peyderpey
29 Kasım 2016 Salı
28 Kasım 2016 Pazartesi
Prangaya Karşı Güdünün Yansıması
bugün sana
hiçbir şey ikram etmeden
kendini hatırlatacak
koltuğuna oturtayım
.
kendini hatırladığında bana bir sigara ikram edersin ..
.
..rahatla
ama bunun yanında gergin eylemler de istiyorum
.
önünde bir masa var
masada ahşap kutu
kutuda bir düzine delik var
ve kutunun içinde bir düzine ip
.
ipler senden renkli , çeşit çeşit
.
iplerin uçları sana doğru çıkık
görüyorsun !
şimdi birini seç , sadece birini
seçtiğin ipin diğer kalanını kendine doğru çektikçe göreceksin
seçtin ?
.
hızlı bir şekilde kendine doğru çek
ama unutma en hızlısı bile uzun zaman alır
.
ipin her çıkan kısmında
ayrı bir haz var
gördüğün ve yaşadığın mükemmel şeyler değil mi ?
.
ip artık senin
istediğin şekilde mola verebilirsin
keyifsiz , mutlu , hareketli , isteksiz , kaçmaya çabalayan şekilde de eylemini devam ettirebilirsin
ip senin
ama unutmaman gereken bir şey
ip de seni tutuyor
sanırım ip için de masada bir düzine insan var
.
ama güdüsel ipi yaşama isteğin bu bilgiyi erteliyor değil mi ?
.
öyleyse biraz daha kendine çek
şimdi de güdüye yenik düşüp
sona varmaktan korkuyorsun değil mi ?
.
gerçek sana çok yakın
durma , devam et !
.
her eyleminde sana yaşattığıyla beynine kazınıyor
güzel , çirkin
.
ama bir saniye
sona geliyorsun
.
farkettin !
.
haz , gürültüye dönüştü
ip ses çıkarıyor
ipin ucunu bırakıyorsun, haha ne akıllıca bir davranış !
.
ama güdü sinirlerinde uslanmaz bir savaşçı
güdün senden bağımsız sana ipi tutturuyor
artık ipi sen tutmuyorsun !
.
kendini buldukça koltuktan kalkmaya çabalıyorsun
ama ayakların da prangalı
yoksa pranga ipin güdüsü mü ?
.
bunu hissettiğinde kendini tekrar kaybediyorsun
.
ne ki ip henüz tam olarak kutuyu terketmedi
şanslısın
kaosun içinde umut senin tek yoldaşın
umut neyi kapsıyor ! bahsetmeni istiyorum
ipi kendine doğru çekişinin ilk anlarını mı ?
.
öyleyse bu aynı zamanda ipin sona geldiğini gösteriyor
ne acı
.
tamam rahatla ama çok az daha gergin eylem istiyorum
ipi tamamen kutudan çıkaracaksın
.
evet böyle
ip sana zarar vermeye başladı öyle değil mi ?
sanki keskin bir aletle elini kesiyor
rengi gözbebeğini uranüsleştiren bir ışığa sahip
ve beynine yerleştirdiği çıkmaz yol tabelası seni korkutuyor
daraltıyor , kendini kaybediyorsun
.
hadi !
bu senin kararın
.
devam et !
.
ve nihayet !!
.
şimdi sadece rahatlayabilirsin
harika bir iş çıkardın
.
neye benziyor ?
sönük değil mi , rengi bile tanımsız , her şey yalanlanmış gibi
.
şimdi ayak bileklerini yokla
bu senin hissettiğin ipin prangasından kurtuluşun
.
dur bir saniye ! nereye gidiyorsun ?
.
oturmalısın , henüz kendini hatırlama seansın bitmedi
.
peki dolaş ! savaşmayacağım
öyle ya ben bir ip değilim , prangam hiç olmadı
.
ne yapıyorsun !
ipin , elini kesen keskin aletlerinden mi yakınıyorsun
sanırım hiçbir şey anlamamışsın !
.
şimdi de uranüsü mü bombalamak istiyorsun !
lütfen öz'e dön
.
yapma
neden ağlıyorsun !
oysa tabela mukavvadan
.
lütfen otur şuraya
daha da çıkılmaz yapma
başka bir ip seç
ne oldu ?
korkuyor musun ..
