.
çıplaklığın sırtı dönük telaşıyla
zihnimde tablolaşmış misafirin dudağına bıraktığım hikaye
çıplaklığın sırtı dönük telaşıyla
zihnimde tablolaşmış misafirin dudağına bıraktığım hikaye
vilayetlerimde zigzaglar çizerek tekrardan dolaşmaya başladığında
evrenin taraflı yağmuruna tutuldum
.
beynimde çalan glasharmonika sürekli olmam gereken yeri fısıldıyordu
ne ki kulak asmıyordum artık her söylediğine
evrenin taraflı yağmuruna tutuldum
.
beynimde çalan glasharmonika sürekli olmam gereken yeri fısıldıyordu
ne ki kulak asmıyordum artık her söylediğine
.
sadece söyleneceklere ve söyleyeceklerime
ölçülü bir kelime düşündüm
.
neptünün çizgi mavisi hizasınca
dürbünün mırıldandığı şarkı
boynumda dolaşan bir ele dönüşüp
beni boğmaya kalktı
.
ama tekneleri özgür bırakalı çok oldu kıyılardan
her yazdan biraz daha yaz mevsimde
.
ipleri çözüyordum
ipleri çözüyordum
kilitleri açıyordum
.
tüm yaşam için bir nüshalık da olsa
.açılıyor umdum karadan tin mil öteye
.
izmaritlerden yaptığım uydular
beni çiçeklerimi kurutmaya yöneltse de
.
izmaritlerden yaptığım uydular
beni çiçeklerimi kurutmaya yöneltse de
taraflıydı yağmur
.
ve biliyordum ki o ritüelli tekrarlar tanrılarına kavuşamadılar
.
ölçülü kelime beni bulduğunda
kuzgun söktü boynundaki zamanı
artık kapatılmıyorsa bu zarfın ağzı
varsın orada kalsın tüm hissiyatım
.artık kapatılmıyorsa bu zarfın ağzı
varsın orada kalsın tüm hissiyatım
.