27 Şubat 2011 Pazar

Bitti Yol Ve Yanımda Hiç Parke Kalmadı

balığımı saldım bugün büyük okyanusa
hüzünle , kaybedişle , başarısızlıkla , yetersizlikle
ve bir gün
birileri herhangi bir şeyle balığımı hatırlatacaktır
ve ben gülümserim
hüzünle , kaybettiğimle , başarısızlığımla , yetersizliğimle
çıkartıyorum akvaryumdan onu
yazıyla , kelimelerle , bir boka yaramayan düşüncelerle
ruhsuz , canı yanmadan
göremeyeceğim kadar hızlı
deniz kadar küstah
avcumda parlıyor gözleri
mutlulukla , gereksiz bir kurbanlıkla ,bahanelerinin başarısıyla
ay arkamda gülüşüyor kerpetenle
salıyorum suya onu
hiç girmemiş gibi akvaryuma , ona sahip olamadığımla
bir an olsa da bakıyorum arkasından
okyanusun yokluğuyla , kılçığının boğazımda batışıyla
aya ve kerpetene katılıyor rüzgar
kelebekten bir gülüşle , kokusundan bir esintiyle
geriye dönüp koşuyorum
kaçamamak korkusuyla , başaracağımın kararıyla
ve balığımı hatırlatacaklardan
bazılarıydı ay , kerpeten , rüzgar
onun bahanelerini söylüyorm
bağırarak kaçıyorum , çığlıklarımla unutuyorum
yeni kurbanım için bir papatya kopartıyorum
okyanustan

Yolculuktan

pedallerimle
donegal'i geçiyorum
dinamomda tekerleğin yanık kokusu

hissediyorum ; gözlerini yumuyor seledeki küçük kızım

26 Şubat 2011 Cumartesi

Bir Yere Dair

gelirleri yüksek
kültürleri de aynı orantıda yükselmiş
fakat kültür değişimine ve gelişimine yardımcı olan
beyin değil ; kağıt
daralırsınız kalabalıktan
uzakta kendi devrimini tamamlamış bir kasabada
tabiatı duyacak şekilde yaşamak istersiniz
ben sevmedim .

23 Şubat 2011 Çarşamba

Mart ve Ekinoks

her şey yeniden başlayacak
ve bisikletin zincirlerini yağlarken
ellerim kirlenecek
annem seslenemeyecek kadar .

21 Şubat 2011 Pazartesi

Afallamak

kemiği çıkan yastığım ve onun dişlerinin arasında sıkıştırdığı ıslığı
gıcırtısında boşluk , boşluğun gıcırtısısın
o gecenin kız çocuklarından çaldığın çığlığın
boğazımda bir okyanusu , gelecek için pazarladın
levhalara sitemdir , titredikçe titresin , devrilsin heryer
kirin parmaklarında , tanrının tırnak çatlaklarına sıkıştım
bakıştı duvar duvarla ,
ruh halim bedenindeki alçıya tuaf bir alkıştır
söyleyeceğim nedir ?
söylediklerime belirsiz

intiharı düşünmüyor değilim

18 Şubat 2011 Cuma

Size Adanmış Bir Kelime

olayın hangi boyutuna taptığımızla sınanıyoruz bazen
sadece bizim yargılandığımız bu konuda
tuaftır bir başkası sıkıntı çekmiyor
hangi olaya taptığının önemi yokmuş gibi,
bu çelişkinin sonunda sadece başarılı bir belkici olmak mümkün .

17 Şubat 2011 Perşembe

Sarandı

uyku bazı şeyleri kaybetmenizde
yardımcı olan
bir bahane gibi gözüktüğünde
bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz

olabildiğince bir kadını (yanınızda değilken)
somutlaştırabilirim
veremeyeceği tepkiler sonucunda onu güçlü ve vazgeçilmez bir puta çevirebilirim
çünkü sırf bu yüzden inancı kuvvetli bir putperest olunabilir .

