdir
tanrı
son sigarama kadar
evren onun atomunda parçalandı çünkü
kahve tanrıya bakarak içilirmiş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)