.
tamam , kutuyu açıyorum
birbirine benzeyen bir enerji açığa çıkıyor değil mi ?
.
güzellikler ve çirkinlikler
seçimler ve dayatmalar
hepsi bir arada
.
bu görüntü
dürtülerin getirisi olan yakınmaları aşağılayarak
kendini hatırlamanı sağlayacak
.
bak !
.
hatanı özümse
hatanın getirdiklerini değil
.
öz'e in
en başa
kararına küfürler savurma
diğer ipleri de çıkarsan aynı getiriler ve götürülerle karşılacaktın
.
bu çıkmaz
sadece prangaya karşı güdünün
yansımasıdır
.
ne ipi tutan sensindir
ne de prangayı bileklerine geçiren kendidir
.
beni anlıyor musun ?
.
şimdi daha iyisin ,
.
kabukların güzel görünüyor
küçük gözbebeğinle tabelayı ateşlemiş , koltuğunda oturuyorsun
.
bana bir sigara ikram etmen dileğiyle
boş bir akvaryumu yemliyorum
27 Kasım 2016 Pazar
26 Kasım 2016 Cumartesi
25 Kasım 2016 Cuma
Yatık V & Ortasına Nokta
ayraç hafızalı beyinlerin kitaplarının önyüzüne sıçrattığı nar lekesini karalamakla uğraşan
epey kızgın bir meteor parçası
fırsattan istifade
yalpalayarak
sabahın kapısına doğru merdivenlerden suçlulukla ceplerini yoklayarak çıkan bir gece
sokakta duyulan
mühletlerin müddetlerle konuşması
uzlaşmadan uzak
tuzağında biriktirdiği çıkmazlara gönüllü olarak gelenleri kabul eden makinalar
çıplak ayaklarıyla hilesinin nabzını yokladığı izler peşinde olan gölgeler
yatık v
ortasına nokta
- ama bu uykudan kaçırılıp aynı zamanda rüyanda karnını gıdıklayan tepeleri aşamam
24 Kasım 2016 Perşembe
Fa
mühim sirkte
aklını çelen
öğütler kimden ?
buy me a bottle of wine and send it far on airmail express
I'll drink it all alone inside my home by the lake and this mess
and I, thank you, for not leavin' in the night,
and at least sayin' goodbye and lettin' me have my dignity right
and I know I'm just a little sad bastard makin' a mess
of this stupid little story that's dancin' in my head
but when I, wake inside my bed,
and you're gone
23 Kasım 2016 Çarşamba
20 Kasım 2016 Pazar
Seyrek Ağaçlar Arasında ( San Choov'a Sevgilerle )
san choov'un yüzü
krizlerine mahcup gözeneklerinde çırpınmakta olan
gerçekliği kırıştırır
ve çatık kaşlarının altında bile
mucizevi bir şekilde her zaman bir gülümseme bırakır
fakat ne yazık ki
bu kırışıklık ve gülümse
Dekadanslar tarafından hüznün asil donukluğuyla ondan habersiz bir biçimde
onun yüzüne makyajlanmıştır
.
O ,
.
yalın ikilemlerle
doğurduğu eğimde
seyrelmiş ağaçları için
devredilmiş bahçelerimden çiçekler getirmemi ister
.
dizlerine sardığı göbek bağlarıyla uyum sağlayamadığında
vaktimin bolluğundan yakınırım
.
bu yakınma aynı zamanda topladığım çiçekleri birbirine bağlayan bir iptir
.
O
bir süre sonra
ikilemlerinden arınmışçasına
sirenalar tarafından omuzlarda taşınmaya başlar
.
seyrek ağaçlarının arasında
bir kahramana dönüşmüşçesine
topladığım çiçekleri
dallara tek düğümle bağlar
.
bunu o kadar çok yaparız ki
ağaçlarının arasından geçerken artık birbirimize çarpacak raddeye geliriz
.
o an
temasın kaçınılmaz hipnozu kaşlarını çatar
çırpınmakta olan gerçeklikse gülümser
.
kulağımda
dekadansların sükuneti
ellerimde boya
.
.
R v L
gülümse yeterlidir
Dina, you took me by surprise
How was I supposed to know that our intentions would collide?