ama tanrıyı balık yaparken solucanları unutmam

16 Şubat 2011 Çarşamba

Bilinmezlikten

bir filmden kesitler çalacak kadar sahtedir senaryosu
ve bir şarkının sözlerine düşecek kadar yaratıcılığı vardır
tanrının fotoğraflarını çevresindekiler çeker
yine de kazanan olur
çünkü çerçevesi güzelse
bakılmaz tabloya
ama bildiğim şu ki
kırılmadan kaset
bantlar eskir

15 Şubat 2011 Salı

Güneşin Ufuk Çizgisini Teğet Geçip Batmadığı Noktadan

soluksuzluğun gelinliğinde
bilinmeyen şeyler de olacaktır
bir kahvaltıda
gerçeğinle kırılacaktır
içinde gözümün dolandığı bardağın

14 Şubat 2011 Pazartesi

Raflardan

yola serçe tırnaklarından
kalıplar döktüler
ve benim
o fayansların arkalarına yazdığım
bir şeyler vardı

13 Şubat 2011 Pazar

Kürsüden

yabancılaşmış
farklı maskeler ait yüzünde
şimdi
ve bir gece uyuşuk halının üzerinde
ona ulaşacak adımlar atarsam
hata olacak
ama o yabancılaşmış , farklı biri , uzak değil , yok .

12 Şubat 2011 Cumartesi

Tanrı Karşınızda

bir zamanlar için söylüyorum
senden çekinip , sana yürümeyen
ayaklarım ki onlar cesurdur , ölümü gördüğünde arkasından koşarlar .

yine bir zamanlar için söylüyorum
bir buçuk senede sayısı 3 ü geçmeyen muhabbetlerde,
senin dizlerinin yanında yabancılık çeken dizlerim ,

şimdi bulunduğum zaman için söylüyorum
içinde kahve ve sigarayla kimi zaman da uyku haplarıyla seyahat da olan midem

hem bir zamanlar için hem de şuan için söylüyorum
güçlü ve tedirgin olmayan , hiç bir şey kazanmadığı için kaybetmekten korkmayan
gövdem

tekrar tekrar yine bir zamanlar için söylüyorum
saçların aynı ilgisizlikle dururken istem dışı yönünü veya namlusunu sana çeviren
bir tankı andıran boynum ,

daha bir kaç gün öncesi için söylüyorum
yine bir şey planlayıp veya düşünüp , avcumun içine giren çenem

bir kaç hafta önce bir pazartesi günü için söylüyorum
rüyamda hiç konuşmadık , hiç bu kadar da önemli ve özel olmamıştı dudağım

bir ay öncesi için söylüyorum
birisi hızla geçip ve rüzgarda ona doğru eserse ve o senin parfümünü kullanıyorsa
nefes almayı bırakıyor burnum

her an için söylüyorum
bir yerde sana benzeyen ve sen olan birini gördüğünde güzel bir hediye almış gibi sevinen
gözlerim

yine şu an için söylüyorum
sana yazmak için kullandığım parmaklarım
ve bütün bunları emreden senin himayendeki beynim

alabilirsin çekinmeden
bunlar bedenimden dilimler

Hepsinden

senden kalan iltihaplar
delik deşik edildi bir iğneyle
o dudağının dudağımdaki bütün sitemleri
bu gece alkolle temizlendi
kolyen yanaştı , yapıştı boynuma
acı karıştı kanıma ,
dağıtıldı odaya kokun
ödüllendirildi tüm tanrılar
senin durumunu merak ederken
kendime seslendirdim ucu açılmamış kalbimi
dediki o atmayan yumruk :
acı diyorum , içten içe , acı çekiyorsun yavaştan
sevmek veya aşk acizlikti
bunu yapmazdın sen
kitaplarınla
bir devrimi gerçekleştirebilirdin
kuşku duyduğun bir kadına
o acemi olduğun duyguyu beslemekte neyin nesi

gelip cevaplarsın diye bekledim bir süre
ortaya atılmış
bir laf olarak kaldı sorusu
yumruğun

her şey sendin burda
davranışlar ve eklemlerim sınırlı çalışıyorlar artık
ama öpemeyecektin artık
uzaktaydın ; kutsal kitapların içindeki tanrı gibi

aynanın karşısında
yansımam yok artık ve
kahvemi dökeceksin diye ödüm kopuyor


senden geriye kalan
iltihaplarımı
delik deşik ettim