30 Mart 2012 Cuma

Korkuluğun Arkasına

uykusuzluğu güzel bir nedene bağlayamadan
onca yanlışlığın içinde eğlenip
şu ankesörlü telefona benzettiğim insanlıkla
sıcak su ve somutluğu
buharında ruhlaştıran
bir pişmanlığın
hüznü

yanak çökerten
bir ihtiyaç
son ses kaydının merakı gibi
ama
çemberde ilerleyen sivrilik
değerlerini ve önemlerini
çeker iğnenin ucundan

sıradakiler için temiz kan
yağmur yağsın uyandığımda

23 Mart 2012 Cuma

Karga





bir pazar sabahı
ne doğan var ne ölen
hafif sisli göletler , rüzgarlaşıyor güneşte
çıkıp dolaşmak isteyen bu dolaptaki gürültü
bütün mevsim bayat , sen ondan da mı çürüksün ?

ayakkabılar raflarından kalktığında
ve sokakta tanrı olur benim hiç bir duam olmadığından
öylece dans etmekte dün , ortalıkta yokken gül
devrik evlerinin çatıları bile bugün pürüzsüz

hafiftir esinti beynin konuştukça , dilin kurur
çünkü yarattığın kadının senaryosu bilim kurgu
kuduz bir karga geçer tepemden ve tek zincirli salıncak
ağzı masumiyet köpürürken kanatlarından öpülmüş

ve ben selamlaştım gülerek geçen bir kediyle
20 adım attığımda , yerde tüylü bozuk ses
geç kalmıştım ve dargınlığının sesiyle - dedi ki -
az önceki yükseklikteki kargayım ben
-
bir pazar akşamı
ne karga var ne gülen surat
pencereye yakın olan yansımanın içinde ay
ve uyumak isteyip uyuyamayan beynimdeki danslarında
bütün bileklerin kırık , zarifliğinde öldü şans

fayansa hiç düşmeyen sesimi
sadece bilincimden sızan damlalarla
basamaklarına basıyorum seni hiç uyandırmadan
yakına gelip uzaktan bakmaksa bu
yargılarım var benim bildiklerimden göç alan

bir şarkının yanağından
gölgesine uzanmakta
sokağımdaki fren sesi müziğime ıslık katar
günü özetleyen duvardaki gölgelerse
bitişiğine anlam satıp , çamur karan şarlatan

duran müziğime doğruldum tek bir sigara için
pencerenden çıkardığım gövdem , yıldızlara traşlanır
yolda gözü parlayan , ayın dedektifliğine delil
yola yapışmış bedenine rağmen gülüyordu yine kedi

16 Mart 2012 Cuma

DAS





bu gece sakinliğim
şişede köpüren kısımda saklı

kızgın taşlar yuvarladım bilincime
hiçbir adım atılmıyor

14 Mart 2012 Çarşamba

Vidalita

bilinmemesi gereken
bilinci açık davranışların kanında yürüyen tanrılara
ipler uzatıp , kip-ler ver

ki düşünmeliler
senin pişmanlığın
benim aklımdan çıkmayan kuklalara ilave

kinaye kokuyor bu toprak
diri misin hala ?
unuttuğun sözün vardı kristallerin içinde
yoksa uzaklaşan gölgeye mi sıçrayışın

12 Mart 2012 Pazartesi

Geç Kaldınız : Hepsini

aynı anda aynada yansımalar
daha sonrasında saklanan
ve aşamalı süreçler

tenler , zigzaklar , pazartesiler , alkoller ve masa

neyseki farkındalığın zirvesinde
krizin en aptal nedenine
tanrının kahkahasından küfürler atabiliyorum

kafa atmak ruha bu
ve derinlikte ucuzlaştığını görmek
soyutlukta yaratılanı yumruklamak

böylelikle değer yargısı bir terim olarak kalır salda


artık

orda bat ..
orda boğul
orda kok ..
ordan çıkma

11 Mart 2012 Pazar

Yağmur

beynime merdivensiz tırmanan kıyafet ıslak
tırnaklarına geçirdiği bedeniyle tanışacağım birazdan

birkaç adımda
düğmeleri tenime zımba
ve notlar doldurulmuş bir raf

donuk hepsi
istesem de
pencerem tam kapanmıyor

göz bebeklerime saplanmış bir çiviye
asılmıştı dünya

rüzgar dilimler
uzanmış masumiyetleri
ve
tekerleğinde döner
cinayet için yeni isimlerle imza atan iç güdüsel orospular

hep
katı sağır
bağırır zaman

kurular daha

10 Mart 2012 Cumartesi

Kanepe

bir hafta öncesinden
seçilen mızıkacının kanında
alev çıkaran
soytarı

sirk bir festivalde kaybolmuş
ve piramit gövdesinin
basamağında
gökyüzünün köpeği
salyalar bırakır
kovanına

ulaşılmış haritalar ve amaçlar geliyor
gözlerimi kapağına öptürdüğümde

bahşişi bol

ne olur macerasının
lastik patlakları

dirsek , dualarını siklemezdi
ki öyle de uzanırdı bahşişinde

8 Mart 2012 Perşembe

Deklanşöründe Çakmak Çalar

bal mumundan vesikalık ve
sesi kalın bir rötar

savaş yeşili hırka modası var hala burda
devrimci kıkırdak
saç dökümü graniti andıran

kullanılmaz durumda
ve bir kağıdın arkası hep dolduruldu

molozlar dolusu
manzara
eşantiyonlarından hiç haz alınmamış

dere yatağında leşlerin toplandığı
ve denize dökülmeyen
bant

5 Mart 2012 Pazartesi

Tyrannosaur

ego kurbanı
bir gezegenden çıkma
ses kaydını
açıp
dinlerim bazen

ince örtülür dudaklarıma
sokak

uyumam gerekli olduğumu bildiğim halde
bir kahve yapıp
tekrar ettiririm

bana hep paralel evrende
tanrının sesini anımsatır

3 Mart 2012 Cumartesi

Dediğimiz Gibi

gölgeden gerçeğe doğru bir kediyi sıçratmakta cüceler

araba mezarlığına karşı
kulaklıklı bir jartiyere
eşlik etmek

pantolonlar değişse de
kıç ceplerindeki
o kağıt değişmiyor

çağın kutup noktasında uyuyan balıktan arındırılmış bir soğukta
köleci dansını yapıp
ayak topuğunda canavarlaşan bir yüzün dişleriyle
tüm özgür karıncalarıma çiğniyor

rengim al dercesine
otururken yanıma
yüzümü terse çeviriyorum ondan

nefes çektikten sonra
üç parmağına sürtüyor sigarayı

ben
başı yere yapışmış ve tek ayağıyla
maviyi tutmaya çalışan
karıncama bakarken

şu araba benimdi diyip
gülüyor