A wave of infidelity locked deep within your two-tracked mind
A wave of opportunity embargoed by your jealousy
Consummate de-facto temptress, stimulated tyranny
Simulated chivalry within hyper-reality
Dina, you merciless adulterine
Sanctioning austerity to split popular unity
Disorder and liberty, no sense or sensibility
Occupation therapy in a colony of dignity
A narrow strip of heartless rites and a multitude of human wrongs
A decisive day for a murderous kiss
A derisive way to end a song
Dina, my hands are all I have
Dina, no puedes volver atras
How was I supposed to know that our intentions would collide?
A wave of infidelity locked deep within your two-tracked mind
A wave of opportunity embargoed by your jealousy
Consummate de-facto temptress, stimulated tyranny
Simulated chivalry within hyper-reality
Dina, you merciless adulterine
Sanctioning austerity to split popular unity
Disorder and liberty, no sense or sensibility
Occupation therapy in a colony of dignity
A narrow strip of heartless rites and a multitude of human wrongs
A decisive day for a murderous kiss
A derisive way to end a song
Dina, my hands are all I have
Dina, no puedes volver atras
18 Kasım 2016 Cuma
Kalligram
natüralistler bırak kalligram kursun retinanın alengirli merceklerine
ben , metal sakrallara sürrealizmin gerçekliğini yamayacağım
önce
doymuş suratının asık katında aç çivilediğim faraziyi içeri al
teşekkürler , çok kalmaz
farazimin elinde aklı çelinmez bir lavinya var
fakat ne acı , bugün senin kadehlerinde hiç su yok
bu ses de ne ?
ben , metal sakrallara sürrealizmin gerçekliğini yamayacağım
önce
doymuş suratının asık katında aç çivilediğim faraziyi içeri al
teşekkürler , çok kalmaz
farazimin elinde aklı çelinmez bir lavinya var
fakat ne acı , bugün senin kadehlerinde hiç su yok
bu ses de ne ?
17 Kasım 2016 Perşembe
şşh .
dün gece
bütün argümanlarımın
ayaklanmalarına ,
beynimdeki çamurda düşe kalka ilerleyişlerine
ve
önlerine gelen her sinapsı tekmelemelerine şahit oldum
ne kaostu ama ! üstelik neptün dönüşü
zeplin . askıdayken
palavrayı doğrusu üzerinden sürükleyince
karayı parçalamak bile istedi
bir film açarak sakin kalmayı yeğledim
bana söyleyebilir misiniz ?
--
- filmimiz -
aloys ( 2016 )
benim repliğim
ilk sefer hep sancılı olur
ama unutulmazdır
en kolay yolu
alnını duvara bastırmaktır
sonra bizi hayal et
duvarın diğer tarafında buluştuğumuzu
misal duvardan ormana doğru
seslerimiz bir görsel yaratır
kelimelerimiz hareket ederek onları kurgular
hayal etmenin yanında duymak da en önemli şeydir
düşüncelerimiz arasındaki arayüzdür
teknik olarak konuşursak
yürürken telefonla konuşmaktır
-şarkımız-
16 Kasım 2016 Çarşamba
Kim ?
yüzüme saklanmış krizden
tenine açılan terekte
yüzün tarafından dağıtılmış akrilik bir iz
tenine açılan terekte
yüzün tarafından dağıtılmış akrilik bir iz
izin takibinde
diviti rahneye fırlatıldığı kadar haklı bir sav
geniş halka müşkülpesentleri arasında
kesinliği vidasından kurtaran zarar
heterotopyada kararı aşağılıyor
vakit buldukça
ara sıra beliren peltek keyifsizliğini susturmak için
dudaklarımın kenarlarına yerleştirilmiş piyanoya uzanan ellerinden
son notayı kapıp
nabzına doğru vivaldi'yi sürükleyişimi anımsıyorum
akabinde
havaküreye uykumu gelişigüzel asmışlığım geliyor aklıma
ödün patlıyordu yağmur yağacak diye
kahvem soğurken
neptünün sınır çizgisiyle vedalaşıyoruz
çünkü asla oradayken kelime toplamam
her şeyin suya döndüğünü hissediyorum
suya düşüyor gölgen
üstelik ıslanmamışsın henüz
üstelik ıslanmamışsın henüz
15 Kasım 2016 Salı
En
mat alışkanlığın zamazingosu
rengini bulmak için
devrini , hiç uğramadığı alışkanlıkları yoklamakla geçiriyor
ama sanırım şimdilik
özünde bir renginin olmadığı gerçeğine anımsayacak sakinlikte değil
o , kendini hatırlayacağı vakte kadar bu müziği çalabilir
ben , o vakte kadar renkleri benimseyeceğim
14 Kasım 2016 Pazartesi
Bu Gece Ay'dan Kimseye Söz Etme
-
yarısındayım gecenin sen de yarım kalma bak
topladığın taşlardan ölü doğdu topraklar
korkarsan , nöbetlerimi çıkar tozlarından
gecenin son kibritini aydınlat sigaramda
güneş vurunca perdene her şey yolunda mı
sen uyandığında ben görünmezliğin solundayım
bütün insanlığı öldürdükten sonra susup
ihtimal bir odada hapsolup soluklarız
doğrusunu çevirmem , anlattığım tek bir dil
boynunda ölen tanrıma sorsan bile bilir
kin ve biraz kırışıklık getirdim
ışıkları kapatınca yokluğun dile getir
bu gece ay'dan kimseye söz etme
saçlarında uzuyorum , yine de yetişemem
çünkü zor sana senden söz etmek
bu gece ay'dan kimseye söz etme
bir harita ver bana , bu gece yolun uzun
iyi dileklerinden sonra gelmemişti bana huzur
yalnız değilim , anlatarım buyur otur
konuşuyorum beynimin labirentinde seni bulup
bak bu olayın bu boyutuna da tapıyorum
uyandığında bana uyku sana hüzün dahil olur
ya da saçlarını bana dök , utangaçlığınla konuş
burası sahil yolu , kumsalına varamıyorum
rendelenmiş ütopyamın , baş karakteri sensen
hareket halinde olur bu evrende her şey
kireçlenmiş odanın duvarında yarım kaldın
tamamladım seni puzzle'na kuşku katıp
sen senaryonu oyna rol yapmana gerek yok
beklentilerim kayboldu , uzadı bu koridor
rüya tarafından süslenmiş bu uyku
seni getirdi , kapıyı açmayı zorluyor
topladığın taşlardan ölü doğdu topraklar
korkarsan , nöbetlerimi çıkar tozlarından
gecenin son kibritini aydınlat sigaramda
güneş vurunca perdene her şey yolunda mı
sen uyandığında ben görünmezliğin solundayım
bütün insanlığı öldürdükten sonra susup
ihtimal bir odada hapsolup soluklarız
doğrusunu çevirmem , anlattığım tek bir dil
boynunda ölen tanrıma sorsan bile bilir
kin ve biraz kırışıklık getirdim
ışıkları kapatınca yokluğun dile getir
bu gece ay'dan kimseye söz etme
saçlarında uzuyorum , yine de yetişemem
çünkü zor sana senden söz etmek
bu gece ay'dan kimseye söz etme
bir harita ver bana , bu gece yolun uzun
iyi dileklerinden sonra gelmemişti bana huzur
yalnız değilim , anlatarım buyur otur
konuşuyorum beynimin labirentinde seni bulup
bak bu olayın bu boyutuna da tapıyorum
uyandığında bana uyku sana hüzün dahil olur
ya da saçlarını bana dök , utangaçlığınla konuş
burası sahil yolu , kumsalına varamıyorum
rendelenmiş ütopyamın , baş karakteri sensen
hareket halinde olur bu evrende her şey
kireçlenmiş odanın duvarında yarım kaldın
tamamladım seni puzzle'na kuşku katıp
sen senaryonu oyna rol yapmana gerek yok
beklentilerim kayboldu , uzadı bu koridor
rüya tarafından süslenmiş bu uyku
seni getirdi , kapıyı açmayı zorluyor
13 Kasım 2016 Pazar
Ay Devriminde Vals
Old Johnny he's seen mermaids
When he ran aground
They carried him ashore
When he was sure to drown
They say old Johnny's mad
Seawaters turned his head
But he alone survived
All his colleagues dead
Old Johnny's seen King Neptune
In the wildest storm
He alone survived
While sailing round the horn
He carried him to safety
While all around him died
Now Johnny's telling stories
At the old portside
Old Johnny's been at sea
60 years or more
He's sailed a million miles
And fucked a thousand whores
He's heard King Neptune sing
He's heard the mermaids cry
They'll take him out to sea
When it's his turn to die
When he ran aground
They carried him ashore
When he was sure to drown
They say old Johnny's mad
Seawaters turned his head
But he alone survived
All his colleagues dead
Old Johnny's seen King Neptune
In the wildest storm
He alone survived
While sailing round the horn
He carried him to safety
While all around him died
Now Johnny's telling stories
At the old portside
Old Johnny's been at sea
60 years or more
He's sailed a million miles
And fucked a thousand whores
He's heard King Neptune sing
He's heard the mermaids cry
They'll take him out to sea
When it's his turn to die
Taç
ayaklarına uzanan
sis ihtişamıyla ağır rıhtım
ve
sonbaharın vişne ağaçları arasında uyuklayan yüzünde
sabahın körü bir allık
eğer tanrıdan bihaber övünürse mukaddesler
güneş dağa haddinden fazla sürter
zihnimin ceplerinde ellerimi yontarken bir mühlet
boş livarın özrüyle
yüzüm yalnızca gemici düğümü sadakatimi atabilir hikayenin önüne
şaşmaz ve kâfidir
12 Kasım 2016 Cumartesi
Arvo
auramda - biraz başka koy'a gidelim telkiniyle sarsılarak uyanmak
bilet ortağım ve aynı zamanda valiz ritüeli balığımı neşelendirmeye çalışan yolda
anlık kararlarla birkaç yüz kilometre
camdan ya durağanlığı hareket ettirecek
ya yansımamı uyutacak
bir playlist bocalıyorum
ortak neşelenmiyor
şarkımız liste başı çekiyor
11 Kasım 2016 Cuma
Bir Yaklaşık ( Tepe Kamerası Ağzından )
misina sıyrığı ve solucanları kancaya geçirirken aşınan elim
döngünün kronometresini burada sonlandırıyor
şu bant kaydı kasedini sansürlemeden alacak eldivenlerim nerede ?
buradaymış
-
tepe kamerası
gurablistanın en sivri dili
ve teker patlatan nüshasıdır
asla şu sağda balıkçı kostümüyle duran adamı düşünmez
üstelik hiçe sayar
ve faydası için hiçbir kelimenin boğazından tutmaz
hayır tam aksine nefes alması için
..
bir aya vuran seyir defterimde
bir yaklaşık olması dışında bana kalırsa her şey tamdı
denklem her şeye rağmen postallarımla yeniden üzerine basarak söylüyorum muazzamdı
aynı zamanda ödülün inkarı da
hatta ve hatta
son aşamasında solucanların da kancada yok olduğundan
emin olarak
sayacı sonlandırmak istedim
son olarak bunlar için de yoruldum
evcilleştirseydim neler olurdu acaba
motif ne olursa olsun
senaryoda döndüğü için bunun için sorumluluk alırım
gelelim denklemdeki ağırlıklara
teninde zımparalar olan delikler
sanırım hayatları boyunca ya çok sallandıklarını ya da durdukları yerin hareket ettiğini sanırlar
sürekli oynadıkları kumarda
sandalyelerdeki kafataslarından nefret ettiklerini söyler
ve kemikler için süslenirler
kumarda kazıdıklarında anlam yoktur
kazıdıklarındaki anlamı sahiplenirler
ve hayatları boyunca asla bir yere ve bir şeye ait olmak istemezler
modernizmin yenilikçi köleliği
düşün , asla bir yere ait olmak istemeyenlerin oluşturduğu bir moda
vasat , katlanılmaz , konuşulmaz ve ilerlenemez
onlara binaen
varoluşçu deliklerse
kumarın oynandığı masanın altında
kozları olmasa bile
ellerinde herzaman kartlar tutanlardır
sandalyede oturan birinin
sol eliyle (karpometekarpal-dan ) kartlara uzanmak için sağ ayağından destek almasında bile
sağ ayağın yüzlerini okşadıklarını sanırlar
tatmin olabilirler
aptallıktan başka bir şey değil
tin eksikliği
ve
çağın getirisi götürecek olduklarını zamana yayar
beyin sağlığı üzerinde bugünlerde neler olup bittiğine baktığımda
ruh biliminin senelerdir maddelerde şifa aradığını görüyorum
kabataslak farkındalık bile 5-10 yıl sonrasının kaosunu görebilir
herneyse
hileler tam zamanında yapıldı
solungaç görmediğimde bilinmezlikleri eşitliğin diğer tarafına attım
ağırlıklar ağırlıkları
ödül ağırlıkların
ağırlıkları tut
ağırlıkları kaybet
sonra
ödül
..ödül inkar
ödüle gelecek olursam
uzun zamandır düşündüğüm bir olguydu
mükemmel bir ödül diye düşündüm
saydam ritmi evrene dönüşümlü olarak yayabilen
aynı zamanda beynimde saygın bir yer bulup orada orkideler sulayabiliyordu
hareket edebiliyordu
durabiliyordu
taklalar atabiliyordu
dans edebiliyordu
evreni tutuşturabiliyordu
bazen olguyu onun kontrol ettiğini bile düşünürdüm
inkarı
teninde zımparalar olan deliklerle aynı nedeni savununca
döngünün kronometresine saniyesinde bastım
o denklemin ortaya çıkarttığı kusursuz bir gerçekleşmeydi
o yüzden merceğin tek söyleyebileceği
- tanrı ıslığıyla ona ışık tutsun
olur
tepe kamerasını yerine koyma vakti
sonra eldivenlerimi unutacağım bir yere koyarım
şimdi
evrenle bağımın mükemmel iş çıkarmış şarap molasında
gnostiklerin ağzından yaptıklarımı dinliyorum
balığa gelince konu mizahla karışık ciddileşiyorlar
alaycı tavırları hoşuma gitmiyor değil
beynimin suyun üstünde kaldığını hissediyorum
güzel sakinlik
tüzel boşluk
10 Kasım 2016 Perşembe
Meridyen Viyadüğünde Zenit Resitali
küsurat sesler
jargon için
alıkonulmuş schopenhauer-la
lotus yutarak temizlediğim enstrüman
benden bağımsız bir şekilde süratli çalıyor
kahve sisimde perdemin telaşı
arada sıkışıp meridyen boyayalım
9 Kasım 2016 Çarşamba
Çeyrek
.
zihnim
sarfettiği küfürlerle
soysuz evrenin içinde bütün emirlerine harfiyen uyan bedenimin karşısında
.
o yüzden
bu gece
spontane gökle anlaş !
.
çünkü
sistematik bulguda
uyruğumu değiştiren narkozu
ilk günaydınla reddettim
.
8 Kasım 2016 Salı
Ray Tozları
bu
.
talan figüranların
martaval maruzatları karşısında
tutukluk yapan saatlerin
grotesk pilleri için yuttuğu
yandaş bir enerji
.
kordonlar ulnayı dişlerken
manzaranın ayartıldığı yönde sarkacı tutan bir yutak örümceği
ağını kaldırarak
izlediği vagonları
tembihliyor
.
ve
ay
yolu kaybetmiş gibi yaparak
ray tozlarını silmeyi düşünen kordinatlarında
görüş mesafesinde ütülenen figüranları sansürlediği bir çağa ilerliyor
.
kattettiği her mesafede
devasa kırıntıların birleşimindeki olguyu
sığdırabiliyor beyin repertuarına
.
yeteneği karşısında
son katlar şanslı diye düşünürken
düştüğünde suya
dibe varmadan aklanan hali için
ona bir çağ ısmarlıyorum
.
şarkımız sözlerinde göçebe
görselimiz tekrar
.
-
7 Kasım 2016 Pazartesi
Empoze Melodilerin Virtüozleri
yanlış bir eğimde durmuş küre seansında
olacaklar için doğru tahmin
.
neptün seyir defterine de italik bir ilave
--
doğaçlama sürat içerisinden
çitlere çarparak boğulan ivme
kitlelerini doyuramıyor
.
sığ ve yoz bir ibrede ilerlemek
ancak
kökleri dışarıda ağaçları
çökmüş yolları
gece yanacak olan ışıkları
uzağın düşmanı olan telleri
doğaçlama tabelaları
gösterir
.
gösteri herzaman büyülüdür kabul ediyorum
.
ama benim gördüğüm
.
stabil yankı aletlerinin
tekrarlı bağrışlarında aksamış
empoze melodilerin virtüozleri
.
ve bugünlerde benim biletim bunun için fazla değerli
.
bu yüzden
solucan mıntıkamı temizlerken
san choov'un bir yerlerde beklediğini
ve beni orada takdir ettiğini düşünürüm
.
şarkımız
manidar çelme
görselimiz odaklanıldığında bir film
.
-
6 Kasım 2016 Pazar
Sanırım Orada
ilk yolculuğumda ulaştığım yerdeki keyifsizliği zapt edemeyince
eve doğru yola çıkmayı eyleme geçirdim
bugüne kadar hiçbir solucan bunun nedenini tam olarak anlamadı
gittiğim yer için
kuyruklu yıldızın ilerleyen boş mantosuna - derdim
bugüne kadar hiçbir solucan bunun nedenini tam olarak anlamadı
gittiğim yer için
kuyruklu yıldızın ilerleyen boş mantosuna - derdim
.
yol boyunca bir şeylere ramak kalmış gibiydi
yanlış bir şeyler olduğunu düşünmeye başladım
- bana dair -
- bana dair -
.
çünkü evren tam anlamıyla kin kusuyordu
kepenklerde , kedilerde , köprüde , panjurlarda , kere-lerde
ve görünürde kimse yoktu
.
böyle anlarda
gözümü kısarak yürümenin mideme iyi geleceğini düşünürüm
.
ilk anahtarın açtığı kapıda
posta kutumda bir diğer kin kusan mektupları okumaya başladım
okuyor ve yükseliyordum
çünkü içerik tahminimde yatan bir şeydi
.
ikinci anahtardan sonra
kepenklerde , kedilerde , köprüde , panjurlarda , kere-lerde
ve görünürde kimse yoktu
.
böyle anlarda
gözümü kısarak yürümenin mideme iyi geleceğini düşünürüm
.
ilk anahtarın açtığı kapıda
posta kutumda bir diğer kin kusan mektupları okumaya başladım
okuyor ve yükseliyordum
çünkü içerik tahminimde yatan bir şeydi
.
ikinci anahtardan sonra
odanın kapısını açtığımda
evren içerdeydi
evren içerdeydi
görmezden gelip ışığı açmaya yakın
tavan panın yere düşmesini izledim
.
hiçbir şey olmamışçasına
doğrudan son nüshamı açıp okumaya başladım
.
şu kaplumbağaları ters çevirip
zihnimin inanış biçimiyle dalga geçtiğim
.
1-2 saate yakalayabileceğim
bir pazar sabahı vardı önümde
.
o süreç içinde diğer nüshaları da inceledim
.
pazar sabahının omuz hizasında
bu şarkı çalarken
beni gören hemingvay'in kahkahasını duydum birkaç mil ötede
.
elimle önümdeki koyu göstererek
nüshasını yemiş üslubumla
- sanırım orada ! diye bağırdım
.
kahkaha hiç durmadan ve bana doğru yaklaşarak devam etti
.
mataramı vermek için geldiğinde
yüzümde evrenin kustuklarını görmemesi için
yüzümü yıkar gibi davrandım
.
nihayet mataranın tahtaya vurunca çıkardığı sesi duydum
akabinde uzaklaşan kahkahayı
.
su hiç olmadığı kadar durgundu
o uzaklaşırken arkasından sağa ve sola açılan dalgaları izledim
.
yansımamda kendini suçlayan bir çaresizlik vardı
.
tavan panın yere düşmesini izledim
.
hiçbir şey olmamışçasına
doğrudan son nüshamı açıp okumaya başladım
.
şu kaplumbağaları ters çevirip
zihnimin inanış biçimiyle dalga geçtiğim
.
1-2 saate yakalayabileceğim
bir pazar sabahı vardı önümde
.
o süreç içinde diğer nüshaları da inceledim
.
pazar sabahının omuz hizasında
bu şarkı çalarken
beni gören hemingvay'in kahkahasını duydum birkaç mil ötede
.
elimle önümdeki koyu göstererek
nüshasını yemiş üslubumla
- sanırım orada ! diye bağırdım
.
kahkaha hiç durmadan ve bana doğru yaklaşarak devam etti
.
mataramı vermek için geldiğinde
yüzümde evrenin kustuklarını görmemesi için
yüzümü yıkar gibi davrandım
.
nihayet mataranın tahtaya vurunca çıkardığı sesi duydum
akabinde uzaklaşan kahkahayı
.
su hiç olmadığı kadar durgundu
o uzaklaşırken arkasından sağa ve sola açılan dalgaları izledim
.
yansımamda kendini suçlayan bir çaresizlik vardı
.
5 Kasım 2016 Cumartesi
Karpometakarpal
sabahın yumruğunda
uyanış
.
avcumda tinsel hezimetleri geceden sıkarak buruşturmuş olsam da
şimdi
bütün her şeyi tersine çevireceğim
kaplumbağaları bile
.
denklemi ,bilinmezlikleri ve mental ağırlıkları bütün olasılıklarıyla koşulladım
tekrarlar içerisinde beynimin siktiriboktan bir inanış biçimiymiş
ben dahil kimse şaşırmadı
.
günler
karşıma geçip
beni ikna etmeye çalıştı
.
bu doğru
.
zaman genleşti
kama herzaman ürkekti
içi boş livar tek halkasında birleşti
öyleyse çapa biraz dinlensin
.
son ana kadar kesinliği bekledim
bugün 5 kasım
babamın yenilenişi
ve o balığa çıkmadan önce hep solucan toplar
.
artık şimdi bolca zamanım var
.
yabancı gelmeyen postallarımla
metronom kararlılığında karada adımlıyorum
gördüğüm delikler muazzam
.
hiç şansın olmasa da
sana rastgele hemingway
.
nasıl olsa
mart'a doğru
başka bir denklemle karşılaşırız
.
mataram sende kalsın
ama müzik lütfen son ses çalsın
ama müzik lütfen son ses çalsın
4 Kasım 2016 Cuma
Perde Laf
dargın rivayet
rüyanı ıskaladıkça
dalgın dünya bihaber
ve
pejmürde yüzünde
çağa ayak uydurmuş gülücükler
.
buğuya saplıydı nefes
soğuksa üvey
.
..parşömenler
parke parke eksilirken haznemde
sanırım yanlışlıkla ziyadesiyle -fazlayı savundum
.
avuntu
ellerinde akordeonların bozulduğu çingenelerin şehrine göçer
.
takat
çakmak ceplerinde mızıkalarının unutulduğu
yazlıkların kışlarına tüner
.
dakiktir çivide
duvar ve çekiç
zamanlamayı tutturamazsa ne söylediğidir parmağın
.
kayalar yuvarlatır hayıflar
oysa ne haklı bir dinleniş omuzlarında
.
3 Kasım 2016 Perşembe
Pervaz
çakrana mıhlanan kancamı süslemeleri için
ilk kurdela kendin !
kuşatılmış kadranından yelkovana akrebi uzatan esirlerimin
çığlıkları ve sonlanışları arasında
emin olduğum tek şey !
- uzaklara taşan yanağının tablolaştığı sığınağımı asla bulamazlar
bu kesinliğin vermiş olduğu
cesaret
bizi
o kuşatılmış kadranının içinden geçirirken bir sandalla
gayriciddi nabzının hazlarını geride bırakır ,
savaşın ambiyansını görmezden gelir
uzlaşmacı bir tavırla aynı anda kabulleniş ve vazgeçiş çalgısını çalar
olası beyaz bayrakların çağında yaşamayıp
üzerine köpüren dalgalarımın esareti
antlaşmasını imzalayacak durgunluğa bilet ararken
karaborsaya düşen bir soru tutarım
nasıl hissediyorsun ?
yanıt
uzaklara açılan bir yanağından diğerine başka bir soru
fakat yanan biletimin külünden sigarayı yakmak için güzel bir deneyim
yağmur başlayıncaya dek
cephede ninniler arayacağım
umarım pes edip kadrandan çıkmam
umarım pes edip kadrandan çıkmam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)